İŞÇİ-GÖÇÜ, YABANCI İŞÇİLER
VE ULUSLARARASI İLETİŞİM

irfan erdogan

İşçi göçü veya yabancı işçiler kavramı ve ilişkisi İngiliz emperyalizminin ucuz işçi kullanarak sermaye birikiminde, köleliğe son yaygarasıyla, icat ettiği bir ekonomik sömürü tarzıdır (Bak: Erdoğan, 1996b).

Uluslararası iletişimde "iletişiye giren" bir diğer insan topluluğu da "yabancı işçilerdir." Uluslararası işçi kullanımı yeni değildir ve kölelikle başlar. Kapitalizmin gelişmesiyle ucuz işgücü biçimine dönüştürülen kölelikte, artık Afrika'dan insanları avlayarak köleleştirme son bulmuştur. Onun yerini önce belli süre için kontratla diğer ülkelerden getirilen işçiler almıştır. Ardından göçebe ve yabancı işçi biçimi gelişmiştir. Bugün kapitalist dünya pazarının yarattığı yoksunluk ve yoksulluk koşullarında, insanları zorla köleleştirme yerini, insanların birbiriyle yarışarak, kendi ayaklarıyla tıpış tıpış geldiği, çaresizliğin ve çıkmazın gönüllü köleliği aldı. Türk işçilerinin en çok olduğu yer bugün Almanya... Uluslararası ilişki ve bu ilişkiyle gelen, bu ilişkinin biçimine özgü iletişim biçimi... Bu biçimi kapitalist ideoloji fırsat eşitliği, özgürlük, demokrasi ve pozitif kültürel kontak olarak niteleyerek iletir, iletişir. Bu kapitalist için görevsel ileti biçiminin altında gerçekte sadece ekonomik sömürü yatmaz, aynı zamanda, Alman halkını yönetmede, kendi sorunlarını çözme ve toplumdaki sorunlara kendi dışında neden göstermede iç siyasal politika gündem saptanması ve yürütülmesi bağdaş kurup oturur. Böylece, hunharca sömürülen yabancı işçiler Alman işçi sınıfının işsizliğinin nedeni yapılır. Uluslararası kültürel kontak ve iletişim: Alman işçi sınıfının bir bölümü Türk işçilere saldırır. Türk hükümeti tepki gösterir. Bütün Türkiye tepki gösterir. Faşizm kınanır. "Demokratik" ve "doğru" çözüm yolları aranır. Türk halkı, maçtaki gibi olmasa bile, gene de çokmuş. İletişim araçları haber Allah haber veriyor. Elbette verecek. Tartışmalar almış yürümüş. Enflasyon da... Memur ücretleri tiril tiril titriyor. Kapitalistin siyasetçisi memura, "sendikalı işçilerin ücretlerine bak, seninkinin üç beş misli" diyor. Memur işçiye takır takır birbirine vuran dişlerini gösteriyor. Sermaye "oynarım şıkıdım şıkıdım" diyerekten oyununa devam ediyor. Sermaye yüksek ücretliden tut ağzı açlıktan düşmanı perişan eden herkese kadar bütün işçilerinin gayretli çalışması sonucu bir diğer sermayeye ve işçilerine gol atıyor. Taraftarlar arabalarla ve silahlarla sokaklarda sermayenin kazancına korna çalıyor ve havaya kurşun sıkıyorlar. Almanya'dan Amerikan zenci taklitçiliğini yapan ve milliyetçiliği körükleyen miliyetçi-zenci-Amerikan müziği doluyor kulaklara. Heyecanlanıyorum; uluslararası iletişim: Ulan bir dazlak Alman geçse elime tepelerim valla şu an. Peki o dazlak Allah’ın veya içinde bin bir kimyasal madde olan sabunun döktüğü saç nedeniyle dazlak kalmışsa? Olsun, kalmasaydı, bana ne!! Bunlar olurken gene Alman dazlak işsiz. Gene Türk işçisi gurbette ağır koşullarda dişini tırnağına takmış çalışmaya devam ediyor. Gene enflasyon, gene soygun, gene bölücüler, işçi ücretleri ve memur maaşları ve dengeler nutukları... "Bu ne sevgi ah, bu ne ızdırap" iletişimi.

Kapitalizmin kendini satışında (kendini en ileri ve en mükemmel, en cazibeli gösterişinde) yabancı işçiler önemli bir rol oynamışlardır: Yabancı işçilerin yaz aylarında ülkelerine tatile dönüşünde Amerika ve Almanya hikayeleri ve davranış biçimleri gerçeğin tepe taklak edilişini yansıtır. Bir "Almancının" (a) Almanya’daki hayatın gerçeklerini sunumuyla (b) Almanya’da kendi ve Alman işçi sınıfının yaşam gerçekleri arasındaki fark, köyün çıkışında oturan bir ejderhanın milleti yediği masalıyla bunun masal olduğunu belirtme farkıdır. Almancının veya Amerikacının ilettiği gerçekler ne kendi ne de işçi sınıfının gerçekleridir, fakat başkalarının (bir azınlık sınıfın) yaşadığı özlenilen hayallerin iletişimidir. Almancıların ve Amerikancıların yalan-iletisi kitle iletişim araçlarının yalan-yapma-kurgu iletileriyle paralel bir biçimde, emperyalizmin uluslararası ideolojik sistem-satışını desteklerler. Amerika'da ve Almanya’da mevsimlik işçiler, tarım işçileri ve yabancı-işçiler hakkında yapılan araştırmaların bulgularına ve hatta yıllık Almanaklardaki istatistiklere baktığımızda, bu ülkelerdeki yabancı işçilerin yaşam koşullarının bu ülkelerdeki kedi, köpek ve atların yaşam koşullarından bile epey altta olduğunu görürüz. Bırakın yabancı işçileri, Amerika’daki göçebe ve tarım işçilerinin yaşam koşulları da hayvanların yaşam koşullarının çok altındadır ( Erdoğan,1995). Yabancı-işçilerin ülkelerine geri döndüklerinde kendilerini değerli bir "şey" olarak satarak köyünün\kasabasının insanından üstünlük taslaması, kapitalizmin materyal ilişkiler dünyasında ezilenin kendinden gelir bakımından aşağıda olan diğer bir ezilene karşı ezme iletişimi girişimidir. Almancının burnu yukarda gezişi, durmadan tekmelenerek, dünya gerçeğinin güce bağımlı olarak tekmeleme ve tekmelenme olduğunu benimseyen ve evindeki kediden, karısından ve çocuğundan başka, dışarıda ezebilecek insanlar buluşunun verdiği psikolojik doyumun dışa vuruş şeklidir. Bu tür sözlü ve kasılarak gezişiyle yapılan sözsüz iletişimin anlamı, işçi\köylü sınıfının içinde yanlış pozisyonlandırılmış ve yanlış yönlendirilmiş çekememezlik, hınç ve düşmanlık ilişkilerinin yaratıldığıdır. Yanlış pozisyonlandırma ve yönlendirme sadece ideolojik egemenlikle olmaz. Daha çok ve daha etken olarak, materyal ilişkilerdeki pozisyonlandırmada (kişinin yaptığı iş, tuttuğu mevkide) olur. Devletin maaşlı-köle polisleri ücretli köle grevcilere saldırtılması, kapitalist materyal ilişkilerin örgütlenmeyle pozisyonlandırarak yarattığı gerçeği anlatır. Bu gerçek, bir polisin yaptığından kıvanç duyması, saldırmak için can atması, dayak ve işkenceden doyum sağlaması özelliğini aldığında, kişinin kendi kendine ve kendi ekonomik koşullarına benzer durumdaki insanlara düşmanlığına dönüşür. Dıştan Almancıların ve Amerikancıların benimseyerek getirdiği anlayış ve ilişki tarzı ve içten ücretli ve maaşlı kölelik durumuna düşürülmüş insanları pozisyonlandırmanın getirdiği "benim durumum benim altımdakilerden daha iyi" değerlendirme tarzıyla, insanın pozisyonuna ve pozisyonun bağlı olduğu kölelik sistemine sarılışı, insanlar arası dayanışma kurulmasını önleyici bir rol oynar.

Yabancı işçiler gelişmiş kapitalist ülkelerde (a) ekonomik sömürü aracı ve (b) toplumsal sorunlarda suçlu olarak gösterilenlerdir.