KAMPANYA: SİGARAŞITI

AMAÇ

Sağlıklı yaşamın gereği sadece sağlıkla ilgili bilgilere ve bilince sahip olmak değil, aynı zamanda bu bilgi ve bilinç yönünde davranışta bulunmak için gerekli istemi ve motivasyonu kazanmaktır. Hem bilgilendirme ve bilinçlendirmede hem de davranışı etkilemede reklamın önemi oldukça büyüktür. Bu nedenle “İletişim Fakültesi Faydalı Başbelası Yaratma Grubu” Fakültemizde sağlıklı yaşam ve nikotinsiz hava ile ilgili olarak yürütmeyi düşündüğü kampanyada siz değerli ajansların bilgi ve deneyimlerinden faydalanarak, bir kampanya yürütmek istiyor. Amacımız:

    1. fakültemizde sigarayla ilgili bilincin arttırılması;

    2. Fakülte içinde belirli yerleri temiz çevre alanı olarak ilan ederek ve ayırarak, hem sigara içenlerin sigara tüketimini azaltmak;

    3. böylece sigara içenlerin ve ıçmeyenlerin kısa yolda Allahın rahmetine kavuşmalarını geciktirmeye çalışmak,

    4. hem de duman altı olup kendinden geçenleri kendilerine getirmektir.

 

Temel amacımız, tarsız dişler ve kokusuz ağızlara sahip insanların olduğu sevimli ve sevecen bir nikotinsiz çevreye sahip olmaktır.

DURUM

Vallahi Fakültemizde durum çok vahim. Okulun kapısını açar açmaz, sizi ilk karşılayan oksijenden arınmış nikotinle zenginleşmiş dumanlı bir havasız hava olmaktadır. Bu durum ilk anda insanın “Ahhaa işte ben İletişim Fakültesi Kıraathanesine geldim” demesine neden olmaktadır. Bu da, akıllara İletişim Fakültesinin okey, tavla ve iskambil eğitimi mi yoksa insanın kendini ve çevresini anlamasını kolaylaştıran bir iletişim eğitimi mi verdiği sorusunu getirmektedir.

Bu, vahim bir durumdur. (Gözyaşlarını buraya ekle)

Bu durumu daha da vahim yapan diğer bir gerçek ise şudur: Hiç değilse iki yerde sigara içilmemesi gerekir. Bunlardan birincisi hastanedir, çünkü hastanede sağlık verilir (ya da sağlık veriliyor diye adam öldürülür). Bunlardan ikincisi ise eğitim kurumlarıdır. Çünkü eğitim kurumları insana rasyonel düşünmeyi, nedensellik bağları kurup ona göre davranışta bulunmayı öğretir (miş). Fakat fakültemizin iç çevresine baktığımızda, dumanlı gözler, dumanlı beyinler, sigara izmaritli merdivenler ve koridorlar, iğrenç görünümlü sigara\çöp kutuları, nikotinle sararmış yüzler ve duvarlar görmekteyiz.

Keşke sorun sadece bu kadarla kalsaydı: İkinci Dünya Savaşına kadar, uygarlıklar denen örgütlü toplu cinayet şirketlerinin beş altı bin yıldan beri katlettiği insan sayısı, uluslararası sigara şirketlerinin son yirmi yılda katlettiği insan sayısına yaklaşamaz. Amerika’da sigara nedeniyle ölenlerin sayısı yılda binde üç kadardır. Bunu temel olarak alırsak, Dünya nüfusunun binde üçünün ölümünün nedeni sigaradır: Kabaca 18 ile 20 milyon insanın ölümü arpadan değil, sigaradan olmaktadır. Ölenlerin yarısından çoğu sigara içmeyip duman altı olan pasif içicilerdir.

İnsanlığın bugünü ve çocuklarımızın geleceği için, sigara denen illetin bırakılması gerekir. Bunun için de sigara içen ve içmeyenlerin kendisi ve sevdikleri için görevi bu yönde gerekeni yapmaktır.

Okulumuzda ne kadar kişinin sigara içmediği belli değildir. Fakat belli olan şudur ki sigara içmeyenler bu okulda sigaraya başlamaktadır. Örneğin ben ikinci yıl fosurdatmaya ve çevremde sigara içmeyenleri “yeşilaycı” diyerek aşağılamaya başlamıştım.

Özlüce, Fakültemizdeki insan ve çevre durumu insanlık için yüz kızartıcı ve ruh karartıcı bir karakter taşımaktadır.

HEDEF KİTLE

Sigara bizi mezara götürmeden bizim onu mezara götürmemiz gerekir ve bu işi yapacak hedef kitlemiz İletişim Fakültesinde sigara içen, sigara otlanan ve sigara içmeyip nikotinden nasiplenenlerin hepsidir. Bu nüfusu öğrenciler, öğretim elemanları ve okul personeli oluşturmaktadır.

VERİLMESİ İSTENEN MESAJLAR

Eğer ben verilmesi istenen mesajları bilseydim, size niye para verip benim için reklam yapmanızı isteyim ki?

Bu mesajları siz bulacaksınız. Bunu da kafadan uydurmayla değil, sigara hakkında bilgiler toplayarak, sigara içmeyenlerin psikolojileri hakkında enformasyon elde ederek ve sigara şirketlerinin faaliyetlerini meşrulaştıran ideolojik biçimlendirmeleri (arsızlık, saldırı ve savunuları) bilerek, sigara içip durumunun bilincinde olan fakat bağımlılık çıkmazında kıvrananların kıvrılışlarını inceleyerek, sigara içmeyenlerin şikayetlerini ve değerlendirmelerin öğrenerek yapabilirsiniz. Bu da araştırmalar gerektirir.

Sigara içenleri temel olarak iki grupta toplayabiliriz: Birinci grup durumunun bilincinde olan ve sigara endüstrilerinin ideolojik savunusunu yapmayanlar oluşturur. Bu kişilere, örnek olarak sigara ağzında bana sigara içmememi söyleyen babamı verebiliriz. Bu kişiler aynı zamanda sigara karşıtı kampanyaları destekleyenlerdir. İkinci grup insanlar ise iki alt gruba ayrılabilir. Birinci alt grup sigarayla ilgili düşünmeyi reddedenlerdir: Bu kişiler sigara endüstrilerinin bağımlı, bilinçsiz ve arsız savunucularıdır: bağımlılığını ve efendisini savunan köle durumuna düşürülmüşlerdir. Kendilerini at, sigarayı da arpa sanırlar. İkinci alt grup ise, sigaranın zararları hakkında bilgisi olan, eğitimli ve bilinçli insanlardır. Bağımlılıklarının farkındadırlar, fakat bu bağımlılıklarına karşı söz söylendiğinde incinir, alınır ve küserler. Bu tür kişiler ideolojinin “pasif” savunucularıdır.

Sonuç olarak, verilmesi istenen mesajları bilmek için yukarıda belirtilen konular ve sorunlarla, iddialar ve savunularla, saldırılar ve sinmelerle ilgili güvenilir bilgiler toplanması gerekir ki ancak bu şekilde etkili bir reklam kampanyası mesajı oluşturulabilir.

BÜTÇE

Şimdi ben elimde 5 milyar var desem, bütçenizi ona göre uydurup, beni güzelce yolarsınız. Bu nedenle, her ajans bana teklif vermeli. Teklifte aradığım: Kalite ve ucuzluk.

Hadi yapın.