VÜCUT DİLİ SAÇMALAMASI:

Pazarlama ve yönetimde görevsellik

İrfan erdoğan

Vücudun dili olmaz. Masanın dili olmaz. Vücut konuşmaz. Kürk konuşmaz. "Ye kürküm ye" diyen Nasreddin hoca konuşur. Nasreddin hocayı kötü elbiselerle içeri almayan insanlar, elbise konuştuğu için değil, elbiseye kimlikle ilgili atıflar atandığı için öyle davranırlar. Dil ve anlam insanla var olur. Atıflar ise kültür bağımlıdır.

Vücut dili denen kavram sözsüz iletişimin içinde yer alır. Sözsüz iletişim vücut dili değildir, çünkü konuşarak iletişen ve ilişkide bulunan vücut değildir; vücut sözsüz iletişimde zaman, yer, bağlam ve kültür bağımlı ilişkide anlamlandırmada sadece bir öğedir. İmajın özün önüne geçirildiği egemen sahtekarlıkta (örneğin moda, reklamcılık, halkla ilişkiler, propaganda gibi bilinç yönetiminde), vücut dili gibi “satış elemanları” ön plana geçirilecek ve örneğin halkla ilişkiler sempozyumları ve toplantılarında son modayla kendi ve efendisinin satışını yapan uzun bacaklı ve kozmetik endüstrisinin boyalarıyla cilalanmış kızları “halkla ilişkilerci” veya halkla ilişkiler satış elemanı olarak boy göstereceklerdir. Modern silah endüstrileri denen katliam endüstrilerinin yüksek rütbeli ordu mensuplarına sundukları gösterilerde (shows, pazarlama sergilerinde), her cinayet aracını tanıtan kız, ordu mensubunun salyalarını akıtan “vücut diliyle” konuşur: Ne anlatır ve anlattığının özü nedir?  Sergilenen et salya  akıtmak için planlanmış "oltadaki yemdir".

Toplantılarda  vücut dilinden bahsediliyor ve insanlar arasındaki iletişimin % 80 kadarının bazen de fazlasının vücut dili olduğu söyleniyor. Salonlarda oturmuş dinleyen yüzlerce kişiden hiç biri kalkıp “siz bir saattir konuştunuz ve bu zaman içinde bizle olan iletişiminizin yüzde kaçı vücut diliydi?” diye sormuyor nedense.

Vücut dili ve etkili iletişim konuşması yapan şarlatanlara göre, vücut dilini iyi kullanırsan iş bulmada falan başarılı olursun. Sanki biz aptalız, ta küçükten beri nerede nasıl giyineceğimizi ve davranacağımızı bilmiyoruz! Biz vücut diliyle nasıl iş bulunur, ve o işte nasıl ilişki kurulur onu da çok iyi biliriz.  Vücut diliyle ancak dünyanın en eski  mesleğinde kazanç sağlanır: Orospuluk. Temel  iki tür orospuluk vardır ve her ikisi de ekonomik temelli siyasetle gelir. Birincisi ekonomik zor durumda bırakılan veya kolay  yoldan para kazanmak isteyen bazı insanların vücut diliyle (prick teasing yaparak veya yatarak) para kazanmasıdır. İkinci tür ise, en eski meslek kadar eski olan siyasette oy avcılığı işindeki politikacının vücudunu imaj yapmak ve kandırmak için kullanışıdır. Güçsüzün vücudu güçlünün seks sofrasına çerezdir, eğer güçlü isterse. İş arayan bir gencin vücut dili iki işe yarar: Emek ve seks sömürüsü için materyal olur. 

Vücut dili sosyal, kültürel, ekonomik, ideolojik, fiziksel ve belli yer ve zamandaki ortama ve güç ilişkilerine bağlı olarak ilişkisel güce ve pazar değerine sahiptir. Dediğim gibi, güçsüzün iş arayışındaki ve iş yerindeki planlı davranış olarak kullandığı vücut dili ancak avcının (güçlü durumdakinin) amacına bağlı olarak anlamlandırılır ve değerlendirilir. Yani güçsüzün seçeneği pazara kendini emtia olarak sunmaktır. Bunu onurlu bir şekilde veya başka şekillerde de yapabilir.  İletişimin ve ilişkinin ne sürecine, ne yerine, ne zamanına, ne içeriğine, ne de herhangi bir diğer koşuluna etkide bulunamaz. Güçsüzün etkili iletişimi güçlü durumdakinin amaçlarını gerçekleştirme ölçüsünde geçerlidir; buna da güçsüz karar veremez.         

Ayrıca, vücut dili şarlatanları iletişim tarzlarının ve türlerinin bağlama göre değişen bütünleşik karaktere sahip olduğunun ya farkında değildir ya da bilerek bir kenara iterler.

Cehaletin bilgiçlik taslamasından para kazanan veya şarlatanlığı akademisyenlik sanan kişi konuşurken, dinleyenlerin onun vücut hareketlerinden, giyiminden, mimiklerinden, jestlerinden değil de ne söylediğinden anlam çıkartmaya çalıştıklarının bile farkında değil. Vücutla ne söylediğinin sözle söyledikleriyle ilişkisi ancak anormal veya özel durumlarda kurulur. Fakat her durumda temel hareket noktası ve temel referans  sözlü iletişimdir.  Evet  demeden evet anlamına baş sallandığında o  anda (baş sallama  anında) anlamın  %  100'ü sözsüz iletişimle üretilir. Ama o  sadece bir andır ve sözle süregelenin bütünleşik bir parçasıdır;  O bütünden (ilişkisel  bağlamdan) ayrıldığında, o baş sallamanın  anlamı  sadece soyut bir evettir, o kadar.

Ortak kod olarak dilsiz alfabesini kullanan iki kişinin iletişiminde, artık sözlü iletişim yer almaz: İletişim  % 100 sözsüzdür.  Kullanılan kodları bilmediğimiz için, biz bu iletişimle yürütülen  ilişkinin doğası hakkında bir şey söyleyemeyiz.

Cehaletin bilgiçlik taslamasından para kazanan veya şarlatanlığı akademisyenlik sanan kişiler  ilk insanın neden işaret ve sesle çağırmayı (sözsüz iletişimi) bırakıp sözlü iletişimi  geliştirdiklerinin bile farkında değil.

Bu kişiler çevremizde gözle görünen ve görünmeyen on binlerce sinyalin olduğunun ve iletişimin bu sinyaller yoluyla ilişki kurmak, yürütmek, geliştirmek vb olduğunun farkında bile değil.

İlişkinin bir anında sözsüz iletişim anlam iletmede ve ilişki yürütmede  % 100 yer alabilir;   ama nerede, hangi koşullarda ve hangi bağlamda? Bunun belirlenmesi gerekir.

Bir ilişki koşulunda vücut dilinin % 60 veya % 80 olduğunu kim ölçmüş ve nasıl ölçmüş? Ölçme olanağı var mı? Ölçecek bir ölçek geliştirilmiş mi? Yani uydurmayalım: İletişim süregiden insan ilişkisinin zorunlu koşuludur ve ne kadarının sözsüz olduğu tespit edilemez. Ölçebilmek için ilişkiyi görsel ve sözel olarak kaydetmek de yeterli değildir: Nicel farklılığı belirleyecek ölçek gerekir. Niceliksel olarak ölçülse bile bu bize sadece belli bir anın mekaniksel durumu hakkında bilgi verir; fakat asla iletişimin doğasıyla ilgili bilgi veremez.      

Sözsüz iletişimde karşısındakinin giydiği beyaz çoraba bakarak o kişiyi maganda olarak değerlendiren biri bu okumasında neyi yansıtıyor?

Vücut dilinin egemen bir dil olabilmesi için belli bir yer ve zamanda yaşayan insanlar arasında benimsenen ortak kodlara sahip olması gerekir. Bu kodlar kaç tanedir ve bu kodların kaç tanesini insanlar belleklerinde tutabilirler. Dilsizlerin alfabesini düşünün.

Başparmağını ondan sonra gelen iki parmak arasına sokarak el işareti yapan birinin iletişim tarzı ne ve bu tarzda sözsüz iletişimin oranı ve ilişkide aldığı yerin anlamı ne?

Aynı el işaretini bir Amerikalıya yaparsan, Amerikalı bunu nasıl okur (anlamlandırır)?

Aynı gülümsemenin ayrı bağlam, ortam ve ayrı psikolojik koşullarda anlamı aynı mıdır?

Göz kırpmanın tek bir anlamı mı vardır? Tek veya fazla anlamı olsun: Bunun anlamı ne?

Örgütlü zamandan ve yerden (bağlamdan) soyutlanmasa bile, bir ayak ayak üstüne atmanın o aynı yer, zaman ve güç ilişkilerinde kişilerce anlamlandırması aynı mı olur? Aynı veya farklı olsun, ne fark eder ve neden? Bu anlamlandırmanın sonuçları ne olabilir ve neden?

Filmler dışındaki gerçek hayatta, siyah kovboy şapkası giyen biri kötü adam mıdır? Her kara yağız ve bıyıklı erkek baban mıdır?

Elinde sigarasını kendi düşüncesine göre seksi bir şekilde tutan bir kadın herkes tarafından seksi olarak mı değerlendirilir? Ben o kadını nikotin bağımlı, belki de aşağılık duygusuyla dolu, iğrenç kokulu, kendi sağlığını düşünmeyen, diğer insanların temiz hava hakkına tecavüz eden ve kendini ve çevresini zehirleyen tehlikeli bir zavallı olarak nitelerim.

İletişim şarlatanları para ve ün kazanıyorlar cehaletin egemen olduğu bir ortamda. Benim diyeceğim:  Ayaklarını yere bas; bastığın yeri toprak diyerek geçme tanı, o yerin mülkiyet ilişkilerinin bir parçası olduğunu bil; o yerdeki zaman senin örgütlediğin zaman mı, yoksa sen örgütlenmiş zamanda boyun eğme zorunda bırakılmış ve istese de istemese de o zamana katılan biri misin? O yeri sen mi örgütledin yoksa o yer senin ücretli/maşlı veya ücretsiz köleliğinin ifadesini bulduğu (ve senin vücut dilinin rutinlerle donduğu ve dondurulduğu) bir yer mi? Benim dediğin vücut, bilinç, zaman ve yer hakikaten senin mi yoksa senin köleliğine katılman mı?

Sözsüz iletişimle ilgili okumalar: vucutspeaks.htm    sozsuz.htm

 


geriye

Ana
sayfaya