Mekaniksel Materyalizm ve Marks:
Devlet ve din anlay��� 

irfan erdogan

Devlet kendini �nce insanlar �zerinde ideolojik bir g�� olarak sunar. �zellikle tarih�iler, siyaset�iler, hukuk�ular, yasa yap�c�lar� gibi profesyoneller devleti s�n�flar �st�, toplum �at��malar� �tesinde ba��ms�z bir varl�k olarak g�r�rler. Dolay�s�yla, ekonomik ili�kiler k�kenini silip ortadan kald�r�rlar. Sonu� olarak hukuksal bi�im, ekonomik i�erikten soyutlan�r ve kendine �zg� tarihsel geli�ime ve ba��ms�zl��a sahip oldu�u iddia edilir. Devletin ve hukukun ba��ms�zl��� iddialar� artt�k�a devletin ve hukukun belli bir s�n�f�n organ� olmas� da artar (Engels, 1888 : 342). Devlet ve toplumun yap�s�, siyasal bak�mdan, iki ayr� �ey de�ildir : Devlet toplumun yap�s�d�r, aktif, bilin�li ve resmi ifadesidir.

Devlet genel ve �zel ya�am, genel ve �zel ��karlar aras�ndaki �eli�ki �zerine kurulmu�tur. Devle tin varl��� ile herhangi bir t�r k�leli�in varl��� birbirinden ayr�lamaz (Marks, 1844a:216, 217). �a�da� devlet taraf�ndan insan haklar�n�n tan�nmas�, eski devirdeki (antiquity) devletin k�leli�i tan�mas�yla ayn� anlama sahiptir. Eski devrin devletinin temeli k�lelikti. �a�da� devletin temeli, sivil toplum ve bu toplumun bireyi; yani �teki insanlarla tek ba�� �zel ��kar olan, �cretli i�in k�lesi olan, bencil gereksinimleri olan, ba��ms�z ki�idir. �a�da� devlet bu temeli tan�d�, fakat yaratmad�. �a�da� d�nyada herkes k�leli�e ve toplumsal ya�ama ayn� anda kat�l�r. Fakat sivil toplumun k�leli�i g�r�n��te en b�y�k �zg�rl�kt�r. ��nk�, "imtiyaz" (�rne�in m�lkiyet sahibi olma), yerini "hak" ile de�i�tirmi�tir, yani herhangi bir hakka sahip olmay�, bu hakk�n gerektirdi�i ya�am�n unsurlar�na sahip olmadan, �zg�rl�k kabul etmek. Bu ger�ek, ki�inin mutlak k�leli�inin ifadesinden ba�ka bir �ey de�ildir (Marks, Engels : 1845a : 218; 219). �rne�in, Amerika'da pamuk tarlalar�nda �al��an, mal gibi al�n�p sat�lan, efendisine ve topra�a ba�l� zenci k�leler end�strile�menin gerekleri sonucu burjuvazi taraf�ndan bu t�r k�lelikten azat edildiler. Burjuvazi, feodalitenin k�lelerine �zg�rl�k verdi, ama bu onlar� burjuvazinin �cretli k�leleri haline getirdi. Zencilerin ve t�m i��ilerin y�z y�ze geldikleri bu yeni ili�kiler ve olanaklar, en b�y�k �zg�rl�k olarak sunuldu. Sivil toplumun �yelerini birlikte tutan, birbirine ba�layan devlet de�il, insanlar�n temel gereksinmeleri, ��kar ar�d�r. Bu nedenle, ger�ekte, devlet sivil hayat� de�il, sivil hayat devleti ayakta tutar (Marks, Engels, 1845 : 220). Sivil toplumu korudu�u bahanesiyle �e�itli ba�ka organlar�n� (ordu, polis gibi) harekete ge�iren devlet, ger�ekte, kendi varl���n� bi�imlendiren toplum �eklini, ��karlar d�zenini, dolay�s�yla kendini korumak zorunlulu�u ile hareket etmektedir.

G�n�m�z�n toplumu b�t�n uygar �lkelerde varolan ve her �lkenin kendine �zg� tarihsel geli�imi ile az �ok farkl� ve geli�mi� olan kapitalist toplumdur. �te yandan, G�n�m�z�n devleti Almanya'da, �svi�re'de, �ngiltere'de, Amerika'da, k�saca her �lkede farkl�d�r. Bu farkl�l�klara kar��n, bu devletlerin hepsi de �a�da� burjuva toplumuna dayan�r ve belli temel ortak �zelliklere sahiptirler (Marks, 1875 :255). "�zg�r devlet," nedir? Alman �mparatorlu�unda devlet, Rusya'daki devlet kadar �zg�rd�r. �zg�rl�k, devleti topluma egemen olan bir organdan topluma tamam�yla ba��ml� organa d�n��t�rmeyi i�erir. Bug�n (1875) devlet �ekilleri devletin �zg�rl���n� k�s�tlama derecesine g�re az ya da �ok �zg�rd�r (Marks,1875 : 255). Devlet egemen "irade" �zerinde durmaz, bunun yerine, ki�ilerin maddi ya�am bi�imlerinden ��kar ve egemen bir "irade" �ekline sahiptir. E�er bu "irade" egemenli�ini yitirirse, bu sadece "iradenin" de�i�ti�ini de�il, ayn� zamanda insanlar�n "iradelerine" kar��n ya�amlar� ve maddi varl�klar�n�n da de�i�ti�i anlam�na gelir (Marks, 1846a :227). Yasa ilkel toplum ve �zel m�lkiyetle ayn� anda geli�ir. Sivil hukukun geli�mesi m�lkiyet ili�kilerinin geli�mesiyle olu�up �ekille�ti. Sivil hukukta varolan m�lkiyet ili�kileri genel iradenin (halk�n iste�inin) sonucu oldu�u ilan edilir (Marks ile Engels, 1846 : 61). Pozitivist-deneyimci kuramda yasalar anayasa ile ilgili yasalar, sanki Tanr� vergisi gibi varl�klar� ve ge�erlilikleri hi� soru�turulmaz:

Sorun, ki�ilerin bu yasalara uymas�, uymayanlar�n da �e�itli yollarla uydurulmas� olur. Marksist yakla��m, yasalar�n toplumsal �retim bi�iminden ��kt���n� ve bu bi�imin de�i�imiyle de�i�ti�ini belirtir. Bunu Engels (1890 : 54) ��yle a��klar: �a�da� devlette yasa hem genel ekonomik konuma ve bu konumun ifadesine kar��l�k olmak zorundad�r; hem de, i� �eli�kilere kar��n, kendi i�inde tutarl� olmak zorundad�r. Marksist din ileti�imi ve egemen uyduru autonumoutMarksist din ileti007imi ve uydurunun egemenli009i Marksist din anlay��� bilin�li ve bilin�siz olarak �arp�t�lm�� ve yanl�� iletilmi�tir. Bu �arp�tmalarla ve yanl�� sunumla, dinsiz kom�nizme ve kom�nistlere kar��, d�nyan�n hemen her �lkesinde, b�t�n dinliler birli�e davet edilir. Ayn� zamanda, kapitalist-pozitivist anlay���n mekaniksel-maddecili�inin dinsizli�i ve laiklik ilkesi Marksist materyalizme y�klenir ve Marksistler kendilerinin olamayan bir �eyi savunma durumuna d���r�l�r. En k�t�s� de, marksizmi ��renen gen�ler bu sald�rma ve savunma pratiklerine bakarak, bu yanl�� ve �arp�tma ileti�im bi�imlerini s�rd�rmeye kat�l�rlar. Marksist maddecilik, maddeye tapan kapitalist-pozitivist maddecili�e kar��tt�r. Marksist maddecilik, daha evvelce etrafl�ca belirtti�imiz gibi, en �zl� anlam�yla, toplumu ve toplumsal ili�kileri incelmede ekonomik tabana dayanarak ba�layan bir inceleme y�ntemidir. Marksist maddecilik, dini insan�n g�venlik, teselli ve g�zellik gibi derin gereksinimlerini i�eren ger�ek ya�am�n �ok y�nl� yans�mas� olarak g�r�r.

Marksist maddeci g�r�� dinin kitlelerin hayat�na getirdi�i rahatl��� ve teselliyi ortadan kald�rmaya te�ebb�s edecek bir yap�ya sahip de�ildir. Ne de, pozitivist-bilimin kendini reddeden sahtekar tutumuyla, dini siyasette s�m�r� arac� olarak kullanmay� da ama�lamaz. Marksist g�r�� bu konuda �ok a��kt�r. �stenen de�i�im ancak herhangi bir d���nceyi ��karan ve besleyen maddi ko�ullar�n de�i�imiyle ortaya ��kabilir. Burjuva maddecilerinin yapt��� gibi, d���nenleri i�kenceye tabi tutarak, zindanlara atarak, �ld�rerek ya da yasalar ��kartarak d���nceler de�i�tirilemez. Asl�nda bu yolu izlemenin nedeni a��kt�r :

�dealist metafizik d���nce veya pozitivist-deneyimci kuram, insan�n d���ncelerinden hareket ederek ger�e�e ula�maya �al���r. Oysa Marksist maddecilik, toplumun �retim bi�imi ve ili�kilerinden hareket ederek insan�n fikirlerine, dini anlay���na var�r ve e�er dinle ilgili hurafelerin, hayallerin de�i�tirilmesi ama�lan�rsa, hareket noktas� bu hayalleri ve hurafeleri besleyen, ��karan toplumsal ko�ullard�r. Marksist kuram dinin s�n�f m�cadelesinde oynad��� rol� tarihsel bak�m dan inceleyip anlat�rken, dini ne su�lar, ne de dinin insanlara ahlak ve karde�lik duygusu verdi�ini s�yler, Dinle ilgili (iyi veya k�t�) her �eyi toplumsal g��lerin ve hareketlerin kendilerini kavramlarla ifade etmeleri olarak kabul eder, bunu bu g��lerin ve hareketlerin do�al g�r�n�m� olarak g�r�r. Dini sorgulayanlar, dinin k�kenini, �e�itli �ekillerini, devaml� de�i�im ve geli�me sini, ne bir ilahi fikirde, ne de insan�n do�as�nda, fakat ya�am�n somut ko�ullar�nda, �retim g��lerinde, ili�kilerinde ve toplumsal �rg�tlenmede ara mal�d�rlar. Marks'a g�re din, somut d�nyan�n "ahlaki tedbiri, kutsal tamamlanmas�," bu d�nyan�n hakl� ��kar�lmas� ve avunmak i�in evrensel temeldir; din insan �zvarl���n�n d��sel tasavvurudur, ��nk� insan �zvarl��� (ruhu) do�ru ger�e�e sahip de�ildir. Dine kar�� m�cadele, dinin "ruhsal k�k� oldu�u" bu d�nyaya kar�� d�v��t�r. Din, bask� alt�ndaki ezilen yarat���n "i� �eki�idir, kalpsiz d�nyan�n kalbidir, ruhsuz durumun ruhu oldu�u gibi ve halk�n afyonudur." Marks'a g�re, halk�n "d��sel mutlulu�u" olan dinin kald�r�lmas� halk�n ger�ek mutlulu�unu gerektirir; d��lerden vazge�me iste�i, bu d��lere muhta� olan ko�ullardan vazge�me iste�idir. Yani, d��leri ortaya ��karan ve d��lerle beslenen ko�ullar�n ortadan kalkmas� ve ayn� zamanda ger�ek mutlulu�u sa�layan ko�ullar�n gelmesiyle d��ler silinip gider. Marks'a g�re, tarihin amac� (yani insan�n amac�) bu d�nyan�n ger�e�ini kurmakt�r. B�ylece cennetin ele�tirisi d�nyan�n ele�tirisine, dinin ele�tirisi do�runun ele�tirisine ve teolojinin ele�tirisi siyasetin ele�tirisine d�n���r (Marks, 1844 : 226, 227). Lenin'e g�re, burjuva maddecilerinin halk�n cahilli�i olarak g�rd�kleri dini, hi�bir propaganda, e�itim ya da e�itici kitap kitlelerin beyninden s�k�p atamaz. Tek �are, kitlelere, dinin k�kenlerine kar��, yani kapitalizmin her t�r y�k�c� egemenli�ine kar�� toplu, �rg�tlenmi�, planl� ve bilin�li bir �ekilde m�cadeleyi ��retmektir (Lenin, 1909 : 245).