wpe1A7.jpg (8122 bytes)

 

Ben en bilinçli olduğumu sandığım durumda bile, çoğu kez benim bilincim “benim sandığım başkasının” bilinci… Köleliğimde bana özgürsün deniyor. Özgürlük örnekleri veriliyor her gün. Bakıyorum özgürlüğüme: Param kadar özgürüm. Param yok. İnsansın deniyor. Bakıyorum güçsüzlüğümdeki insanlığıma: Ne ve nasıl tükettiğime göre insanım. Az tüketebildiğim için az insanım. Özgürsün deniyor! İç! Coca Cola’mdan bir yudum ve sigaramdan derin bir nefes daha çekiyorum: Katılıyorum. Coca Cola içmeyi ve sigara tüttürmeyi özgürlüğümün bir ifadesi sanıyorum: Bunlarla değerim, özgürüm, insanım.

Bana, Bağdatı yakarken ve dünyanın büyük çoğunluğunu  yoksun bırakırken, emperyalizm söyleminin saçmalığından ve post-modern dünyadaki karşılıklı bağımlılıktan bahsediyorlar. Ben uluslararası şirketlerle ve halkını zehirleyen devletlerle olan bu karşılıklı bağımlılığımı özgürce sürdürmek için, Bağdatın  bombalanmasını şahane görüntülerle film gibi izledikten sonra, çocuğumu McDoanlds’a götürüyorum; halka halka dumanlar çıkararak dudaklarımın kıvrımları arasından çaka satıyorum… Ben çok iyi biliyorum bunun karşılıklı bağımlılık değil, bağımlılık olduğunu: Ben beni ve çevremi mahvedenle, beni sömürenle tüketimden geçen bir ortaklık kurmuşum. Ortağımın varlığı benim var oluştaki tüketimime bağlı. Ben tükettiğimle varsam, o da benimle olduğu biçimde var. Ben onu tüketmeyerek varsam, onun varlığının koşulu bensiz ortadan kalkar. Onun bana bağımlılığı, onun var oluşunun zorunlu nedenidir. Benim ona bağımlılığım, benim var oluşum değil, onun var oluşu koşulunu gerçekleştirmeye dayanır. Benim sigaralı yokluğum, yani benim sigarasız varlığım, onun tümüyle yok oluşu demektir. Onun tümüyle yok oluşu, benim sigarasız ve binlerce tür hastalıkla cebelleşmeyen var oluşum demektir.

Benim ile post-modern kitle üretim teknolojileri arasındaki karşılıklı bağımlılık, iki tür kudurmuşluğun getirdiği bağımlılığı heceler: aptalca tüketerek ekonomik çıkarları gerçekleştirme kudurmuşluğu ve vücudun beyne hükmettiği tüketim kudurmuşluğu… Ben tükettikçe beni de tüketen teknolojik yapılar var! Onların yokluğu, benim yokluğum değil! Aksine, benim ve çevremin daha iyi varlığı demektir. Nerede karşılıklı bağımlılık? Uluslararası firma ideolojisinin liberal-çoğulcu Post-modern uyduru-söyleminde ve bu söylemle küvette şarkı söyleyip düşler gören beyinde!