Praxis, G�z 2001, say� 4, s. 276-313.  

Kitle �leti�imi �rne�iyle Marksist Siyasal Ekonomi Yakla��m�
�zerine Bir Tart��ma

�rfan Erdo�an

 

Bilime giri�te, cehenneme giri�te oldu�u gibi, �u talep yap�lmak zorunda:
Burada b�t�n g�vensizlikler b�rak�lmal�;
B�t�n korkakl�klar burada �l� olmal�.
Karl Marx, 1859

 Summary

On Method: Marxist Political Economy

Academic research encloses itself within a framework of administrative activity as a consequence of construing communication on a linear sender-message-receiver-feedback model. Hence, all structures associated with problems and issues of communication are regarded as legitimate, valid and universal reality; theoretical rationales, research questions or hypotheses, findings and conclusions are shaped according to the objectives of administrative control. Furthermore, ruling circles are relieved from responsibility by ascribing the consequences related with the produced products, ideological he�emony and consciousness management to the consumer, when post-modern active audience thesis are articulated into this approach. Thus, for instance, communication history becomes the history of legitimization of the capitalist market and approaches like Marxist political economy are declared invalid by proclaiming economic reductionism, when academic communication in research, studies, courses, meetings, symposiums and publications engage in consciousness management of capitalist market mechanism.

This study, contrary to the ruling orientations, insists on the indispensability of Marxist political economy in social sciences and provides a critical discussion on the issues of the political economy of communication. The main objective of the study, by emphasizing political economic features of the communication, is to indicate that the political economy approach is rather comprehensive and invaluable tool for social research.

�zet

�leti�imi, geleneksel olarak �izgisel g�nderici-mesaj-al�c�-geri besleme modeli ve g�n�m�zde pop�ler bir �ekilde k�lt�rel incelemeler diye nitelenen �al�mlama ��z�mlemesi� �zerine in�a etme sonucu, akademik alan kendini �ok kapsaml� g�r�nen fakat olduk�a dar bir ideolojik, y�netimsel ve ��kar faaliyetleri �er�evesi i�ine sokmu�tur.1 Bu akademik k�lt�rel ve ideolojik ba�lamda ileti�imin ele ald��� sorun ve konulardaki b�t�n yap�lar ka��n�lmaz olarak me�ru, ge�erli ve evrensel ger�ekler olarak ele al�n�r; kuramsal gerek�eler, ara�t�rma sorular� veya hipotezler, bulgular ve sonu�lar k�lt�rel �okluk ve farkl�l�klara dayanan �o�ulcu farkl�la�malar ve y�netimsel kontrol ama�lar�na g�re �ekillenir. Bu yakla��ma post modern �sonsuz semiosis� i�inde kula� atan aktif ��z�mleyici tezi eklendi�inde, bu ekleme post-pozitivist ele�tirel realizmin (critical realism)2 epistemolojisiyle desteklendi�inde, bilin� y�netimi, ideolojik egemenlik ve �retilen �r�nle ilgili sonu�lar izleyicinin kendine �zg� ba��ms�z anlam vermesiyle gelen �zg�r se�imselli�ine y�klenerek egemen �evreler bir kez daha sorumluluktan kurtar�l�r. Akademisyenler, ara�t�rmalar�, dersleri, toplant�lar�, sempozyumlar� ve yay�nlar�yla kapitalist pazar mekanizmas�n�n bilin� y�netimi i�ine girdi�inde, �rne�in, ileti�im s�ylenen veya yaz�l� s�z veya s�ylem olur; tarih �pazar� me�rula�t�rma tarihine� d�n���r; s�zs�z ileti�im her al�mlay�c�n�n kendine g�re anlam verdi�i ortak kodlardan yoksun �znel kodla anlamland�r�lan �v�cut diline� indirgenir; Marksist tarihsel materyalizm veya Marksist siyasal ekonomi gibi yakla��mlar �ekonomik indirgemecilik� olarak nitelenerek ge�ersiz ilan edilir.

...................................

1  �leti�im ne mesaj al��veri�i, ne bir yaz�l� kelime, ne bir s�z, ne de s�ylem veya laf ebeli�idir. �leti�im insan�n fiziksel ve toplumsal var olu�unun zorunlu ko�uludur: �leti�imin durdu�u an fiziksel ve sosyal varl�k da son bulur. Atomistik, egemenlik i�in i�levsel fonksiyonellik, dil dahil ara�sal belirleyicilik �tesine gidip, ya�ayan insanla ileti�imi tan�mlamam�z gerekir. Bununla ilgili ayr�nt�l� tart��ma i�in benim web sayfamdaki yaz�lara ve �ileti�im, egemenlik ve m�cadele� ile ilgili yaz�lar�ma bakabilirsiniz. Elbette bunu yapmak i�in �nce kendine ve kendinden olana de�er verme gerekir.

2. Bu, Marksist critical realism veya analitic marksizm ile kar��t�r�lmamal�d�r. Bu kar��t�rma nedeniyle, �rne�in Fiske gibi kimseler sanki neo-Marksist y�nelimli gibi g�r�nmektedir.

..................................

Bu inceleme, egemen pozitivist, post-pozitivist ve liberal-�o�ulcu k�lt�rel incelemelerin kuramsal �er�evelerinin �tesinde, sosyal bilimlerde Marksist siyasal ekonominin vazge�ilmez gereklili�ini belirtmek ve sosyal ara�t�rma i�in insan�n �rg�tl� ger�e�ini en ger�ek�i bir �ekilde yakalayan yakla��m oldu�una i�aret etmek i�in tasarland�.

A. Giri�: Sorun ve Ama�

Yarat�lan yoksulluklar ve yoksunluklardan ge�erek bolluk i�inde ya�ayan ve varo�larda ya�ayanlar� tembel ve talihsiz olarak niteleyenler, k�yl�lerin nesiller boyu ya�ad��� �evrede, kamudan maa� alan , fakat kendilerine z�nd�k bile vermeyen sermayenin ��kar� i�in bilin�sizce sayg�s�zl�kla �do�a turizmi planlar�� yapanlar, demokratik �o�ulculu�u ve izleyicilerin aktif �zneler oldu�unu kan�tlayarak demokratik �o�ulculuk s�ylemiyle kendileri i�in prestij ve rahat gelir sa�lama yeri olarak yerle�tikleri �niversiteleri bilgi�lik taslayan cehalet yuvalar�na d�n��t�renler ve kapitalist pazar� insan�n do�al ve evrensel yap�s� diye reklamla, halkla ili�kilerle, okullarla, televizyonla, gazetelerle, radyolarla ��rg�tl� bilin�lendirme� i�i yapanlar�n, demokratikle�me ve geli�me ad�na toplumun insan ve do�al zenginliklerini i� ve d�� sermayeye pe�ke� �ekenlerin egemen oldu�u bir d�nyada ya��yoruz. Bu d�nya o denli adile�tirilmi�, al�alt�lm�� ve al�akla�t�r�lm�� bir d�nya ki, ben �u a�a��dakileri dedi�imde d�n kom�nist diye su�lan�yordum, bug�nse ya s�ylem analizi sak�z� �i�nemeyen ekonomik indirgemeci veya �pop�list� oluyorum.3 ��te pek ho� olmayan birka� kom�nist�e veya pop�list�e ger�ek: D�nyada 359 g��l�n�n gasp etti�i zenginlik 2.9 milyar insan�n toplam zenginli�ine e�ittir.4 D�nyan�n en zengin �� ki�isinin toplam zenginli�i d�nyadaki 48 yoksulla�t�r�lm�� �lkenin milli gelirine e�ittir.5 D�nyadaki yiyecek, su, e�itim ve sa�l�k hizmeti gibi temel gereksinimlerle ilgili sorunlar� gidermek i�in �nde gelen 255 b�y�k zenginli�in sadece % 4��n� harcamak yetmektedir.6  D�nyan�n a� b�rak�lm�� insanlar�n�n doymas� ve kanalizasyon sorunlar�n�n ��z�lmesi i�in, �rne�in Avrupal�lar�n bir y�l parf�m kullanmamalar� yeterlidir.

 

.........................

3 Yani, �sigara i�mek zararl�d�r� veya �fukaraya yard�m edelim� diyenle Ye�ilayc�, K�z�layc�, �evreci gibi nitelemelerle alay etme, daha k�t�s� Ye�ilayc�l���, K�z�layc�l���, �evrecili�i vb genel iyilik i�in olan� a�a��lanacak bir �ey gibi g�stererek a�a��lama. Elbette halk� pop�list s�ylemlerle uyutan bir siyasal se�im politikalar�n�n oldu�u ortamda, pop�list s�ylemin kand�rma, kendi ��kar� i�in insanlar� kullanma anlam�na gelece�i ve getirilece�i normaldir. Bu arada, ge�e�i s�yleyenleri de pop�list olarak niteleyip, s�ylediklerini ge�ersiz sayma da olduk�a fonksiyoneldir.

4 Bu t�r ger�ekleri bilmek i�in Amerikal�lar�n gazete bayilerinde sat�lan y�ll�k Almanaklara bakmak yeter. E�er ingilizceyi bilecek kadar globalle�medim diyorsan�z, o zaman varo� denilen yerlerde belediye ekme�i satan yerlerin �n�ndeki kuyrukta neden ve ne kadar beklendi�ine, �Ankara�ya farkl� g�zle bakarsan�z ��k g�zellikler g�r�s�n�z� diyen sahtekar g�z ve kalple de�il, insanca ilgiyle bakmak yeterlidir.

...........................

�zl�ce, ak�ll� ve geri zekal� ekonomistlerin ve onlara inananlar�n iddia etti�i gibi d�nyadaki yoksullu�un nedeni kaynak k�tl���ndan (ve n�fus art���ndan) de�ildir; kaynaklar�n nas�l kullan�ld��� (�retim bi�imi) ve �retilen zenginliklerin nas�l da��t�ld���ndand�r (da��t�m\b�l���m bi�imi). Dolay�s�yla, g�n�m�zdeki insanl�k durumunun ��z�m� teknik bak�mdan olduk�a kolayd�r. Ge�mi�te insanlar a�l�k ve hastal�ktan �lebilirdi, ��nk� �retim ve bilgi yetersizdi. G�n�m�zde, tonlarca yiyecek ve i�ecek s�permarketleri dolduruyor ve tonlarcas� at�l�yor ve insanlar k�t� beslenme ve a�l�k i�inde. Eczaneler ve ecza depolar� ila�larla dolu, fakat insanlar en basit hastal�ktan ve bak�ms�zl�ktan �lmektedir. G�n�m�zde sorunlar yap�sal ili�kiler i�inde yarat�lm��t�r ve ��z�lme zorlu�u ise yoksullu�u, yoksunlu�u ve talan� yaratan yap�sal nedenden dolay�d�r.7

 ..........................

 

5 Acaba T�rkiye�yi soyan birka� ki�inin toplam zenginli�iyle, genel n�fusun elindekini kar��la�t�rsak baz�lar�n�n hi� de ho�una gitmeyecek ger�ekle kar��la��r�z. Neden bu fark? Bir: Giri�imcilik ve �al��kanl�k. Tembeller geride kal�r �ki: Allah y�r� kulum demi� birka��na, di�erleri ise yerinde say�yor. Neden Allah onlara y�r� kulum dememi�? Belki bu d�nyada y�r�meyenler, �b�r d�nyada cennete gidecek. �te yandan �zenginin cennete gidebilmesi i�in, bir devenin i�ne deli�inden ge�mesi� gerekece�indendir. Mi acaba? Yan sorun �har�l har�l okumalar ve ��z�mlemeler yapan d���ne beyinle mi� yoksa ekonomik denen insan�n kendini �retme faaliyetlerinin bi�iminde mi (T�h, gene ekonomik indirgemecilik yapt�m!)

6 Neden gidermez? Gideremez, ��nk� kapitalist sistem ve onun taklitleri yap�sal olarak bunu yerine getiremez. Her felaket ve yarat�lm�� yoksunluk yeni bir s�m�r� i�in, o yeni s�m�r� ile yarat�lan ko�ul da bir yeni s�m�r� i�in zemin ve olas�l�k haz�rlar. �rnek: Marmara�daki depremde yard�m ad�na kurumlar ve devlet taraf�ndan toplanan paralar, oradaki insanlara verilseydi, o insanlar �imdi rahat i�inde ya��yor olurdu.

7 Buradaki belirleyici yap�sall�k, insan� belirledi�i s�ylenene dilsel yap�sall�k de�ildir; dilin yap�sall��� nedeniyle insanlar evsiz, a� ve yoksul kalm�yor, �evre talan edilmiyor. Bu nedenle, dilsel/semiotik yap�sall�k gibi �ahane masallar anlatarak okuma yazma bilmeyen annemin inan� d�nyas�ndaki ruhanilikten pek farkl� olmayan akademik ruhanilik i�inde ba�� dumanl� gezintilerle gen�lerin de ba�lar�n� dumanland�rmay� b�rakma zaman� geldi san�r�m.

 

.........................

 

G�n�m�z teknolojileri ve �retim ko�ullar�n�n temel ve birbiriyle �eli�kili iki ger�e�iyle kar�� kar��yay�z: Her g�n yeniden �retilen insanl�k durumu ve bu durumun d�zeltilmesinin teknik olarak kolayl���. Bu insanl�k durumunun materyal ve bu materyalin d���nselini (bilincini, ideolojisini) �reten, bu durumun ��kar yap�s�n�n varl���n�n ve s�rd�r�lmesinin �nemli bir par�as� olan, �a�da� toplumun k�t�l�kleri ve felaketleriyle beslenen ve b�y�yen le� kargas� niteli�indeki, �nemli egemenlik yap�lar�ndan biri de modern teknolojik ara�larla arac�lanm�� kitle ileti�imidir.7

�leti�im tan�m� ve kuramsal anlat�mlar 60 y�ldan beri a��k�a veya gizlice �izgisel enformasyon teorisinin temel modeli �zerine kurulmaktad�r. Bunun sonucu olarak akademik alan dar bir y�netimsel faaliyet �er�evesi i�ine sokulmu�tur. Bu y�nelim nedeniyle, ileti�im ara�t�rmalar�n�n ele ald��� sorun ve konularla ba��nt�l� b�t�n yap�lar dengede olan ge�erli ve evrensel ger�ekler olarak �nceden kabul edilir; ara�t�rmalar�n sorun sunumundaki kuramsal gerek�eler, ara�t�rma sorular� veya hipotezler, bulgular ve sonu�lar dengedeki veya dengesi ge�ici olarak bozulan yap�n�n y�netimsel kontrol ama�lar�na g�re bi�imlendirilir. Bu y�nelime Fiske ve benzerlerinin �ne s�rd��� "televizyon �n�nde �zg�r ��z�mleme yapan aktif izleyici" sav� eklendi�inde, bilin� y�netimi, ideolojik egemenlik ve �retilen �r�nle ilgili b�t�n tart��mal� sonu�lar t�keticiyle ba�lat�l�p t�keticiyle ve en k���k birime indirgenmi� k�lt�rel g�recelik (relativity) veya �o�ulculukla bitirilir. Egemen kodlamalar�n ge�erlili�i al�mlay�c�n�n yeniden-anlamland�rmas�yla ortadan kalkar;8 buradan ileriye veya geriye giderek, say�s�z sunumlar aras�nda kendine uygun se�imler ve ��z�mlemeler yapan izleyiciye ula��r�z. B�ylece kendini me�rula�t�ran ve pazar yap�s�n� hakl� ��karan, �t�ketici demokrasisi� ve cebindekine ve visa kart�yla gelece�ini ipotek alt�na sokmaya g�venen �t�ketici �zg�rl���� belirleyici egemenlik kazan�r. Elbette bu, �halka istedi�i veriliyor� veya herkesin gereksinimine g�re �r�n bollu�u ve yerelle�en globallikte (ve globalle�en yerellikte) yerel farkl�la�malar �oklu�u var savlar�n� ve bu savlar�n desteklenmesini beraberinde getirir. �rne�in medyada veya halkla ili�kilerde etik ileti�imiyle akademik alanda �kimin ideal bi�imi� oldu�u soru�turulmayan, �kimin normatif kurallar�n�n promosyonunun� yap�ld���na bak�lmaks�z�n, ahlakla �zde�tirilen ve gene belli end�striyel ve pazar yap�lar�n�n de�er yarg�lar�na dayanan �sistemli ele�tiri� yap�l�r. Daha k�t�s� k�lt�rel incelemeler ad� alt�nda �pop�ler� akademisyenler10 ve ayd�nlar, �g�nderenin� ili�kideki tarihsel pozisyonunu ve bu pozisyonun tarihsel �rg�tl�l�kteki anlam�n� g�rmezlikten gelerek, �g�nderenin� ama�lar�n� ge�ersiz ilan ederek ve sadece al�nan bitmi� �r�n�n ��zg�r ��z�mlenmesine� dayanan i�erik ve s�ylem analizi �er�evesi i�ine kendini hapsederek sosyal bilimleri ciddi bir sorunla y�z y�ze b�rakmaktad�r. T�ketimle ve t�ketimdeki bireyin ��zg�r se�imi ve anlamland�rmas�yla� �var olu�un, varl���n, de�erin, insan�n ve toplumun� anlat�m�, ve bu yolla �t�ketim demokrasisi� masal�n�n\mitinin desteklenmesi akademik anlamda olduk�a �z�c� ve basite indirgemeci bir yakla��md�r.11  Elbette bu yakla��m globallik, post-modernlik, demokrasi, �zg�rl�k ve demokratikle�me gibi sloganlarla gelen uluslararas� pazar� kontrol eden g��ler i�in olduk�a fonksiyoneldir. Ne yaz�k ki, k�lt�rel incelemelerin �zellikle post-modern, post-yap�salc�, post-pozitivist ve hatta Gramsci�yle kendini besleyen ve Gramsci�yi yeni-ultra-sa��n sahipli�ine g�t�ren tarzlar�n�n egemenli�iyle, akademik ili�kiler, ileti�im ve giri�imler fark�nda olarak veya olmayarak kapitalist pazar mekanizmas�n�n bilin� y�netimi i�ini yaparlar.12 �rne�in, globalli�in yerele sundu�u bolluktan bahsedilerek uluslararas� pazar ve bu pazara yerel g��lerin kamu kaynaklar�n� pe�ke� �ekmesi me�rula�t�r�l�r; s�n�f m�cadelesinin ideolojilerin sonu gibi son buldu�u, onun yerine televizyon �n�nde insanlar�n alternatif ��z�mlemeler �reterek �direni�� ve �m�cadele� verdikleri ileri s�r�l�r; Karl Marks k�lt�rel yap�y� ekonomi i�ine ��kertip ihmal eden ekonomik indirgemeci olarak nitelenip, tarihsel materyalizm ve siyasal ekonomi yakla��m� ge�ersiz say�l�r.

.........................

8  Le� kargas� nitelemesiyle et�ksel bir kayg�m yok; sefalet, felaket, rezalet, toplumsal hastal�klardan beslenerek kendisi ve kendinin ba�l� oldu�u ve kendine ba�l� olan end�striler i�in ekonomik, k�lt�rel ve ideolojik ��kar �reten bir �retim ve ili�ki tarz�ndan bahsediyorum. Le� kargas�n�n yiyece�i ve �evresiyle olan ili�kisi medyan�nkinin yan�nda �ok masum ve do�all�k ba�lam�nda i�levsel kal�r asl�nda.

9 Kodlama (coding) �rne�in harfleri bir �eyi anlatmak i�in yan yana koyma yan yana koyarak bir anlam �retme anlam�nad�r. �rnek Ahmet i�in harflerin yan yana konmas� ve bir isim �retilmesi. Elbette kodlama c�mlelerle, paragraflarla, resimle, filmle anlamlar �retmeyi i�eren karma��k bir s�re�tir.

10 Okuyucuya uyar�: K�lt�rel incelemeler olduk�a farkl� yakla��mlara dayanan zengin bir aland�r. Ben burada sadece bu yakla��mlar�n ele�tiri s�ras�nda �zelli�ini sunduklar�m� ele�tiriyorum.

11 Arazdan veya istenmeyen yan �r�nden hareket ederek, o araz� �rne�in g�r�lt�y�) veya yan �r�n� (�rne�in bir grevciyi, devrimciyi veya hiper-aktif �ocu�u ila�la, hapisle veya mermiyle; end�striyel s�re�lerle kirletilmi� suyu, ar�tma tesisleriyle) ge�ici veya s�rekli olarak giderme �abas�n� d���n�n. ��te ileti�im kuramlar�n�n �nemli bir k�sm�n�n dayand��� ontological (var olu�, ama kimin var olu�u kimin nas�l var ve yok olu�ana) ve epistemolojikal (bilgi kuram�, ama ne ama�lar ve ne sonu�larla, kimin ve neyin bilgisi ve bilgisizli�ine) temel budur.

12 Bu sa��n bir b�l�m�, T�rkiye�de g�n�m�zde, �zel olarak kap� kap� da��t�lan kasetlerde, bir yandan be� vakit namaz k�larken, �te yandan Naz�m Hikmeti dinlemektedir.

........................

 

Bu inceleme, g�n�m�zde egemen olan y�netimsel ve liberal-�o�ulcu ve\veya post-modern k�lt�relci yakla��mlardan farkl� bir �ekilde, Marksist siyasal ekonominin sosyal ileti�imi anlamada kullan�lmas� gere�inden hareket ederek, ileti�imin siyasal ekonomisinin nas�l incelenmesi gerekti�i �zerine e�ildi. �ncelemede, modern teknolojilerle arac�lanm�� bir egemen bilin� y�netimi sistemi olan kitle ileti�imi �rnek olarak ele al�nd�. �ncelemenin temel amac�, bir siyasal ekonomi incelemesinin e�ildi�i konular�, kitle ileti�imi �rne�ini kullanarak, �zl�ce a��klamakt�r. Kitle ileti�imini, bilgilendirme, enformasyon verme, e�lence sunma, bo� zaman� de�erlendirme ve aktif izleyiciler taraf�ndan �e�itli gereksinimleri kar��lamak i�in ama�l� ��z�mlemeler yaparak kullanma bi�imleri i�ine s�k��t�rarak anlamland�rma sadece yetersiz de�il, ayn� zamanda yanl�� y�nlendiricidir. Bu inceleme, egemen yakla��mlar�n y�nlendirici ve yetersiz a��klamalar�n�n �tesine ge�ilmesi zorunlulu�unu ve toplumla ilgili her konuda oldu�u gibi kitle ileti�imini yeterince anlamak i�in siyasal ekonomi yakla��m�n�n gereklili�ini �ne s�rmekte ve akademik ara�t�rmac�lar�n incelemesi i�in �nemli sorun ve sorular ortaya atmaktad�r. Bunu yaparken, kitle ileti�iminin siyasal ekonomisi ile ilgili kuramsal bir �er�eve ve bu �er�eveye ba�l� olarak varsay�mlar silsilesi sunularak, ileti�imde, (dolay�s�yla sosyal bilimlerde), gelecekteki ara�t�rmalara d�n�k bir ba�lang�� ve ��k�� noktas� olu�turulmak istendi. B�ylece, kitle ileti�imi �rne�inden hareket edilerek, siyasal ekonomi yakla��m�yla herhangi bir toplumsal konuda hangi fakt�rlerin ve nas�l ele al�nmas� gere�i �zerinde tart��malar sunarak duruldu.

Yukar�da a��klanan gerek�eler ve ama� do�rultusunda, bu incelemede kitle ileti�imi �belli ekonomik ve onunla birlikte gelen siyasal, k�lt�rel ve ideolojik ama�lar� ger�ekle�tirmeye y�nelik, modern teknolojilerle arac�lanm�� �rg�tl� etkinlikle gelen bir ekonomik �rg�tlenme ve bilin� (ve davran��) y�netimi sistemi� olarak tan�mlan�p ele al�nd�. Bu �rg�tl� etkinlikte, do�al olarak �rg�t yap�s�n�n tarihsel bi�imlenmesi, �imdiki durumu, �rg�tte ve �rg�t�n b�t�nle�ik bir par�as� oldu�u �evresindeki �retim ili�kileri inceleme konusu olarak �n plana ��kmaktad�r.

 

B. Siyasal Ekonominin kimli�i 13

Engels (1843) �Outlines of a Critique of Political Economy� yap�t�nda, siyasal ekonominin ��k���n� ticaretin geli�mesi ve lisansl� sahtekarl�k sisteminin (zenginleme biliminin) geli�mesiyle a��klar. Siyasal ekonomi farkl� varsay�mlardan hareket eder ve iki temel �eyi ifade eder: (a) Birincisi, siyasal ekonomi �ekonomics� denilen bir disiplin 19. Y�zy�l�n sonunda ��kmadan �nce ekonomiyi inceleyen disiplindir. �sim de�i�ikli�i bu iki disiplinin fokus alanlar�n� yans�t�r. Klasik siyasal ekonomi eme�i ekonomik de�erin kayna�� olarak d���nen bir teoriye dayan�yordu. Bu teorinin yarat�c�lar�, �zellikle Adam Smith, David Ricardo ve Alfred Marshall, laissez faire doktrini14 ve ekonomik kar (profit) elde etme ile ilgili yorumlar�nda var olan egemen sistemi me�rula�t�rd�lar. Robertson� dan Marx�a kadar ve sonraki Marxist d���ncede olan bir b�l�m siyasal ekonomistler kapitalist sistemde �retilen ekonomik de�erin temelinin, kar�n orijininin eme�in s�m�r�s� oldu�unu belirterek egemen sistemin me�rulu�unu soru�turdular.

G�r�ld��� gibi Marksist siyasal ekonomi, siyasal ekonomiye yakla��mlardan biridir. Siyasal ekonomi kavram� sadece Marksizme ait de�ildir.15

.........................

  13 Biliyorsunuz,kimlik sorunu, kimliklerin planl� bir �ekilde ortadan kald�r�ld��� ve yitirildi�i ayn� zamanda �zg�r kimliklerden bahsedildi�i bir d�nemde olduk�a moda bir kavram. Moda d��� kalmamak gerek (!).

14 B�rak�n yaps�nlar, g�zel de, yapan ve yap�lan ne ve kimler; neden yaps�nlar; niye yap�lanlar b�raks�nlar ki. Neden b�rak�n yap�lmas�nlar denmiyor; Bunu diyenler kim ve neden diyorlar. Muhakkak yapanla yap�lan aras�nda ileti�imsizli�e ve ileti�im ��kmesine meydan vermemek i�indir (!). Ah, siz ne iyisiniz Adam Smith amcalar.

15 Bu incelemede siyasal ekonomi denildi�inde Marksist siyasal ekonomi denmek istendi; e�er farkl� bir �ekilde kullan�ld��� belirtilmemi�se.

..........................

 

Siyasal bilimler ve ekonomi alan�nda ne kadar yakla��m tarzlar� varsa, ki olduk�a fazla, o kadar �ok ekonomi tan�m� vard�r. Bu inceleme ekonomiyi insan gereksinimlerini kar��lamak i�in mal ve hizmetlerin �retim, yeniden-�retim ve da��t�m� (b�l���m�) i�in olan sosyal faaliyet olarak tan�mlad�.

Siyasal ekonomiyle g�n�m�zdeki ekonomi/iktisat aras�ndaki fark� bilmek gerekir. Bir bilimsel inceleme alan� olarak ekonomi (economics) ekonomiyi a��klarken baz� temel kuramsal varsay�mlarla gelir. Bu varsay�mlar en genel �ekliyle rasyonel se�imler yapan birbirinden izole olmu� ekonomik insan (homo economicus) �zerinde dururlar. Ekonomi bu ekonomik insanlar�n kar��l�kl� etkile�iminin bir sonucu olarak nitelenir. Bu basit varsay�m �zerine olduk�a karma��k matematiksel evrensel-yap� olarak modern �economics� ve istatistiksel analiz yapan �econometrics� kurulmu�tur.

Siyasal ekonomik incelemenin hareket noktas� ekonomidir. Ekonomistlerden farkl� olarak, siyasal ekonomistler i�in bireyler birbirinden ba��ms�z homo-economist de�il aksine g�� ili�kileri a�� i�inde birbiriyle ba��nt�l�d�r. G�� ili�kileri insanlar�n �retim, da��t�m (distribution), de�i�im (exchange) ve ileti�im olanaklar�ndaki (ara� ve gere�lerindeki) dengesizlikte yans�r. G�� ili�kileri var olan �retim tarz�ndan, da��t�mdan t�ketime ve yeniden ��retime kadar toplumsal ya�am�n her yerinde ve an�nda vard�r. Bu dengesiz g�� ili�kilerinin ��k�p geldi�i toplumsal �retim tarz�yla insan�n yabanc�la�mas� ve s�m�r� de gelir.

Ekonomistlerin ekonomiyi di�er ya�am alanlar�ndan ay�rmalar�n� reddeden ve ekonomik s�re�leri k�lt�r, siyaset ve sosyal ili�kiler i�inde ele alan siyasal ekonomistler analizlerinin merkezine kurumlar� ve g�� ili�kilerini koyarlar. Bu nedenle, siyasal ekonomi sosyoloji, siyasal bilimler, tarih, uluslararas� ili�kiler, filozofi, antropoloji, ekoloji vb bir�ok alanlar� i�erdi�i i�in disiplinler aras� bir karaktere sahiptir.

(b) �kincisi, siyasal ekonominin �siyasal� yan�d�r: Bu yanla, siyasal ekonomi toplumlardaki kurumlar ve g�� ili�kilerini ve bunlar�n gereksinimlerimizi tan�mlamam�z� ve kar��lamam�z� nas�l etkilediklerini inceler. Bu ba�lamda kitle ileti�im ara�lar�n�n ne denli �zel bir yere sahip oldu�u ortaya ��kar. Dikkat edilirse, burada siyasal ekonomi incelemesinin alt�nda yatan temel varsay�m ortaya ��kar: Ekonomide olanlar toplumsal g�� ili�kilerini yans�t�r ve etkiler.16   Kapitalist m�lkiyet dengesiz sosyal g�� yaratan bir kurumdur; pazar ve di�er kurumlar dengesiz sosyal g�ce dayand�klar� i�in siyasald�r. Dolay�s�yla, ekonominin, siyasetin, ve toplumun incelenmesi birbirinden ayr�lamaz. Bunlar�n ayr� oldu�unu ileri s�rmek veya sanmak ekonomide var olan g�� ili�kilerini, ekonomi ile siyasal ve toplumsal birlikteli�i saklar. Bu da ekonomik s�m�r�y� ve belli ��karlar�n belirledi�i siyasal� do�alla�t�rmaya ve me�rula�t�rmaya, dolay�s�yla insanl�k durumu i�in sorumlu tutmadan azat etmeye yard�m eder. Siyasal ekonomi, �rne�in kitle ileti�im s�recinde bu g�� ili�kilerini ve kurumlar� ay�rt etmemizi, onlar�n etkilerini incelememizi, sonu�lar�n� a���a ��kartmam�z�, olas� ��z�mler ve alternatifler sunmam�z� sa�lar.

 

.......................

16 Bu durum sanki siyasal kararlar belirleyici, etkileyici olarak g�r�n�r. Asl�nda, �rne�in o g�n borsan�n d��mesi al�nan siyasal kararlardan, �rne�in IMF�in T�rkiye�ye verece�i 2,5 milyar dolar� g�r��meyi ertelemesi, oldu�u olarak sunulur, g�r�n�r. Asl�nda dikkat edilirse, etkileyen ve etkilenen ekonomidir, ekonomiyle ili�kilidir. IMF�in karar� ve Borsan�n T�rkiye�de d��mesi, her ikisi de ekonomik temellidir. Dikkat edilirse, IMF�in karar� ekonomik temelli g�� ili�kilerini yans�tan bir karard�r. Dolay�s�yla burada ekonomi ve siyasal ayn� anda birlikte vard�r.

........................

 

Engels�e g�re (1877) Siyasal ekonomi, en geni� anlam�yla, insan toplumunda temel materyal gereksinimlerin �retim ve de�i�imini idare eden kanunlar�n bilimidir. �retim ve da��t�m iki farkl� fonksiyondur. �retim de�i�im olmaks�z�n olabilir, fakat de�i�im �retimsiz olamaz. Her ikisi de s�rekli birbirini belirler ve etki eder.

Siyasal ekonomi tarihsel bir bilimdir. �nsanlar�n �retim ve de�i�im yapt��� ko�ullar �lke i�inde ve �lkeler aras�nda de�i�ir. Siyasal ekonomi, bu nedenle, b�t�n �lkeler ve b�t�n tarihsel d�nemler i�in ayn� olamaz. Belli bir tarihsel toplumda �retim ve de�i�im tarz� ve bu toplumu do�uran tarihsel ko�ullar, onun �r�nlerini da��t�m tarz�n� belirler. Kitle ileti�iminin �rg�tlenmesi, �retimi, de�i�imi ve da��t�m� da ayn� �retim, de�i�im ve da��t�m bi�iminin b�t�nle�ik bir par�as�d�r.

Engels�e g�re (1877 antiduhrin) da��t�m farklar�yla s�n�f farklar� ortaya ��kar. Toplum s�n�flara ayr�l�r: �mtiyazl� ve yoksun b�rak�lm��, s�m�renler ve s�m�r�lenler, y�netenler ve y�netilenler. Da��t�m sadece �retim ve de�i�imin pasif sonucu de�ildir; geriye bu ikisine reaksiyonda bulunur. Her yeni �retim (veya de�i�im) tarz� hem eski bi�imler ve siyasal kurumlar taraf�ndan hem de eski da��t�m tarz� taraf�ndan geriletilirler. Uluslararas� �irketlerin egemenli�indeki �retim ve da��t�m�n gerektirdi�i yeni bi�imler �rne�in ulusal medya, kamu kurumlar�, alt� ok gibi ideolojik ve siyasal kimlikler ve �rg�tlenmeler ile uyumsuz d��er. Bu nedenle yaralamalar ve uyarlamalar yap�lmas� gerekir. Bu da deregulasyonlar, �zelle�tirmeler, uygun siyasal bilin� ve �rg�tlenme de�i�imleri gerektirir.

C. Siyasal ekonominin kuramsal temeli

"Ya�ayan insana ula�mak i�in, biz, insan�n d���nd���nden, d��ledi�inden veya insan�n d���n�ld���nden, hayal edildi�inden ve hikaye edildi�inden ba�layarak yola ��kmay�z. Biz ger�ek, etkin insandan ba�layarak yola ��kar�z ve insanlar�n ger�ek hayat s�reci temeli �zerinde bu hayat s�recinin yans�malar�n�n ve ideolojik yans�malar�n�n geli�mesini g�steririz" (Marks ve Engels, 1846: 14).

Siyasal ekonomi tek bir kuramsal �er�eveye dayanmaz; aksine farkl� yakla��m tarzlar� vard�r. Egemen siyasal ekonomiyi Marx ve Engels hemen b�t�n yaz�lar�nda ele�tirmi�lerdir. Bu ele�tiriler ve kendi yap�tlar�yla Marxist siyasal ekonominin kuramsal �er�evesini �izmi� ve inceleme y�ntemine �rnekler vermi�lerdir.

Toplumsal yap�y� inceleyen bir bilim adam� gibi, kitle ileti�imi ve bunu inceleyen akademisyen kendi ba�lar�na kendilerine �zg� ve �zg�r bir karaktere sahip de�ildir. Belli tarihsel bir toplumsal yap� ve bu yap�n�n ili�kide bulundu�u tarihsel bir d�nya i�indedirler. Marx��n belirtti�i (AC2CofPolecon) gibi (1859) insanlar kendi varl�klar�n�n sosyal �retiminde ka��n�lmaz olarak belli ili�kilere girer. Bu ili�kiler onlar�n kendi dileklerinden ba��ms�zd�r. Bu �retim ili�kileri �retimin materyal g��lerinin geli�mesindeki belli bir a�amaya tekab�l eder. Bu �retim ili�kilerinin t�m� toplumun ekonomik yap�s�n� olu�turur. Bu ger�ek temel �zerinde yasal ve siyasal �st yap� y�kselir. Bu ger�ek temele belli sosyal bilin� bi�imleri tekab�l eder. Materyal hayat�n �retim tarz� sosyal, siyasal ve entelekt�el hayat�n genel s�re�lerini ko�ulland�r�r. �nsanlar�n varl���n� belirleyen bilin�leri de�ildir. Sosyal varl�klar� bilin�lerini belirler.

Toplum yap�s� dura�an bir karaktere sahip de�ildir. �retici g��lerin geli�me bi�imlerinden �retim ili�kileri engellemeye d�n���r. B�ylece bir sosyal devrim d�nemi ba�lar. Ekonomik temeldeki de�i�imler er ve ge� b�t�n �st yap�n�n d�n���m�ne g�t�r�r. Bu d�n���mleri incelemede, �retimin ekonomik ko�ullar�n�n materyal d�n���m�n� yasal, siyasal, dini, sanatsal veya felsefesel, k�saca ideolojik bi�imlerden daima ay�rt etmek gerekir. Birincisinin d�n���m� do�al bilimlerin kesinli�iyle belirlenebilir. �kincisinin i�inde insanlar bu �at��man�n fark�na var�rlar ve onunla m�cadele ederler. Nas�l ki bir ki�i kendi hakk�ndaki d���ncesiyle de�erlendirilmezse, ayn� �ekilde, bu d�n���m d�nemi kendi bilinciyle de�erlendirilemez. Aksine bu bilin� materyal ya�am�n �eli�kilerinden, �retimin sosyal g��leriyle �retim ili�kileri aras�ndaki �at��madan a��klanmal�d�r. Hi�bir sosyal d�zen b�t�n �retici g��ler yeterince geli�meden asla ortadan kalkmaz. Yeni �st�n �retim ili�kileri eski toplumun i�inde varolu�lar�n�n materyal ko�ullar� olgunla�madan asla eskilerinin yerini almaz. Dolay�s�yla, insanl�k kendini sadece ��zebilece�i g�revlere haz�rlar, ��nk� problemin kendisi ancak ��z�m� i�in materyal ko�ullar var oldu�unda veya en az�ndan bi�imlenme yolunda oldu�unda y�kselir (Marx, 1859).

D. Kitle ileti�iminin siyasal ekonomik incelenmesi

Nas�l ki toplum birim olarak ele al�n�p inceleniyorsa, toplumun ��elerinden biri birim olarak ele al�n�p incelenebilir. Fakat bu incelemede bu birime (�rne�in k�lt�re, metine, ileti�ime) �retim, de�i�im ve da��t�m tarzlar�ndan ba��ms�z bir karakter tan�mak ve hatta giderek bunlar �zerinde belirleyicili�e sahip oldu�unu iddia etmek, bir a�ac�n veya a�a�lar toplulu�unun orman� meydana getirdi�ini iddia etmek gibidir.

�leti�imde Neo-Marksist political ekonomiyi savunan Garnham�a g�re (1995:219), kitle medyas� bir�ok belli kesi�me noktalar�nda siyasal ve ideolojik bak�mlardan �over-determined�17  olabilir ve �yledir; fakat siyasal ekonomi ekonomi taraf�ndan son belirlemeye dayan�r. Garnham��n (ve Marks��n) kulland��� �son belirleme� nitelemesini, en sondaki belirleyici olarak anlamamak gerekir. Ger�ekte, belirleyici olarak g�r�nmedi�i durumlarda bile, temelde yatan as�l belirleyicidir. Dolay�s�yla, kitle ileti�iminin incelenmesinde �retim ara�lar�na sahiplik, �retim tarz� ve ili�kileri kesinlikle ne inceleme d��� b�rak�labilir ne de sadece ge�i�tirici birka� referansla k���msenebilir. Aksine kitle ileti�iminin incelenmesinde odak ve hareket noktas�n� belirler. Bu ba�lamda, Mosko (1996) �kullan�m de�erlerinin de�i�imi de�erlerine d�n��t�r�lmesi s�reci� olarak niteledi�i emtiala�t�rma (commodification), �sosyal ya�amda zaman ve yer s�n�rlar�n�n �stesinden gelme s�reci� olarak niteledi�i �uzamla�t�rma (spatialization) ve �yap�lar�n in�a edildi�i s�re� olarak niteledi�i in�a-etme\kurma (structuration) b�l�mleri alt�nda incelemeyi �ng�rm��t�r. Elbette, bu en az�ndan bir ba�lang��t�r.

.............

17 Over-determination kavram�yla Althusser Marks��n ��eli�ki� g�r���n�, dolay�s�yla Marks��n temel g�r���n�, red eder. Althusser bu kavram� Structuralism (Yap�salc�l�k) yakla��m�ndan al�r. Yap�salc�lik Talcott Parson�un Yapisal Fonsksiyonalizm g�r���n�n (temel tutucu sosyolojik yakla�im�n) temel �zelli��dir. Overdetermination kavram�yla ekonomik determinism red edilir ve �rk, cinsiyet vb gibinedenlerle nedensel �okluk getirilir. Yani overdetermination kavram�yla Marksist contradiction red edilir ve onun yerine �o�ul nedenler oldu�u (=overdetermination) �ne s�r�lur., Sosyal eylem ve davran��lar �over determined� denildi�inde, bir fenomene neden (ve sonu�) olarak ekonomik yap� de�il, nedenler �ebekesi verilir. Althusser� �For Marx� (1962) yapit�nda �Contradiction and Overdetermination� tart��mas� yaparken yap�y� ve yap�sal de�i�imi �contradiction� kavram�yla gelen d���nceye ba�laman�n d��ru olmad���n� belirtiyor ve overdetermination kavram�yla gelen anlay��� getiriyor. G�n�m�zde noe-Marksist �ngiliz K�lt�relciler bu overdetermination yakla��m�n� belnmsemi�lerdir. Overdetermination anlam �oklu�u demektir ve sembolseli anlat�r. �retim tarz� ve ili�kileri anlatamaz, sembolik olanla s�n�rl�d�r.

..........

 

Kitle ileti�iminin siyasal ekonomisi, kitle ileti�imiyle ilgili ekonomik ve siyasal bi�imlenmeleri, bu bi�imlenmelerin ulus i�i ve uluslararas� ekonomik ve siyasal yap�larla olan ba�lar�n�, bu bi�imlenmelerin tarihsel geli�imini, belli bir zaman ve yerdeki durumunu, kitle ileti�imi teknolojileriyle arac�lanm�� ileti�imin �retimi ve �retim ili�kilerini, ili�kilerdeki kar��l�kl� ba�lar� inceleyerek kitle ileti�imini a��klamaya �al���r. Dikkat edilirse, kitle ileti�iminin veya herhangi bir �rg�tl� ��kar yap�s�n�n siyasal ekonomisinin incelenmesinde sadece bu yap�n�n tarihsel geli�imi ve belli yer ve zamandaki durumunun belirlenmesi ve yukar�da belirtilen ba�lar�n kurulmas� ve incelenmesi yeterli de�ildir. Siyasal ekonomi yakla��m� kitle ileti�iminde �retimden insan� soyutlamayan �retim ili�kilerinin ve de�er yarat�lmas�n�n karakteriyle ilgilenir ve bunu yaparken toplumsal ve uluslararas� bir ba�lam sunar. B�ylece kitle ileti�iminin belli zaman ve yerdeki �retim tarz�n� genel toplumsal ve bu toplumsal�n ba�l� oldu�u uluslararas� siyasal ve ekonomik pazar ile ili�kilendirerek do�as�n� anlamaya �al���r. Bunu yaparken, �rne�in A. Smith�in Milletlerin Zenginli�i yap�t�ndaki siyasal ekonomi yakla��m�nda oldu�u gibi, insan� ve ko�ulunu hem o an� hem de ge�mi�in anlamland�rmak i�in hareket\��k�� noktas� olarak ele al�p egemen bir yap�y� do�alla�t�rarak ve evrenselle�tirerek i�e ba�lamaz. Aksine insan� ve toplumunu tarihsel bir sonu�, tarihini yapan insan�n tarihinin i�inde geli�en bir �ey olarak ele al�r.

�zl�ce, kitle ileti�imini anlama ve anlamland�rma, haber, e�lence, bo� zaman etkinli�i, izleme, aktif doyumlar elde etme, mesaj alma ve ��z�mleme gibi bireysel alana indirgendi�inde olduk�a yetersiz a��klamalar ortaya ��kar. Kitle ileti�imini ileti�im teknolojisine veya kurum/firma olarak �rg�tlenmesinin kendi i� dinami�ine bakarak da a��klamak yetersizdir; ��nk� bu dar kal�b�n i�ine s�k��t�rma kitle ileti�imini �rg�tleyen, d�zenleyen, yaratan, bi�imlendiren ve de�i�tiren yap�lar�, ulusal ve uluslararas� �rg�tlenmeleri ve g��leri ihmal eder ve do�ru anlamland�rma ve a��klamalara ula�may� da b�y�k �l��de engeller. Kitle ileti�iminin bir toplumsal ba�lam� vard�r ve bu kitle ileti�im �rg�t�n�n i�inde oldu�u siyasal, ekonomik ve k�lt�rel yap�lar� i�erir. �zellikle i� d�nyas� ortakl�klar, sat�n almalar ve birle�meler ile firmalar�n dev �irketler halini almas�n� sa�lam��t�r. Dev �irketler ve ��karlar aras� ili�kilerde farkl� yap�sal �zellikler g�steren �ebeke a�lar� olu�mu�tur. Bu a�da kitle ileti�imi firmas�na sahip �irketler, sponsorluk yapan �irketler, di�er medya firmalar�, reklamc�lar, pazarlamac�lar, kamu oyu ara�t�rmalar� ve rating �irketleri, k�lt�rel ve siyasal bask� gruplar� vb yer al�r. B�ylece firmalar�n siyasal ve sosyal �nemleri �ok daha artar. Bu nedenle, kitle ileti�iminin kapitalist �retim bi�imi (m�lkiyet yap�lar�) ve ili�kileri i�inde ele al�nmas� gerekmektedir. �retimde, da��t�mda ve t�ketimde kimin kime ne �dedi�i, neleri neden ve nas�l ald��� ve satt���, ve bu ili�kideki siyasal d�zenlemeler ve �e�itlenen pazar ve �cret politikalar� kitle ileti�iminin siyasal ekonomisinin �nde gelen sorunsal�n� olu�turur.

Kitleleri y�netimsel ileti�im bi�imleriyle kontrol eski imparatorluklardan beri var olmu�tur. Kitle ileti�imi ekonomiyle, k�lt�rle, ideolojiyle ve siyasetle i� i�e olan bir �rg�tl� etkinliktir. Kitle ileti�imini d�rd�nc� g�� veya halk�n g�z�-kula�� olarak, dolay�s�yla ekonomik, k�lt�rel ve siyasal g�� yap�lar�n�n denetleyicisi olarak sunmak, idealle�tirmek ve �st�n bir karakter vermek ger�eklere ayk�r�d�r.

E. Kitle ileti�iminin �retimi

Hayat�n �retimi ancak bu �retimin ger�ekle�mesi i�in gerekli ileti�im ile ger�ekle�ebilir. Ekonomik olan her �eyde ileti�imden ge�erek materyalin ve d���nselin �retimi yap�l�r. Kitle ileti�iminin i�/ticaret veya kamu hizmeti olarak �rg�tleni� tarihi, geli�mesi ve i� yap�� bi�imi; tekelci, kartelci veya oligopolistik y�nelimi ve pratikleri; kitle ileti�iminin �rg�tlemesinde ve y�netimindeki s�n�fsal ve ulus i�i ve uluslararas� pazar yap�s�; pazarlama ve sat�� politikalar� temel etkinliklerinin ve bu etkinliklerin y�r�t�lmesinin zorunlu gere�i olan ileti�imin ba��nda gelir. T�rkiye gibi �lkelerde, kitle ileti�im teknolojilerinin �retimi ve transferi, teknolojik ve medya �rg�tlenmesi, y�netim bi�imi ve y�netim politikalar�, profesyonel pratikler, �r�n �retimi ve �r�n �retim ve da��t�m ili�kileri ulusal yerellik �tesinde, uluslararas� ��eleri de katarak incelemek gerekir. Bunun en ba�ta gelen nedeni T�rkiye gibi �lkelerin emperyalist kapitalist g��lere olan teknolojik ara� ve bu ara�lar�n �retti�i �r�ne olan ba��ml�l���d�r. Dolay�s�yla, T�rkiye�nin tarihi gibi medyan�n da tarihi yeni-s�m�rgeci ba��ml�l��a giden ulusal ba��ms�zl�k m�cadelesine gelen ve sonras� geli�meler i�inde ele al�nmal�d�r. Bu da k�lt�rel incelemelerle yap�lamaz. K�lt�rel incelemelerle yap�labilecek dil, ideoloji ve bilin� y�netimiyle ilgili yap�lar�n ortaya ��kart�lmas� ve g�nl�k insan pratikleriyle ili�kilendirerek nas�l �al��t���n�n a��klanmas�d�r.18

.................

18 K�lt�rel incelemeler, �zellikle neo-Marksist olarak nitelenen k�lt�rel incelemeler bu bak�mdan olduk�a �nemlidir. Post-yap�salc� post-modern �o�ulcudan da �o�ulcu a��klamalarla her �eyin bir belirginsizlik ve �zg�r tutars�zl�k i�inde (ve hatta bir�ok birbirine girmi� erkeksilik, kad�ns�l�k ve seks�ellikler i�inde) ak�p gitti�ini s�yleyen k�lt�relcilik de �nemlidir; fakat kimin ve ne i�in? Sen bu k�lt�relli�i varo�ta ya�ayanlar�n belirgin belirginsizliklerine uygulad���nda, IBM�in ku�ku duydu�u belirginsizli�e hi� de benzemedi�ini g�r�rs�n. Her ikisinin de belirgin olan belirginsizli�i bug�nk� ve yar�nki a�l�kla, bug�nk� ve yar�nki kar marjini art�rma belirginsizli�idir. Belirginin yo�unlu�unun belirsizli�i�

............

�nsan kelimenin en dolays�z anlam�yla siyasal hayvand�r: Sadece sosyal bir hayvan de�il, fakat ancak toplum i�inde bireyselle�ebilen bir hayvand�r. Toplum d���nda kendi ba��na ya�ayan insan taraf�ndan �retim, birlikte ya�ayan ve birbiriyle konu�an bireyler olmaks�z�n konu�man�n geli�mesi kadar sa�mad�r. Dolay�s�yla, Marx��n belirtti�i gibi �retim denildi�inde sosyal geli�menin belli bir safhas�nda, toplumdaki bireylerin �retimi anlam�nad�r. �retimi inceleme ya tarihsel bir s�reklili�i ya da tarihin belli bir d�nemini ele alabilir. �retim arac� (�rne�in el) olmaks�z�n hi�bir �retim yap�lamaz. Ge�mi�, birikmi� emek (en basitiyle tekrarlanan pratikle kazan�lan beceri) olmaks�z�n �retim olmaz.

Kitle ileti�iminin �retimi kapitalist �retim tarz� i�inde o �retim tarz�n�n kendi ve d��la olan ili�kiler tarihine g�re �ekillenir. Bu da farkl� tarihsel ko�ullarda farkl� bi�imlerin ortaya ��kaca�� anlam�nad�r. Tarihsel ko�ul, tarih denen bir g�c�n belirledi�i bir �ey de�ildir, kendi tarihini kendini i�inde buldu�u ko�ularla birlikte yapan insan�n ya�am ko�uludur.

�rne�in sinematik �retim tarz�nda sinema ayni anda ekonomik de�erin sirk�lasyonunu �retir ve yasala�t�r�r. Ekonomik de�erin kendisinin sirk�lasyon kal�b�n� (patern) resmeder. Sinema ile seyirci ba��ndaki bu de�er sirk�lasyonu kendisi �retici de�erdir, ��nk� seyretme bir t�r emektir\�al��mad�r.19   Emek olarak seyir emek ile sermaye aras�ndaki ili�kinin soyut anlar�na do�ru artan bir �ekilde olan y�nelimini temsil eder: Bu, de�er ��kartmak i�in v�cutlar� teknolojik pozisyonland�rmada yeni bir rejimdir (Beller, 1994). Televizyonda bu, evde �o�unlukla oturu� �ekillerinin televizyon ekran�na g�re ayarlanmas� ve materyal ve ideolojik sat��a insan� ve koltuklarla birlikte v�cudunu bu �ekilde pozisyonland�rma ile yap�lmaktad�r. Sinemada sinema salonunda, televizyonda evde yere seyir i�in konumland�r�larak kapitalistin i� d��� zaman�m�zda bizi �al��t�rmas�na ve kullanmas�na devam etmekteyiz. B�ylece i� yerindeki s�m�r� bo� zamana, dinlenme zaman�na da uzat�larak devam ettirilmektedir. �lgin� olan, i� d��� zamandaki s�m�r�de, �rne�in rating yoluyla seyreden insanlar�n dikkatlerinin reklam fiyat�n� belirleyen �l�� olmas� ve seyircinin bu yolla kullan�m ve de�i�im de�erine sahip emtia olmas�nda, seyircinin hi� bir geliri yoktur. Sadece ona bedava olarak g�r�nen, fakat asl�nda seyretti�i i�in hem kendinin emtia olarak kullan�lmas�na hem de bilin� y�netiminin bir konusu olmas�na yol a�an bir etkinlikten ald��� haz kalmaktad�r, ki bu her zaman haz de�ildir. Sinemada, televizyonda, gazetede, tiyatroda, baz� insanlar di�er insanlar�n bakmas�ndan, seyretmesinden ekonomik zenginlik elde etmektedir. Bu zenginli�in nas�l elde edildi�i k�lt�rel �retim politikalar�n� ve durumunu ifade eder. Medya ekonomisi �zellikle seyirden ge�erek de�er ��kartan bir ekonomidir. Seyirle �zel te�ebb�s�n s�m�r� ve bilin� y�netimi yapmas�, �rne�in eski Roma arenalar�nda ekmek ve sirk politikalar�n�n kapitalist pazar i�in modern teknolojilerle arac�lanm�� yeni �eklidir. Bu yeni �ekilde televizyonla sirk evimize getirilmekte, sinemayla kentin yeni arenalar�na bizi g�t�rmekte, VCD ve Cd ile arabam�za veya elimizde ta��d���m�z aletle yan�m�za getirmektedir. B�ylece de�er ��kartma ve dolay�s�yla insan v�cudunu (eme�ini) kullanmadan ge�erek kar elde etme, �zellikle teknolojik ileti�im ara�lar�yla fabrika ve i� yeri s�n�r� d���na ��km��t�r. B�ylece seyirle yap�lan t�ketim zaman�, neyi kimin seyretti�inden ge�erek belirlenen bir kullan�m ve de�i�im de�erine sahip oluyor. Sinemada bu belli bir giri� �cretiyle bir bitmi� �r�n� seyir �eklinde olmaktad�r. Televizyonda ise, Smythe� in deyimiyle (1981) �bedava ��le yeme�i� �eklinde g�r�nen, fakat asl�nda reklamc� ile medya �rg�tleri aras�ndaki pazar ili�kisinde emtiala�t�r�lan bir �ekil al�yor.

...............

19 �From the standpoint of capital, as geographical limitations are in the process of being fully overcome by capital, capital posits the human body as the next frontier� g�r���n�n ayr�nt�s� i�in bknz Beller (1994).

.............

 

�leti�imin siyasal ekonomisi sembolsel �retimin �retim tarz� ve ili�kilerini incelerken genel marxist siyasal ekonominin e�ildi�i alanlar �zerinde durur. Fakat di�er materyal �retimlerden farkl� olarak ileti�imde �retilen �r�n sembolsel bir karaktere sahiptir. Kitle ileti�im ara�lar�yla sembolselin �retiminin kontrol� (neyin, nerede, nas�l ve ne sonu�larla �retilece�i, da��t�laca�� ve t�ketilece�i, �cret politikalar� ve yarat�lan zenginli�in b�l���m� ve yeniden� �retimin ve �retim ko�ullar�n�n y�netimi) hem ekonomik hem de bilin� y�netimi ba�lam�nda �nem kazan�r. Kitle ileti�iminde �retim tarz� ve ili�kileriyle �retilen �r�nle ayn� zamanda seyirci denilen bir di�er �r�n �retilir. Kitle ileti�iminin bu iki �r�n� de kulan�m ve de�i�im de�erine sahiptir. Kitle ileti�iminde sadece kitle ileti�imi �r�n�n �retim tarz� ve ili�kilerinin do�as� incelenmez, ayn� zamanda bu materyal �r�nle gelen d���nselin �retimi (insanla, ya�amla, siyasal ve ekonomik sistemle vb ilgili ideoloji, bilin�, inan�lar�n �retimi) �nem kazan�r. Bu �retim kitle ileti�iminin �r�n�n�n materyal olmayan fakat materyali ve kendini ve kendinden olmayan anlatan i�eri�iyle ili�kilidir. Dolay�s�yla ekonomik egemenlik ve m�cadele tarihinin incelenmesi, kitle ileti�iminde, ayn� zamanda sembolselin �retiminde eme�in eme�ini nas�l kullanaca��n�n kontrol�n�n �nemini �n plana ��kart�r. Eme�in eme�ini nas�l kullanaca�� sermayenin �rg�tledi�i yer, �rg�tledi�i zaman ve �rg�tledi�i teknolojiyle elinden al�nm��t�r. Emek eme�inin de�er ko�ullar�n� bile kendi kontrol edemeyece�i bir m�cadele ve boyun sunma durumuna d���r�lm��t�r. Bu �cretli serbest-k�lelik ba�lam�nda �zellikle kitle ileti�im profesyonelleri �r�n�n bi�imlenmesinde ne denli �zg�r olduklar�, �zg�r olmalar� veya olmamalar�n�n bitmi� �r�ne asl�nda ayr� bir karakter getirip getirmeyece�i, �rg�tteki y�netici ve karar vericilerin �zerkliklerinin asl�nda �r�n�n karakterini egemen s�n�f�n pazar ve siyasal sistemine ayk�r� bir sonu� ��kar�p ��kartmayaca�� gibi sorular ve sorunlar �nemli incelenme konusu olarak ortaya ��kar. Bu da giderek kitle ileti�iminde kapitalist s�n�f�n ��karlar�n� yeterince anlayan, dolay�s�yla ne kapitalist �rg�t sahiplerinin kontrol una ne de devlet yoluyla yasalarla d�zenlenmi� kontrole gerek b�rakmayan profesyonellerin �retimi konusunu on plana ��kart�r. Bu incelemenin kuramsal yakla��m�na g�re, �retim tarz�n�n kurdu�u say�s�z mekanizmalara ve �retimin yap�ld��� yerin tarihsel ko�ullar�na ba�l� olarak elbette farkl�l�klar olacakt�r. Fakat kitle ileti�imi y�netici s�n�f�n veya y�netici g�c�n kullan�m�nda oldu�u ve bi�imleni�i y�netim i�in kullan�ma uygun bir �ekilde yap�ld��� i�in, �r�n� �retenlerin, ne denli �zerk ve �zg�r olsalar bile, onlara �cretlerini verenlerin ama�lar� ve beklentileri do�rultusunda �retim yapmalar� y�nelimi �ok daha a��r basacakt�r.

1. Kitle ileti�imi ve emtia �retimi: I

Kitle ileti�iminde �ncelikle inceleneceklerden biri kitle ileti�iminde emtia (commodity) konusu olmal�d�r. Bu ba�lamda birinci olarak kitle ileti�imi �rg�t�n�n kendisi bir emtia olarak ortaya ��kar. Onun emtia olarak incelenmesi gerekir. �kinci olarak Kitle ileti�imi �rg�t�nun kitle ileti�imi �retmesi i�in �retti�i mallar\emtia incelenmelidir. Dolay�s�yla, dikkat edilirse, kitle ileti�iminde sosyal �retim ve �retim ili�kileri kitle ileti�imini olu�turan �rg�tlenme ve �rg�t�n bir emtialar toplam� olmas� ve �rg�t�n �retti�i mal�n emtia olmas� �nem kazanmaktad�r.

Burjuva toplumunun zenginli�i, ilk bak��ta, kendini, birimleri tek bir emtia olan, bir �ok emtialar birikimi olarak sunar. Her emtia iki katl� yana sahiptir: Kullan�m ve de�i�im de�eri. Kullan�m de�eri sadece kullan�m s�ras�ndaki de�erdir ve sadece t�ketim s�reci s�ras�nda ger�ekle�ir. Medyan�n (�rne�in televizyon �irketinin kendisinin) kullan�m de�eri kitle ileti�imini �retimi surecindeki de�eridir.

Ne t�r bir sosyal bi�imde olursa olsun zenginlik daima kullan�m de�erini i�erir. Bu zenginlik bir gazete �irketi sahipli�i veya televizyon kanal� sahipli�i olabilir. Ger�i kullan�m de�erleri sosyal gereksinimlere hizmet eder ve dolay�s�yla sosyal ba�lam i�inde varolurlar, fakat �retimin sosyal ili�kilerini dile getirmezler. Bir televizyon �irketine veya bir m�zik Cd�sine bakt���m�zda onun mal\emtia oldu�unu s�yleyemeyiz. Kullan�m de�eri olmas� bir mal�n zorunlu �n ko�uludur, fakat kullan�m de�eri i�in emtia olup olmamas� �nemi de�ildir. Belirleyici ekonomik bi�imden ba��ms�z oldu�u i�in, kullan�m de�eri bu �ekilde siyasal ekonominin inceleme alan� d���nda kal�r. Ancak kendisi belirleyici bir bi�im oldu�unda bu alanda kal�r: Kullan�m de�eri belli ekonomik ili�kinin (de�i�im de�erinin) ifade edildi�i fiziksel birimdir\varl�kt�r. Dolay�s�yla, bir televizyon program�ndan izleyicinin ald��� haz siyasal ekonominin inceleme alan�nda de�ildir. Haza bakarak fazla uza�a gidemeyiz. Gitti�imizde bilimden olduk�a uzak bir yere, ideolojik ve bilin� y�netiminin ger�ek ve bilim olarak sunuldu�u alana dalar�z. Ancak kullan�m de�eri olarak haz de�i�im de�erinin ifade etti�inde �nem kazan�r. Benzer �ekilde bir program�n izleme �oklu�uyla ifade edilen kullan�m de�eri ancak �rating� denen de�i�im de�erini ifade etti�inde siyasal ekonominin inceleme alan�na girer. �zleme �oklu�uyla be�eni aras�nda kurulan ba��n anlam� ancak bilin� y�netimiyle ili�kili olan ve kullan�mdan ge�erek me�rula�t�r�lan ili�kidir. Bu me�rula�t�r�lan ili�kiyle gelen kullan�m de�eri, mal�n piyasadaki yeniden �retimi ve de�i�im de�erini ifade eder.

Kullan�m de�erleriyle �eyler, insanlar�n fiziksel ve sosyal varolu�lar�yla ve varl�klar�n� s�rd�rmeyle ilgili ara�lard�r. Ayn� zamanda bu varolu� ara�lar�n�n kendileri sosyal faaliyetin �r�n�d�r; insan enerjisinin ve materyalle�mi� eme�in sonucudur. Sofram�za konan bir yiyecekten televizyonda seyretti�imiz bir programa kadar kullan�lan her �ey bir veya birden fazla eme�in �r�n�d�r. Yiyece�in yap�lmas�yla (�retilmesiyle) program�n yap�lmas�ndaki (�retilmesindeki) emek niteliksel bak�mdan farkl�d�r. Farkl� kullan�m de�erleri farkl� bireylerin faaliyetlerinin, dolay�s�yla farkl� emek t�rlerinin sonucudur. De�i�im de�erleri olarak, i��ilerin bireysel karakterinin ortadan kald�r�ld��� ayn� homojen eme�i temsil ederler. Dolay�s�yla, de�i�im de�erini olu�turan emek soyut genel emektir. Bir televizyon program�n�n, bir gazetenin, bir m�zik kasetinin de�i�im de�eri niceliksel olarak ifade edilir. De�i�im de�eri olarak mallar�n aralar�ndaki niceliksel fark bu mallardaki eme�in niceliksel fark�d�r. Bu fark da emek-zaman�yla �l��l�r; fakat �retimdeki �rg�tl� sosyal ili�kiler ger�e�ini geri plana iten ve �al��man�n gere�ini ve amac�n� para kazanmaya indirgeyen bir �ekilde �para� ile ifade edilir.

Bir medya �irketinin veya medya �r�n�n de�i�im de�eri kendi kullan�m de�eriyle ifade edilmez, di�er mallar�n kullan�m de�erlerine olan ili�kisiyle ifade edilir. Dolay�s�yla, bir mal�n de�i�im de�eri di�er mallar�n kullan�m de�erlerinde kendini g�sterir. �rne�in iki saatlik bir sinema filmi on tane televizyon filmi de�erindedir dedi�imizde, sinema filminin de�i�im de�eri belli say�daki televizyon filminin kullan�m de�eriyle ifade edilmektedir. Bu da para de�eriyle ifade edildi�i i�in, g�r�nmez olur.

Ger�i kullan�m ve de�i�im de�erleri incelemek i�in iki ayr� �ey olarak ele al�nmaktad�r. Mal\emtia kullan�m ve de�i�im de�erlerinin do�rudan birli�idir. Ayn� zamanda, ancak di�er mallara g�re bir emtiad�r. Mallar�n de�i�im s�re�leri aralar�nda var olan ger�ek ili�kidir. Bir gazete veya program kendi sahibi i�in (kendi gereksinimini do�rudan kar��layan ara� olarak) kullan�m de�erine sahip olsayd�, mal\emtia olmazd�. ��nk� sahibi i�in o sadece de�i�im arac�d�r. Mal �ncelikle di�er mallara sahip insanlar i�in kullan�m de�eri olmal�d�r. di�er taraftan, mal kendi sahibi i�in kullan�m de�eri olmal�d�r, ��nk� sahibinin var olu� olanaklar� bu mal�n d���nda, di�er insanlar�n mallar�ndad�r. Dolay�s�yla, bir program�n kullan�m de�erleri de�i�im arac� olduklar� ki�inin elinden, t�ketici mal� hizmeti g�rd�kleri ki�ilerin eline ge�er. Program sat�c�n�n elinde de izleyicinin elide de gene programd�r; karakter de�i�tirmez. Fakat sat�c�n�n elindeyken bir ekonomik ili�kinin temsilcisidir. Al�c� onu kullan�m de�eri olarak muamele eder. Mal kullan�m de�eri olmas� i�in de�i�im (exchange) s�recine girmelidir. Ancak de�i�im de�erinin ger�ekle�mesiyle kullan�m de�eri ger�ekle�ir. de�i�im de�eri olan mal fiyata sahiptir. Sirk�lasyonda mallar fiyatlarla sunulur. Mallar b�ylece, parasal fiyat ifadesiyle d�n���me u�rarlar.

Mosco (1996) kullan�m e�erinin de�i�im de�erine d�n��mesini emtiala�ma (commodification) olarak niteler. Mosco�ya g�re (1996) emtiala�ma ileti�imi sosyal pratik olarak etkiler; ileti�im end�strilerindeki emek s�re�lerini vurgular; mesajlar� pazarlanabilir �r�nlere ve izleyiciyi t�keticiye veya izleyicinin kendisini emtiaya d�n��t�r�r; rating�i medya sisteminde birincil emtia yapar; �l�me s�re�lerinin kullan�m�n� emtialar� �retmek ve denetim (monitoring) tekniklerini �retim, da��t�m, de�i�im ve t�ketimin hesabini yapmak i�in talep eder; dolay�s�yla g�zetme\g�zleme pratiklerinin promosyonunu yapar; kar��t �ya�am d�nyas�n�� i�aretler.

 

2. Kitle ileti�imi ve emtia �retimi: II

Kitle ileti�iminin �r�n� dendi�inde �ncelikle e�lence, haber, enformasyon, program, gazete, dergi, kaset, film, m�zik, cd, video vb akla gelir. Kitle ileti�iminin �retti�i asl�nda iki temel �r�n vard�r. Birincisi ileti�im ili�kisi ve izleyicinin t�ketimi i�in �e�itli bi�imlerde paketlenmi� ��kt�d�r. Bu �r�n�n ta��y�c�s� radyo, tv, uydu, kasette, cd, video, film, gazete, kitap, dergi olabilir. Bu ta��y�c� kanallardan ge�erek sunulan paket �e�itli bi�imlerdeki e�lence, haber, enformasyon, bilgi diye isimlendirilebilir. B�ylece �r�n�n �e�itli kullan�m de�eri oldu�u ve bu kullan�mdan ge�erek insanlar�n herhangi bir nedenle arad�klar� ama�lara veya doyumlara ula�t�klar� belirtilir. �r�n hangi bi�imde olursa olsun, belli bir kullan�ma ve bu kullan�mdan ge�en faydaya sahiptir. ��te titizlikle ara�t�r�lmas� gereken sorunlardan biri kitle ileti�imi �r�n�n kullan�m de�erinin ve faydan�n do�as� �zerinde olmal�d�r.

Kitle ileti�iminin bu ba�lamda ihmal edilen ikinci �r�n� ise izleyicidir. �zleyicinin �r�n olarak yarad�l��� kullan�mdan ge�erek olur. Kullan�m yoluyla izleyici televizyonda rating ve yaz�l� bas�nda tiraj olarak nitelenen bir �r�ne d�n��t�r�l�r. Bu �r�n� �ncelikle nerede, ne zaman ve hangi medyada reklam verece�ini planlayan reklam firmalar� kullan�r. Birinci �r�nde, kullan�m de�erinin de�i�im de�erine d�n��mesi �r�n�n medya pazar�ndaki sat���yla olur. �rne�in, bir filmi seyretmek i�in sinema bileti al�nd���nda, belli zaman ve yerde, bu yerdeki koltukta oturarak belli bir �r�n�n kullan�m� i�in belli bir para bi�iminde de�er �denir. �kinci �r�nde, kullan�m de�eri rating�in ve tiraj�n niceli�ine dayanarak belirlenen reklam fiyat�yla de�i�im de�erine d�n��t�r�l�r: Reklamc� belli zaman ve yerdeki izleyici dikkatini sat�n al�r ve bunun kar��l���nda belli bir para �der. 20

�zleyici ikinci �r�n olarak sadece ratingle veya tirajla belirlenen say� olarak ele al�nmaz. Bu say�n�n ortak �zellikleri (sosyo-demografik ve psikolojik karakterleri) ve davran�� kal�plar� de�i�im de�erini belirlemede �nemli bir rol oynar.

Tirajla belirlenen say�n�n �tesinde, seyirci �zellikle siyasal partiler ve kamu politikalar� i�in �ne ve nas�l d���nd���n�n� bilinmesi gereken bir �r�nd�r. Kitle ileti�iminin �r�n� olarak izleyici, ilk �r�n�n paketleni�inden ge�erek paketlenmeye �al���lan bir �r�nd�r. B�ylece, bu ikinci �r�n�n ne ve nas�l d���nd��� ve ne �zerinde nas�l d���nmesi gerekti�i birinci �r�n�n (�rne�in reklam�n, program�n, e�lencenin) bi�imlendirilmi� do�as�ndan ge�erek belirlenmeye, bi�imlendirilmeye �al���l�r. Frankfurt okuluna g�re, k�lt�r end�strileri bu bi�imlendirmede kitle �retimi i�in kitle t�keticisi yaratacak �ekilde ba�ar�l�d�r. Tam aksi di�er u�ta Fiske ve benzerlerine g�re, �demokratik �o�ulculukta� veya �semiotik demokraside� t�ketici �retimde belirleyici fakt�rd�r.21  Marksist anlamda, izleyici denen insanlar kendi tarihlerini kendileri yaparlar, fakat bunu kendilerini daha do�u�tan ba�layarak i�inde bulduklar� kitle ileti�im ve aktif bilin� y�netimi ko�ullar�nda yapt�klar� i�in, �o�ulcu demokratiklik ve �zg�rl�k efsaneleriyle beslenen bir ortamda, izleyici bilinci kendi bal�na ve zehrine kendisi karar veren bir karaktere sahip olamaz. Var olan egemenlik ve m�cadele ko�ullar�n� g�nl�k ya�amlar�nda yeniden-�reten bilince sahip olabilirler. �nsan ne yap�yorsa yapt���n�n bilinciyle odur: �nsan�n ne yapt��� da kendi �zg�r se�eneklerine g�re de�il, �rg�tl� yap�lar i�indeki �retim tarz�na ve bu tarz�n egemen ve kar��t bilin� �ekillerinden ba��ms�z olarak bi�imlenmez. �zellikle kitle ileti�im �r�n�n� ve kitle ileti�iminden ge�erek �r�nleri daha �ok satma �abas�ndaki end�striler, kendi izleyicilerini (t�keticilerini) de yaratmak zorundad�r. Bu zorunluluk ka��n�lmaz olarak, izleyici denen bir �r�n ortaya ��kart�r ve bu �r�n�n do�as� ��znellik,� �serbest pazarda talebi yapan ve arz� belirleyen� ve �aktiflik� veya �okunmas� gereken metin� savlar� �tesinde incelenmesi gerekir.

................

20 Seyircinin emtia olu�uyla ilgili g�r�� i�in �zellikle D. W . Smythe ve �blind spot� tart��mas�na bknz.

21 Bu belirleyicili�i Marks��n belirleyicili�iyle kar��t�rmayal�m: Dilencinin dilencilik ili�kisiyle �retti�i �zerinde durma ve dilencinin dilencilikle ve dilenciye para verenin dilencili�i �retmesinden �nce, dilenciyi �retenin dilenci olup olmad���n�n, daha do�rusu dilenciyi �reten sosyal �retim bi�iminin incelenmesi gerekir. ��kan ve yarat�lm�� veya �retilmi� bir sonucun (dilencinin, izleyicinin) Nas�l ki dilenci kendi ya�am ko�ullar�n� ger�ekle�tirme olanaklar�ndan yoksun b�rak�lmasayd� ve bu ko�ullar nedeniyle dilencilikle ya�am�n� sa�lama olas�l��� olu�masayd�, dilenci ve dilencilik olmazd�; ayn� �ekilde, e�er enformasyon kaynaklar� kontrol edilmese ve kitle ileti�im ara�lar� tek y�nl� kontrol ama�l� olarak bi�imlendirilmeseydi, bug�nk� karakterde izleyiciler de olmazd�.

.................

 

2. �leti�im teknolojisi: Teknolojik �retim ve kontrol

�leti�im teknolojilerinin ve yap�lar�n�n geli�mesi kendili�inden olmamaktad�r; aksine �zellikle son zamanlardaki geli�meler pazar ili�kilerinin sosyal hayat�n olas�l�kl� her alan�na sokma �abalar�n�n b�t�nle�ik bir par�as�d�r. Okullara Coca Cola ve oyun makinelerinin girmesi gibi, Zigana da�lar�n�n tepesinde yerlerde Malboro sigara paketlerinin ve al�minyum kutular�n�n do�al peyzaj� kirletmesi gibi, sosyal ya�am�n her yerdeki her alan�na girme kazara olan ve teknolojinin kullan�m� ortaya ��kan bir sonu� de�il; ondan daha �ok bu sonu� denen �eyler teknolojinin asl�nda amac�d�r.22 ileti�im teknolojileri denildi�inde, bunu ileti�imi �reten araca indirgemek olduk�a hatal�d�r. �leti�im teknolojileri, bu arac� ve bu arac� �reten ara�lar� da i�eren belli zaman ve yerdeki bir �retim tarz� ve ili�kileri b�t�n�n� anlat�r. �leti�im teknolojisi, bu nedenle, insanl���n kendini �retimiyle ili�kilidir ve �zerinde en yo�un kontrol olan bir yap� kendini �retimiyle ili�kilidir ve �zerinde en yo�un kontrol olan bir �retim, da��t�m ve kullan�m a��n� anlat�r. Teknoloji toplumsal �rg�tlenmedir, dolay�s�yla ileti�im teknolojisi bu toplumsal �rg�tlenme bi�iminin ve ili�kilerinin incelenmesi gereken birimlerindendir.

.................

22 Bu ba�lamda ileti�im teknolojilerini ele alan �nde gelen akademisyenler, b�t�n yap�tlar�yla Smythe, Dan ve Herbert Schiller, Garnham, Chomsky, Golding, benim �ileti�im egemenlik ve m�cadeleye giri�� kitab�m ve di�er yaz�lar�m, ve bu makalenin kaynak�as�ndaki ki�ilerin �o�u.

...............

 

 

3. �rg�tsel Yap�: Teknolojik yerellik ve yap�sal transfer

�leti�im teknolojileriyle ilgili �zerinde durulmas� gereken �nemli bir konu T�rkiye�de ileti�imi �reten medyan�n ulusal, uluslararas� ve yerel �rg�tlenme yap�s�n�n, bu yap�lar�n birbiriyle olan ba�lar�n�n incelenmesidir. Bu ba�lamda, yerel yap�lanmalar�n �zellikleri, ulusal ve uluslararas� olanla ba�lar�, b�y�me olas�l�klar�, k���k ve orta boy firmalara g�n�m�zde neden �nem verildi�i, �zellikle esnek �retim, fason �retim, sendikala�may� engelleme ve olan� zay�flatma, maliyeti azaltma gibi politikalarla ba�lar�, �zerinde durulmal�d�r. Ayr�ca yerelin hem �rg�tlenme olarak hem de ��kard��� �r�n bak�m�ndan �zelliklerinin incelenmesi gerekir. Yereldeki �retim ili�kilerinin ve m�lkiyetin yap�s� da a��klanmal�d�r. B�t�n bunlar� yaparken, bu ve di�er marjinal pazarlar�n yap�lar�n�n ve fonksiyonlar�n�n da incelenmesi egemen pazarlara olan ili�kilerinin do�as� i�inde ele al�nmal�d�r. �rne�in �esnek �retim� ad� alt�nda getirilen uygulamada, firmalar planl� bir �ekilde baz� b�l�mlerini kapatmakta ve �al��anlar� i�lerinden atmakta ve bu i�leri �fason �retim� yapan veya �ta�eron� �irketlere yapt�rmaktad�r. Bunun yan�nda belli bir i� i�in i�e al�nm�� insanlara di�er i�leri de yapt�rarak, o i�teki insanlar�n say�s�n� azaltmakta ve �al��anlardan maksimum art�-de�er sa�lamaktad�r. Firmalar aras� ili�kide ve emek s�m�r�s�nde bunun anlam� olduk�a �nemlidir.

Kitle ileti�iminin �rg�tl� ticaret ve bilin� y�netimi sistemi olarak ortaya ��k��� ve geli�mesi hem kendi ekonomik ama�lar�na hizmet hem de ideolojik egemenlik rol�yle ili�kilidir. Bu yap�lar farkl� tarihsel yerelli�e ba�l� olarak kamu ve �zel te�ebb�s bi�iminde �rg�tlenmi�lerdir. Her kamu ve �zel �rg�tlenme kendi �evresinin �zelliklerine g�re farkl�l�klar g�sterir. Bu nedenle, �rne�in Amerika�daki kamu yay�n� sistemi (Public Broadcasting Ssystem) ile, �ngiltere�deki BBC ve T�rkiye�deki TRT farkl� �rg�tlenme ve i� yap�� bi�imlerine sahiptir. Bu nedenle kendi tarihsellikleri ve �zellikleri i�inde incelenmeleri gerekir. Benzer �ekilde Amerika�daki bas�n sisteminin �rg�tlenmesiyle, di�er �lkelerdeki �rg�tlenmeler aras�nda �nemli farkl�l�klar vard�r. Bu farkl�l�klarla birlikte �zel te�ebb�s sistemleri de�erlendirilmelidir.

1980�lerde ba�layarak kamu �rg�tlenme bi�imi �zelle�tirme ve demokratikle�tirme sald�r�s�yla kar��la�m�� ve Avrupa dahil bir�ok �lkede ciddi d�n���mlere u�ram��t�r. Bu �rg�tlenme bi�imlerinin ve d�n���mlerin anla��lmas� i�in yap�lacak incelemelerde ilk ad�mlardan biri �rg�tlenmelerin tarihsel geli�im i�inde ve belli zamanlardaki �formal� �zelliklerinin incelenmesi, Amerikan tarz� �rg�tlenmenin di�er �lkelere transfer tarzlar�na bak�lmal�d�r.

M�lkiyetin bi�imleni�i, dolay�s�yla, yerellik, uluslararas�l�k ve tarihsel �retim ve pazar ko�ullar�yla ili�kilidir. Bu ba�lamda en az�dan �u sorulara cevap aranmal�d�r: T�rkiye�deki medya �rg�tlenmelerinde sahiplik nas�l bi�imlenmi�tir? Sahiplik ayni kitle ileti�im �rg�tlenmesi ve �rg�tlenmeler aras�nda nas�l farklar g�stermektedir? b�y�k sermaye holdinglerinin, mafyan�n, tarikatlar�n, uluslararas� sermayenin medyada ald��� yer nedir? M�lkiyet bi�imlenmelerindeki benzerlik ve farkl�l�klar, hem ayn� kitle ileti�im medyas� hem de medyalar aras�nda sahiplik �zellikleri nedir, nas�l geli�mi�tir ve bunun �retimin do�as� ve emek i�in anlamlar� nedir?

Kitle ileti�imi �rg�tlenmesi birimi, �zel te�ebb�s bi�iminde, �irket veya �irketler toplulu�udur; �retim kitle ileti�im firmas�, reklam firmas� ve m��terisi ��l�s�n�n ortak ili�kisi sonucu ger�ekle�ir. Kamu kurumu �rg�tlenmesi bi�iminde ise, kitle ileti�im kurumu ve ekonomik deste�i sa�layan devlet kurulu�unun varl���yla olur. Fakat bu olduk�a genel bir soyutlamad�r. Her yerel yap� i�in ayr�nt�l� inceleme gerekir.

Ayr�ca, art�k yap�sal transfer yoluyla kontrol gereksiniminde egemen politikalar tekil kopyalamayla de�il �o�ul g�r�nen uyarlama ve ayarlamalarla yap�lmaktad�r. Bunun egemen ileti�im medyas�ndaki g�r�n�mlerinin veya yans�malar�n�n incelenmesi gerekir, ��nk� yirminci y�zy�l�n ikinci yar�s�ndaki modernle�me kuramlar�yla gelen ve pazar kontrol� i�in yap�sal benzerlik arayan yap� transferiyle, 21 y�zy�lda post-modernle�meyle, globalle�meyle, �zelle�tirmeyle ve yerelle�meyle gelen yap�sal uyarlamalar\ayarlamalar�n do�as�n�n bilinmesi gerekir.

�rg�tsel yap�lanmalar�n do�as�ndan ge�erek ekonomik ve siyasal g�� elde edilmekte ve ��karlar� ger�ekle�tirmek i�in uygulanmaktad�r. G�n�m�zde bilgisayar ve telekom�nikasyon teknolojilerinin aralar�ndaki teknolojik uyumsuzlu�u ortadan kald�racak �ekilde birle�mesiyle eskiden �ok daha fazla bir �ekilde ekonominin kontrol edilmesi ve g�zetlenmesi potansiyeli ortaya ��km��t�r. Bu ayn� zamanda �irketlerin ve uluslararas� firmalar�n g�c�n� art�rm�� ve g��l� sermayenin devlet �zerindeki kontrol�n� daha da �o�altm��t�r.23

 

...........

23 Bu ba�lamdaki tart��malar i�in bknz:Comor, 1994.

 

.......

Kitle ileti�iminin formal yap�s�n�n �tesinde ekonomik bi�imleni�inin ve nedenlerinin, bu bi�imleni�te de�i�meler varsa bu de�i�melerin ve nedenlerinin incelenmesi kitle ileti�imini anlamada �nemli bir akademik gereksinimdir. T�rkiye�de medyan�n geli�mesi kamu kurumu finans deste�i bi�imlerinden �zel destekler g�ren �zel �irket bi�imlerine ve kurulup batan medya kurulu�lar�ndan trilyonlar�n el de�i�tirdi�i �irket yap�s�na do�ru olmu�tur. Bu yap�lar�n olu�mas�n� sa�layan �nde gelen nedenler farkl� �irketlerle ortakliklar, reklamc�l�k, kara para aklama, uyu�turucu ticareti ile gelen pazar ili�kileri a�� olabilir ve bunlar inceleme sorunu olarak ele al�nmal�d�r. Kitle ileti�iminde �irketlerin ekonomik gelirlerini nas�l ve nerelerden elde etti�i, dolayl� ve do�rudan gelirlerinin neler oldu�u, giderlerin �zellikleri ve b�y�k sermayenin egemenli�iyle birlikte olu�an de�i�melerin ne oldu�u incelenmelidir.

4. Tekelci y�nelim ve nedenleri

Kitle ileti�iminde temel �rg�tlenme birimi �zel �irket (�rne�in Cumhuriyet gazeteci, Kanal D, Power FM) veya kamu kurumudur (TRT). Bu temel birimin kendisi �retim yapabilecek kapasiteye sahiptir. Fakat elektronik gazetecilikte ve Tv�de oldu�u gibi g�n�m�zde y�ksek teknolojiye ve b�y�k sermayeye dayanan �retimi yapabilmesi i�in firman�n veya kurumun kendi �retim birimlerini kurabilme olanaklar�na sahip olmas� gerekir. Bu da ka��n�lmaz olarak �irketin �rg�t yap�s� ve sermayesiyle devle�mesi zorunlulu�unu ortaya ��kart�r. Ne denli devle�se bile kitle ileti�im firmalar�n�n hepsi de�i�en �l��de di�er kitle ileti�imi firmalar�na (AP gibi haber ajanslar�na, Hollywood gibi sinema merkezlerine, reklam �irketlerine ve reklam �irketlerinin m��terilerine) ve di�er end�striyel yap�lara (bilgisayar, elektroniks, kablo, uydu, microchip) ba��ml�d�rlar. Bu durum bir �ok �ey yan�nda, capitalist rekabetin ve tekele�menin �zel anlam�na i�aret eder.

�nceleri sadece tek bir zenginin veya ailenin m�lkiyetinde olan bas�n ve yay�n firmalar� ve devlet kurumu bi�iminde �rg�tlenen kitle ileti�im kurumlar�, h�zla dev tekellere ve oligopolilere do�ru geli�mi� ve g�n�m�zde uluslararas� dev �irketler (conglomerates) ortaya ��km��t�r. Kitle ileti�iminde tekelci y�nelim kapitalist pazar yap�s�n�n getirdi�i ko�ullara ba�l� olarak ortaya ��kar. Bunun nedeni, b�y�k sermaye gereksinimi �tesindedir: �r�n �retimini kontrol etmek, rekabeti ezerek veya ortadan kald�rarak pazar egemenli�ini elde etmek, kendi �r�n�n�n fiyat�n� belirlemek, pazara yeni firmalar�n giri�ini engellemek ve �al��ma maliyetlerini kontrol etmek gibi nedenler tekelle�menin en ba�ta gelen ama�lar�d�r. T�rkiye�de anti-tr�st yasalar� olmad��� i�in, tekelle�me, kartelle�me veya birka� firman�n oligopolist pazar durumu yaratmas� daha kolayd�r.

F. Kitle ileti�imin �retimi: Emek

Kitle ileti�iminin �retimi sermayenin kontrol unda ve egemenli�inde m�cadele veren insan eme�iyle olur. Emekle sadece kitle ileti�imi ve �r�n� �retilmez, ayn� zamanda eme�in yoksunlu�u ve sermayenin zenginli�i �retilir.

1. �� Prati�i: Profesyonellik, profesyonel �retim ve ili�kiler

Kitle ileti�iminde emek i�in �rg�tl� do�as�na ba�l� olarak i� b�l�m�yle farkl�la��r. Bu ba�lamda �rg�tsel yap�lar�n eme�i kullanma bi�imlerinin ayr�nt�l� incelenmesi gerekir. Her medyan�n �rg�tleni� ve i� yap�� bi�imiyle birlikte eme�in s�m�r� bi�imi de farkl�la�m��t�r. �rne�in sinema end�strisinde uzun y�llar kal�c�l��� olan y�ld�z oyuncular �n plandayd�. Film y�ld�zlar� aras�nda �ok ender olarak b�y�k burjuva �ocuklar� vard�r, ��nk� onlar�n gelecekleri farkl� bi�imde �ekillenmi�tir. M�zik, spor, moda vb alanlardaki y�ld�zlar�n filmlerde kullan�mlar�n�n ba�lamas� ve de�i�imi kar art�rma (maksimizasyon) ve pazar politikalar� a��s�ndan olduk�a �nemlidir. Bu ve benzeri pratiklerin olu�umu, geli�imi ve g�n�m�zdeki de�i�imi ve �zellikleri incelenmelidir.

Y�ld�z akt�r ve artist teorik olarak performans becerisi olan bireydir. Bu yap�, film denen bitmi� �r�n�n haz�rlanmas� s�re�lerinde akt�r ve aktrist becerisini (eme�i) s�m�r�rken, ayn� zamanda, sinemay� ve oyunculu�u kitlelere zenginlik ve �n kazanma yolu olarak sunar. Bu sunumla, pazar�n mal �retimiyle birlikte, bu �retimin d���nsel ve ideolojik �retimi de yap�l�r: Sistemin demokratik ve rekabet�i karakteri, a�a�� s�n�flardaki bireylerin becerilerini kullanarak �st s�n�fa ge�ebilecekleri vurgulan�r ve kapitalist sistem me�rula�t�r�l�r.

2. Kitle ileti�im pazar�: teknolojik ve emek pazar�

Kitle ileti�iminin �retim, da��t�m ve t�ketim pazar�n�n yerel, ulusal ve uluslar aras� karakteri, pazar yap�s�n�n �zelliklerini anlat�r. �retimin olabilmesi i�in teknolojik ve emek pazar� gerekir. Teknolojik pazarda hem ara� olarak �r�n (hardware) hem de ileti�im olarak �r�n (software) �retimi geli�mi� kapitalist pazar�n elindedir.24 T�rkiye gibi yerel pazarlar teknolojik arac� �reten teknolojiye sahip olma �ans�na sahip de�ildir. En fazla izin verilen olas�l�k montaj sanayisi ve modas� ge�mi� �retim teknolojilerinin kurulmas�d�r. Bu yap�n�n incelenmesi gerekir. Emek pazar� yereldir. Kitle ileti�imini �reten teknolojilerin da��t�m� ve t�ketimi de uluslararas� bir karaktere sahiptir. Bu teknolojilerin �retiminde kullan�lan emek de b�y�k �o�unlukla uluslararas�d�r: Sermaye �retimi eme�in sendikala�man�n olmad��� ucuz y�relerde yapmaktad�r. Bunlar�n da incelenip belirlenmesi gerekmektedir. Kitle ileti�im ara�lar�n�n �retti�i �r�n uluslararas�, ulusal ve yerel karakterler ta��r. Uluslararas� pazarda egemen olan medya �r�nleri (filmler, programlar, cd�ler, bilgisayar oyunlar�) gene geli�mi� �lkelerin �rettikleridir. T�rkiye gibi �lkelerin uluslararas� pazarda yeri ya hi� yoktur ya da olduk�a s�n�rl�d�r. Dolay�s�yla sadece i� t�ketim i�in �retim yapabilirler. Yerel medya �r�nlerine gelince, T�rkiye�de yerel �retimin (�rne�in yerel gazeteler, mecmualar, programlar, reklamlar, halkla ili�kiler, promosyon) olduk�a k�s�tl� oldu�u beklenir. Bu durumun da �zelliklerinin T�rkiye a����ndan ele al�narak incelenmesi gerekir. �leti�im �r�n� �retim ve da��t�m pazar�n�n geni�li�i firman�n/kurumun sermaye g�c�ne ba�l�d�r. Bu da t�ketim pazar�nda alaca�� yeri ver dolay�s�yla elde edece�i geliri belirler. Dolay�s�yla yerellik i�ine s�n�rlanm�� bir pazarda sermayenin b�y�me ba�ar�s� k�s�tl� ve batma olas�l�klar� �ok daha fazlad�r. Geni� pazardaki �irketlerin ba�ar� olas�l�klar� daha fazla ve ��kme olas�l�klar� ise �ok daha azd�r. Dolay�s�yla uluslararas� firmalar�n yar��� hayatta kalma yar��� de�il, fakat pazar pay�n� ve kar�n� art�rma yar���d�r. Benzer �ekilde T�rkiye'deki b�y�k medyan�n sorunu g�nl�k ya�am�n� s�rd�rebilme �abas� de�il, gelirlerini art�rma �abas�d�r. E�er �retimle kar�n� art�ramazsa, daima eme�i i�ten atarak ve eme�in �cretlerinde k�s�nt�lar yaparak kayb�n� telafi yollar� vard�r ve kullan�r. Bu pazar yap�s�n�n incelenmesi akademik bak�mdan �nemlidir.

................

24 Hardware ileti�imi �reten ara�lard�r; software bu ara�lar�n �retti�i ileti�im �r�nleridir.

...............

 

Kitle ileti�im pazar� (�rne�in film �retimi, televizyon serilerinin �retimi) ��k b�y�k sermayeyi gerektiren bir karaktere sahip oldu�u i�in, pazara yeni firmalar�n girme olas�l��� fazla de�ildir. Teknolojik ve emek pazar�n�n bu ba�lamda geli�mesi incelenmelidir. Elbette sadece b�y�k sermaye gereklili�i nedeniyle de�il, ayn� zamanda b�y�k sermayenin egemenli�i nedeniyle, yeni firmalar�n pazara girme �ans� azalt�l�r. �zellikle uluslararas� ve ulusal pazarda bu olas�l�k �ok daha s�n�rl�d�r. Y�z elli y�ldan beri uluslararas� arenada egemen olan haber ajanslar� (AP, REUTAR, AF, CNN) y�z y�l kadar ayn� kalm�� ve son zamanlarda bir veya iki eklemeyle fazlala�m��t�r. Fakat egemenlik gene benzer sermayenin elinde kalm��t�r. Ulusal alanda da benzer �ekilde de�i�meler olmu�tur. T�rkiye ve uluslararas� medyan�n bu geli�melerinin incelenmesi gerekir.

3. Pazar kontrol�: �cret politikalar� ve emek �zerindeki s�m�r�

�zerinde durulmas� gereken bir di�er �nemli konu tekelle�meyle veya oligopolilerle pazar kontrol�nun sa�lanmas� yan�nda ve i�inde eme�e verilen �cretler ve �al��ma ko�ullar�yla ilgili kontrold�r. Bu kontrol�n do�as� sendikala�may� �nleme, fazla mesai vermeden uzun saatler en asgari �cretle �al��t�rma, hafta sonlar� �al��t�rma, bayramlarda ve tatillerde hi�bir �deme yapmama, s�hhate uymayan ve tehlikeli i� ortam�nda �al��t�rma, kad�n ve �ocuklar� �ok daha az �cretle �al��t�rma, keyfi olarak i�e al�p keyfi olarak atma, sosyal sigortalar�n� �dememek i�in �al��ma ko�ullar�n� yasalara ayk�r� olarak d�zenleme, ayni nedenle iki �cret bi�imi uygulama ( birincisi defterde g�r�nen �cret, ikincisi ise el alt�ndan keyfi olarak verilen --veya verilmeyen-para) gibi say�s�z �ekillerde gelmektedir. Bu kontrol yap�lar�n�n incelenmesi hem akademik anlamda hem de politikalar�n a���a vurulmas� ve insanca ya�am ko�ullar�n�n sa�lanmas� i�in yap�lan m�cadeleye katk�da bulunmas� i�in �nemlidir. Bu nedenle hem ulusal, yerel hem de uluslararas� emek piyasas�n�n ko�ullar� incelenmelidir. Burjuva rejimlerinin yasal s�re�lerle dolu yap�lar�nda bu s�re�ler, �zellikle geli�mi� �lkelerde ara�t�rma bulgular�n�n do�rultusunda kullan�larak kazan�lar sa�lanabilir.

4. Yabanc�la�ma ve kitle ileti�imi

G�n�m�zde �kimlik� aray��� ve sorunu �zellikle moda, kozmetik, giyecek, i�ecek ve yiyecek end�strilerinin �r�nlerinden ge�erek ��z�mlenen bir karaktere sahiptir. Bu t�r kimlikte ontolojik veya varolu��u (existentialist) soru�turma ve kriz beklenemez, �zellikle ��nk� bu t�r kendini ve varl��� soru�turma egemen bilincin yap�s�n�n �ok �tesinde ve g�ndeminin �ok d���ndad�r. Kitle ileti�imi bu t�r bilincin olu�umunda ve desteklenmesinde olduk�a i�levseldir.

Yabanc�la�ma konusu g�n�m�zde ��k ender olarak inceleme g�ndemindedir.

Kitle ileti�iminde yabanc�la�ma �e�itli a��lardan ele al�nabilir:

(1) �al��anlar emekleriyle �r�n �retirler ve bunun kar��l��� diye nitelenen bir �cret al�rlar. �rne�in meyve toplar ama yiyemez; kitap yazar, fakat meyve toplay�c�n�n meyveyi yiyebilmesi i�in, sonradan manavdan sat�n almak zorunda kald��� gibi, o da kitap��dan sat�n almak zorundad�r. Bu t�r �retim tarz�yla insanlar�n �rettikleriyle aralar�ndaki ba� b�ylece kopart�l�r. Bu �r�nle sonradan izleyici/okuyucu/seyirci olarak yeniden ili�kide bulunurlar. �al��anlar�n ve izleyicilerin bu t�r yabanc�la�mas�n�n incelenmesi gerekir.

(2) Ayn� zamanda ,medyada �al��anlar�n i� s�recinde di�er �al��anlardan yabanc�la�mas� ele al�nmal�d�r.

(3) �al��anlar medya �r�n� �retirken �e�itli faaliyetlerde bulunurlar, �retim s�re�lerini bu s�re�lerin gere�ine uygun bir �ekilde yerine getirirler. Bu ba�lamdaki yabanc�la�ma ele al�nabilir.

(4) Medya �al��anlar�n di�er insanlardan yabanc�la�mas� incelenmesi gereken di�er bir konudur.

G. �retim, da��t�m ve t�ketim ba��: Kullan�m ve de�i�im de�erleri

Kitle ileti�imi i�in �retilen ve/veya kitle ileti�iminin �retti�i �r�n�n�n �retilmesinde kullan�lan �cretle/maa�la kiralanm�� eme�in 25 ve m�lk�n (teknolojik ara�lar ve di�er ta��nabilen veya ta��namayan mallar�n) kullan�m ve de�i�im de�erleri yan�nda, �retilen �r�n�n �retiminin (gazetenin, program�n, filmin, program�n, kasetin) de kullan�m ve de�i�im de�erleri vard�r. Dikkat edilirse, hem kitle ileti�imini �retmek i�in yap�lan �retim etkinliklerinde kullan�m (ve t�ketim) hem de kitle ileti�imiyle �retilenleri kullan�m (ve t�ketim) vard�r.

...............

25 B�t�n hayat�n� eme�ini bir yerde satarak kendi fiziksel ve sosyal varl���n� s�rd�rme zorunda b�rak�lm�� insan, kendi ya�am ko�ullar� kapitalist �retim bi�imi i�inde elinden al�nd��� ve �cretli/maa�l� k�le durumuna d���r�ld��� i�in, art�k sosyal �retimin �zg�r bir insan� de�il, �zerinden art�-de�erin ��kar�ld���, yerine ba�kalar� haz�r bekletildi�i i�in kolayca �retim d��� b�rak�labilen, vazge�ilmez fakt�r olarak ortaya ��kar. Eme�in �retimdeki vazge�ilmezli�i otomasyonla niceliksel olarak azalabilir; fakat teknolojileri maniple ve kontrol eden teknolojileri yaratmak ve sonu�lar�yla ilgili faaliyetleri y�r�tmek i�in gene insan eme�ine gerek vard�r.

................

 

1. �retim, da��t�m, de�i�im ve t�ketim ba��

Marx��n Siyasal Ekonominin Ele�tirisine Bir Katk� yap�na ek 1�de belirtti�i gibi (1857) �retim ayn� zamanda t�ketimdir ve t�ketim ayn� zamanda �retimdir. Her biri ayn� anda kendinin z�dd�d�r. �retim t�ketimin maddesini ve tarz�n� nesnel ve �znel olarak �retir. �retim ayn� anda t�ketimi yarat�rken t�keticiyi de yarat�r. �retim t�ketimi (a) t�ketimin maddesini sunarak, (b) t�ketimin tarz�n� belirleyerek (c) t�keticide �r�nler olarak sundu�u maddeler i�in gereksinim yaratarak t�ketimi �retir. Dolay�s�yla �retim t�ketimin maddesini (amac�n�), t�ketimin tarz�n� ve t�ketmek i�in iste�i �retir.26

......................

26 Yani bu kadar da �ekonomik indirgemecilik� olmaz! De�il mi? Ne dersiniz? (Alay etti�imi belirtmeye gerek var m�?)

....................

 

Marx��n ayn� yap�tta a��klad��� gibi, �retim, da��t�m, de�i�im ve t�ketim tek bir b�t�n�n halkalar�, bir birimin farkl� yanlar�d�r. �retim belirleyicidir ve s�re� daima �retimle taze ba�lar. De�i�im ve t�ketimin belirleyici ��e olamayaca�� a��kt�r. Ayn� �ey �r�nlerin da��t�m� anlam�na kullan�ld���nda da��t�m i�inde b�yledir. Fakat �retim fakt�rlerinin da��t�m�n�n kendisi �retimin bir safhas�d�r. Dolay�s�yla, farkl� �retim tarz� belli t�ketim, da��t�m, de�i�imi ve bunlar�n birbiriyle ili�kilerini belirler. Dar anlamda �retim, bu di�erleri taraf�ndan belirlenir. �rne�in, e�er pazar veya de�i�im alan� geni�lerse, �retimin miktar� artar ve farkl�la��r. �retim da��t�mdaki de�i�imlerin (�rne�in sermayenin tekelle�mesi, n�fusun co�rafik da��l�m�ndaki farkl�l�klar) sonucu de�i�ir.

Her durumda, �retim, da��t�m, kullan�m�n/t�ketimin ve de�i�imin de�erinin yarat�lma bi�imi ve ili�kilerinin incelenmesi gerekir. Bu inceleme, bir �r�n�n (metinin) i�eri�ini inceleyerek elde edilecek insan�n toplumsal ger�e�iyle ilgili sonu�lardan �ok daha anlaml� ve insan ger�e�ine �ok daha yak�nd�r. Ayr�ca �metin incelemesi� giri�imleri de belli yerlerde ve ko�ullardaki �retimi anlat�r ve bu �retimin �retim bi�imi, ili�kileri ve ko�ullar�n�n da incelenerek a��klanmas� gerekir ki bu da di�er bir metnin (metni inceleyen metnin)27 s�ylemsel �yk�s�nden ge�erek de�il, ya�ayan (ve ya�am��) insan�n tarihsel �retim bi�imi ve ili�kilerindeki ya�anan (ve ya�anm��) ko�ullar�na bakarak yap�l�r.28 Ya�anan ve ya�anm��� belirleyici g�stergeler, ya�anan ve ya�anm���n teknolojik bilin� y�netimi ara�lar�nda yans�t�lan 29  �metinlerinde� de�il, bu metinlerin de �ekilleni� ko�ullar�n� a���a vuran g�nl�k hayat�n �rg�tl� �retim bi�imi ve ili�kilerinde aranmal�d�r.30 �deoloji, bilin�, duygular ve d���nceler birlikte ya�ayan insanda ve insanlar aras� ili�kilerde do�ar, tutulur, ta��n�r ve de�i�ir. Apa��k do�ruyu ve hakl�y� red eden ve ona kar�� cephe alan insan� y�neten �ey onun sap�k veya sahte-bilinci de�il, bu sap�k veya sahte bilin� denenin insan� ve ili�kilerini i�eren, uygun duygusall���n da do�up beslendi�i, belli yer ve zamanda g�nl�k ili�kilerle kendini ve sosyal ba�lar�n�n do�as�n� �retti�i temeldir.31

..................

27. Metinin, yani �u bizim arkada� Metin varya onun, de�il, bir arac� teknoloji i�inde, �st�nde veya o ara�tan ge�erek metin olmu� bizim Metin�in metinsel incelenmesi�

28 Bu inceleme ayni zamanda s�ylem analizi yapan ki�ilerin kimlik ve s�n�fsal �zelliklerini, kendilerini neyle ve kimle �zde�tirdiklerini, nerede ve nas�l ya�ad�klar�n�, engellenmi�liklerini ve �zlemlerini, korkular�n� ve umutlar�n� ortaya ��kartarak, bize �nemli bilgiler verebilir.

29 Yans�tma veya yans�ma kavram� bir ayna gibi bir �eyin t�pat�p aynen �ekillenmesi veya g�r�nt�s� anlam�na kullan�lmad�. �zellikle belli tarihsel bir �retim bi�iminin bir �r�n�n�n bir ba�ka toplumsal yap�ya transferindeki yans�malar �retimdeki egemen karakterleri aynen ta��yabilece�i gibi eklemeler, ��karmalar ve abartmalarla �zenginle�tirebilir� veya �fakirle�tirebilirler�. Dolay�s�yla, yans�ma teorisi diye, �zellikle alt-yap� ve �st-yap� ili�kisinde, tarihsel �zellikleri bir yana iterek, �st-yap� diye adland�r�lan�n kendine ba��ms�zl�k tan�mas�n� ve insan�n ayn� zamanda kendi tarihini yapan akt�r oldu�u ger�e�ini g�z ard� ederek, ge�ersiz iddialarla Marx��n yakla��m�n�, �yans�mac�� dolay�s�yla indirgemeci diye ge�ersiz ilan etmek ge�ersizdir. Sadece egemen �retim hakk�nda de�il, ayn� zamanda Marks��n din gibi ge�mi�ten gelen d���nsel ve di�er �retim ili�kilerinin kal�c�l��� �zerindeki d���ncelerini �ok iyi okumak gerek.

30 �rne�in bir politikac� �bak kamu bizi destekliyor� dedi�inde, bu c�mlenin i�eri�i kelimeler diziniyle ortaya ��kan anlam, dilsel belirlemenin �ok �tesinde ve �st�nde, tarihsel, uzamsal, deneyimsel, ideolojik, duygusal vb ba�lamlarla, yani insan ve insan deneyimleriyle olu�ur. Bu da sadece semiyotik veya dile indirgenen ve insan prati�i d���nda ele al�nan k�lt�rellikle olmaz.

31  Koridorda sigara yasakland��� i�in �fkelenen bireyin ba��r�p �a��rmas� sahte veya yanl�� bilin�ten de�il, bu davran���na g�t�ren bilincin ��k�p geldi�i kendi-insanl�k ve ili�kiler durumudur. Benim �sigara i�en biri �fkeden kudurdu� diye kudurma gibi bir kavram kullanmam� getiren �fke duygusu kendili�inden olu�mad�; ili�kisel haks�zl�klar ve bu haks�zl�klar kar��s�ndaki �aresizlik ko�ulundan ge�erek olu�tu. E�er s�zle ifade edilen bilin� ve ta��nan duygular insan� belirleseydi, o zaman ben �oktan mutfakta di�imi f�r�alamaktan vazge�erdim. Bir �eyin do�ru olmad���n� bilmek yeterli de�ildir; insan g�nl�k davran��lar�nda ve ili�kilerinde baz� do�rular� bir kenara iten di�er do�rular� kullan�r veya do�rularla y�z y�ze kal�r.

...................

 

Ayr�ca, kamu oyu ara�t�rmas�yla kamunun ne d���nd��� (�rne�in �o�unun �eriat� istemesi veya yap�lan g�zlemde ��kr�k��lar yoku�undaki esnaf�n hepsinin Cuma namaz�na gitmesi) ne kamu politikalar�n�n ne de toplumsal d�zenin bu d���ncelere g�re �ekillendi�ini veya �ekillenece�ini anlat�r. �ekillenip �ekillenmemesi d���ncelerin egemenli�inden de�il, d���nceler �zerindeki egemenlikten dolay�d�r: E�er kamu politikalar� halk�n iste�iyle kazara uyu�uyorsa, bunun anlam� halk�n E�er kamu politikalar� halk�n iste�iyle kazara uyu�uyorsa, bunun anlam� halk�n �yle istedi�inden de�ildir. Burjuva demokratik oyunla demokratik s�s� veren, fakat asl�nda bilin�ten polis ve ordu kontrol�ne kadar �e�itlenen bask� ve k�ska� alt�ndaki �kamusal alan� kapitalist pazar�n me�rula�t�r�lmas� ve geni�letilmesi i�in i�levseldir. Halk�n istemesi veya istememesi, kamusal alanda alk��a indirgenmi� ifadelerle ve kendinden-olmayanlar taraf�ndan (temsil-edenlerin-kendileri-i�in) kurulmu� sivil �rg�tlerin d���nsel ifadeleri ne �retim tarzlar�n� ne de ili�kilerini de�i�tirebilirler. Tarihi yapan tarih veya d���nce de�il, �rg�tl� egemenlik ve m�cadelede materyalle ili�kili materyal olmayan duygular�, d���nceleri ve inan�lar� ta��yan materyal ili�kilerdeki insand�r. De�i�en ve yok olaca��n� bilen d���nen-maddenin (insan�n) kendini �rg�tl� ya�amsal mutsuzluklardan ve yoksunluklardan ve �l�mc�ll�kten kurtaraca��na inand��� kurtulu� avuntular�n�n ��k�� noktas� ya�anan�n kendisidir.32 Kitle ileti�im medyas�, di�er b�t�n �retim faaliyetlerinde oldu�u gibi, belli �retim ili�kileriyle materyal bir �r�n sunarken, bu ili�kilerin ve sunu�un bilincini de s�rekli �retir. Buna ek olarak, kitle ileti�imi di�er �retim birimlerinden farkl� olarak, hem kendi i�in hem de genel �retim bi�imi i�in, programlanm�� ve paketlenmi� bilin�ler �retir. ��nk� kitle ileti�iminin �r�n� haber, e�lence, m�zik, film ve enformasyon vb isimleriyle �retilen ve g�nl�k ya�amdaki insan� �yk�leyen bir karaktere sahiptir. Bir �g�mle�in� mesaj olarak �yk�ledi�iyle bir �tele volenin� sunduklar�ndaki �yk�ler nicelik ve nitelik yo�unluk farkl�l�klar�na sahiptir. Televole�den ge�erek bir g�mle�e kullan�m de�erinden �te de�erler y�klenerek onun de�i�im de�eri ve sat�� miktar� art�r�labilir veya moda d��� b�rak�larak kullan�m de�eri d���r�lerek de�i�im de�erinde ciddi kay�plar ortaya ��kart�labilir. Dolay�s�yla, kitle ileti�iminin incelenmesinde hem kitle ileti�iminin �r�n�n�n kullan�m ve de�i�im de�erinin olu�umu, hem de insan dahil di�er �r�nler �zerinde kullan�m ve de�i�im de�eri �zerine etki eden karakterleri �zerinde durmak gerekir. Bu karakterlerden en �nde geleni mal�n feti�le�tirilmesinde, moda ve kozmetik end�strilerinin yayg�nla�mas�nda, insanlar�n g�nl�k gereksinim ve sorunlarla ilgili g�ndemlerinin belirlenmesi ve y�r�t�lmesinde kitle ileti�iminin tuttu�u yerin incelenmesi gelir.

..............

32 Kafalar�n de�i�mesiyle �ok �ey de�i�ir mi dersiniz? T�rkiye�de �u an milyonlarca kafa �ah, bir i� bulsam veya durum �ok k�t�� diye d���n�yor. ��z�m geliyor mu? Evet, harcayabildi�iniz kadar ��z�m var.

.............

 

2. Emtia ve feti�izm

Kitle ileti�iminin �retti�i �r�nler feti�ist bir karaktere sahip oldu�u gibi, kitle ileti�im medyas� �r�nleriyle di�er �r�nlerin feti�le�mesini destekler ve feti�le�tirmenin yarat�lmas�na ve tutulmas�na yard�m eder.

Marks��n Kapital II b�l�m XI�da belirtti�i gibi, feti�izm, �eylerde sosyal �retim s�re�lerinde olu�an sosyal, ekonomik karakterin, bu �eylerin materyal do�as�ndan ��k�p gelen do�al bir karaktere d�n���m�d�r: �lk bak��ta bir meta, �ok �nemsiz ve kolayca anla��l�r bir �ey gibi gelir. Oysa metan�n tahlili, asl�nda onun metafizik incelikler ve teolojik s�slerle dolu pek garip bir �ey oldu�unu g�stermi�tir. Kullan�m-de�eri oldu�u s�rece, o ister insan gereksinmelerini kar��layabilen �zellikleri a��s�ndan, ister bu �zelliklerin insan eme�inin �r�n� olmas� y�n�nden ele al�ns�n, gizemli bir yan� yoktur. �nsan�n, �al��mas�yla, do�an�n sa�lad��� maddelerin bi�imini, kendisine yararl� olacak �ekilde de�i�tirdi�i g�n gibi a��kt�r. Metalar�n mistik �zelli�i onlar�n kullan�m-de�erinden do�muyor. �yleyse, emek �r�n�n�n anla��lmaz �zelli�i, meta bi�imine girer girmez, ni�in ortaya ��k�yor? Ku�kusuz bu, bi�imin kendisinden geliyor. Her t�rl� insan eme�inin e�itli�i, bu emek �r�nlerinin hepsinin e�it de�erde olmalar� ile nesnel olarak ifade edilir; harcanan emek-g�c�n�n, bu harcanma s�resi ile �l��m�, emek �r�nlerinin de�erinin niceli�i bi�imini al�r; ve en sonunda, �reticilerin i�erisinde emeklerinin toplumsal niteli�inin kendini g�sterdi�i kar��l�kl� ili�kiler, �r�nler aras�nda bir toplumsal ili�ki bi�imini al�r. Demek ki, metan�n gizemli bir �ey olmas�n�n basit nedeni, onun i�indeki insan eme�inin toplumsal niteli�i, insana, bu eme�in �r�n�ne nesnel bir nitelik damgalam�� olarak g�r�nmesine dayanmaktad�r; �reticilerin kendi toplam emek �r�nleri ile ili�kileri, onlarla kendi aralar�nda bir ili�ki olarak de�il de, emek �r�nleri aras�nda kurulan toplumsal bir ili�ki olarak g�r�nmesindedir. Eme�in �r�nlerinin, metalar haline, niteliklerinin duyularla hem kavranabilir hem de kavranamaz toplumsal �eyler haline gelmelerinin nedeni budur. Fiziksel �eyler aras�nda, fiziksel bir ili�ki vard�r. Ama metalarda bu farkl�d�r. �eylerin, bunlara meta damgas�n� vuran emek �r�nleri aras�ndaki de�er-ili�kisi ile bunlar�n fiziksel �zellikleri ve bu �zelliklerden do�an madd� ili�kiler aras�nda mutlak olarak ba� yoktur. Burada, insanlar aras�ndaki belirli toplumsal ili�ki, onlar�n g�z�nde, �eyler aras�nda d��sel bir ili�ki bi�imine b�r�n�yor. Bu nedenle, benzer bir �rnek vermek i�in, din �leminin sislerle kapl� katlar�n� dola�mam�z gerekir. Bu �lemde, insan beyninin �r�nleri, ba��ms�z canl� varl�klar gibi g�r�n�r ve hem birbirleriyle, hem de insano�lu ile ili�ki i�ine girerler. ��te metalar �leminde de, insan elinin yaratt��� �r�nler i�in durum ayn�d�r. Emek �r�nlerine, meta olarak �retildikleri anda yap���veren ve bu nedenle meta �retiminden ayr�lmas� olanaks�z olan �eye Marx Feti�izm diyor. 33

..............

33  �rne�in feti�le�mede pantolonu tutan bir kemer, insanlar ve emtialar aras�ndaki ili�kide pantolonu tutan bir kemer �tesinde de�erler kazan�yor; Bir Marlboro ve Samsun ikisi de sigara olmas�na ra�men, sosyal ili�kilerde onlar�n do�as�na atfedilen karakterlerle farkl� nitelikler kazan�yorlar. Daha k�t�s�, mallar t�ketim ve kullan�m a�amas�nda egemenlik, s�n�fla�ma, g�nl�k deyimle caka satman�n ve �st�nl�k taslaman�n, kendini kendinden farkl� olarak g�rme ve g�stermenin ili�kisel arac� olmaktad�r. Daha da k�t�s�, insan� de�erlendirme mallar�n feti� karakterlerinden ve sahiplikten veya t�ketimden ge�erek yap�lmaktad�r. B�ylece insan�n de�eri feti�le�tirilmi� mal�n de�erinden ge�erek �l��lmektedir. Dolay�s�yla Marlboro i�en ve MacDonalds yiyen sadece bir sigara i�miyor ve bir hamburger yeniyor; feti�le�tirilmi� t�ketimle kimlikler ve sosyal ili�kiler �retiyor ve t�ketiyor. Kendi s�m�r�s�n�n ko�ullar�n� ve egemen bir ya�am tarz�n� ve bu tarz�n ideolojisini, k�lt�r�n� ve ileti�imini yeniden-�retiyor.

.............

 

3. Da��t�m ve Zenginliklerin payla��m�: S�m�r� ve kar�n kayna��

Kitle ileti�iminde kaynak kullan�m�nda uluslararas�l�k ve onlarla ortakl�ktaki ulusall�k karakteri egemendir. Kitle ileti�imi faaliyetleriyle elde edilen zenginlikler Londra, Paris, Berlin, Sidney, New York, Hollywood, Madison Avenue, Hong Konk, �stanbul gibi yerlerdeki sermaye sahiplerine do�ru akmaktad�r. Kitle ileti�im medyalar�n�n temel gelirlerini nelerden sa�lad��� ve yan gelirleri varsa bunlar� nas�l elde ettiklerinin �zerinde durulmas� gerekir. ��nk� kitle ileti�imi faaliyetleriyle zenginli�in payla��m� kimlerin zenginliklerini s�rd�rmesini garantileyen ve kimlerin nas�l g��s�zle�tirildikleri ve yoksul b�rak�ld�klar�n� garantileyen bir ili�ki olarak kar��m�za ��kar. Dolay�s�yla, kitle ileti�iminde ��kar�n\kar�n kayna��n�n, zenginli�in nas�l �retildi�inin incelenmesi gerekir. Bu, zenginlik de arz ve talebin pazarda fiyat� belirledi�i ve bundan ge�erek karlar�n sa�land��� hikayelemesinin �er�evesi d���ndad�r.

Eme�e verilen �cret, emek g�c�n�n fiyat�, bir emtia yerine eme�in �creti, bir faaliyet olarak g�r�n�r. Marx��n belirtti�i gibi bu g�r�n�m toplumda ger�ekte ne oldu�unu, yani s�m�r�y�, saklar. �cretle sat�n al�nan �eylerin �retimi i�in gerekli �al��ma zaman� vard�r. S�m�r�, i��ilerin bu gerekli zamandan �ok daha fazla �al��malar� anlam�nad�r. Bu nedenle, ��cret eme�in de�eridir� dendi�inde �denen b�t�n i� zaman� anlam�nad�r ve bu kapitalist �retimin s�m�rgen karakterini (art�-emek zaman�n�) gizler. Marx�a g�re s�m�r� toplam ya�anan �al��ma zaman� ile gerekli �al��ma zaman�, �al��ma g�c�n� yeniden-�retmek i�in gerekli zaman aras�ndaki farka ba�l�d�r. Bug�n �zellikle medyada �denen �cretlerin d���kl��� ve �cretlerde oynanan oyunlar bu fark�n artmas� i�in yap�lan uygulamalard�r. S�m�r� �cretlerin ne kadar y�ksek veya d���k oldu�una ba�l� de�ildir. �cretin y�ksek olmas� s�m�r� olmad���n� veya az oldu�unu anlatmaz.

Marx s�m�r�n�n niceliksel boyutunu g�stermek i�in s�m�r�nun derecesi (art�k de�erin seviyesi) kavram�n� sunar. Bunu da art� de�er ile de�i�ken sermaye (variable capital) aras�ndaki oran olarak tan�mlar. Dikkat edersek s�m�r�n�n derecesi art� de�erin fazlal��� ve de�i�ken sermayenin azl���na g�re de�i�mektedir. Dolay�s�yla, kitle ileti�iminde art� de�eri art�rmak i�in kapitalist s�n�f�n ne yapt���n�n incelenmesi gerekir. Marx bu ba�lamda iki temel stratejinin kullan�ld���n� belirtir: �Absolute and relative surplus value� stratejileri. Kapitalistler surplus de�erini art�rmak i�in absolut surplus de�er stratejilerinde iki yol izlerler: (a) De�i�ken sermayeyi azaltmak, yani d���k �cretler �demek ve (b) ya�anan �al��may� (canl� eme�i) art�rmak (�rne�in belli bir �crete kar��l�k g�nl�k �al��ma saatini ve\veya haftal�k �al��ma g�n�n� art�rmak).

��sizli�in �ok oldu�u yerlerde, i� bulmak zor ve i� kaybetmek �ok s�k�nt� yarataca�� i�in, kapitalistler �cretleri d���k ve �al��ma zaman�n� fazla tutmada kolayl�k elde ederler. Bunun �zellikle T�rkiye�de medyada olduk�a ilgin� kullan�mlar� olmaktad�r. Bunun incelenmesi gerekir.

�al��anlar�n �rg�tl� m�cadelesi sonucu elde ettikleri halklarla �al��ma saatlerinde ve haftas�nda azalmalar olmu�tur. B�ylece, �zellikle Avrupa gibi �lkelerde bu yolla s�m�r�n�n derecesi azalt�lmaya �al���lm��t�r. Bu duruma �are olarak, kapitalistler relatif surplus 34 de�er stratejisini getirmi�lerdir.

 

.......................

34. Asl�nda bu �areleri bulanlar kapitalist i�in �cretle\maa�la �al��an e�itilmi� ki�iler, �niversitelerdeki ara�t�rmac�lard�r. Yoksa kapitalistin kendisi bu i�i yapmaz. Yapanlar kapitalistin i�ini y�neten y�ksek �cretli tayfad�r.

 

...................

 

Relatif surplus de�eri stratejisi surplus de�erinin miktar�n� art�rmay� ve b�ylece s�m�r�n�n derecesini �al��ma g�n�n�n uzunlu�unu art�rmadan, ger�ek �cretlerin miktar�n� veya de�i�ken kapitalin ger�ek de�erini azaltmadan art�rmay� hedefler. Bunu anlamak i�in ger�ek �cretler ile para �creti aras�ndaki fark� bilmek gerekir. Ger�ek �cretler alim g�c�ne, yani i��ilerin �cretleriyle alabilecekleri miktara g�re tan�mlan�r. Para �creti i��ilerin ald��� parad�r. Relatif surplus stratejisi eme�in �retkenli�inin, yani her saatlik i� i�in ��kt�n�n artmas�, de�eri, dolay�s�yla �retilen mallar�n fiyat�n� azalt�r fikrine dayan�r. Bu durumda kapitalist i��inin t�ketimini etkilemeden para �cretini azaltabilir.

4. Zenginliklerin da��l�m�: M�lkiyet ve kontrol

Kitle ileti�iminde �ncelikle incelenmesi gereken konulardan biri medya sahipli�i ve m�lkiyet ili�kilerinden ge�erek olu�an kontrold�r. Buna zenginliklerin da��l�m�n�n anla��lmaya �al���lmas�yla ba�lamak gerekir. Bunun i�in medya firmalar�n�n ekonomik ve finans yap�lar�n�n incelenmesi gerekir. Bunu yaparken ayni zamanda medyan�n ekonomik yap�lanmas� ve ekonomik ili�kileriyle ilgili yasal d�zenlemeler yap�s�n�n da incelenmesi gerekir. Medya, ilgili end�striler ve kamu g��leri �ebekesinde kim kimi nas�l kontrol etti�i ve bu kontrol�n do�as� ve sonu�lar�n�n neler oldu�u a��klanmas� gereken sorulard�r. TRT ve �zel medyalarda kontrol kimin elinde, neden ve nas�l kullan�lmakta ve bu kullan�m�n getirdi�i sonu�lar nelerdir gibi sorulara cevap aranmal�d�r.

H. Zorunlu Ba�: Materyalin, D���nselin ve bilincin �retimi

Elbette, kitle ileti�iminin �rg�tlenmesi ekonomik yan�nda siyasal ve bilin� y�netimiyle ilgili (ideolojik) faaliyetleri ger�ekle�tirmek i�indir. Bu faaliyetlerle �retilen �r�nle ilgili olarak �retim bi�imi ve ili�kilerinin incelenmesi, �rg�t i�i, �rg�tler aras� ve kamu g�c�yle olan �retim ili�kileri ve politikalar�n�n anla��lmaya �al���lmas� gerekir. Bu da ka��n�lmaz olarak siyasal ile ekonomik i� i�elik ger�e�ini g�sterir ve ikisinin ya birlikte ya da analiz amac�yla ay�rt edilmesi gereklili�ini ortaya ��kart�r. Fakat ekonomik, siyasal, ideolojik veya k�lt�rel analiz i�in ay�rt edildikten sonra, kendisi i�in belirleyici ba��ms�zl�k ilan edip, kendi ba��na a��klay�c�l�k iddias�, sosyal ger�e�i anlamada ciddi aksakl�klar ortaya ��kart�r. �zellikle siyasal g�c�n ve ideolojinin (veya bilincin veya k�lt�r�n veya dilin) ekonomi dahil sosyal ger�e�i ve insan� y�netti�i, y�nlendirdi�i veya bi�imlendirdi�ini �ne s�rmek olduk�a �s�ylemsel� bir karaktere sahiptir. 35

 

......................

35 Burada s�ylem kavram�n� yaz�l� ve sesli s�z s�yleme, laf anlam�na kullan�yorum. S�ylem kavram� �discourse� kavram�n� s�z s�yleme ve yaz�l� metin okuma i�ine s�k��t�r�l�rsa a��klar. E�er discourse insan ili�kilerini kapsayacak bir �ekilde kullan�l�rsa , s�ylem kavram� yetersizdir.

...................

Siyasal s�re�ler kitle ileti�im kurulu�lar�yla ilgili kamusal d�zenlemelerin bi�imlenmesi ve geli�mesi ve bu kurulu�lar�n kendi i�i ve d���yla olan ili�kisindeki politikalar� ile ilgilidir. Siyasal s�re� kitle ileti�iminin �rg�tlenme �eklini ve ili�kilerinde yasal �er�evenin olu�umu, geli�imi ve de�i�imini ve incelenmesini anlat�r. Bu s�re�te sadece yasal bi�imlenmelerin tarihsel durumu de�il, ayn� zamanda bi�imlenme ve uygulamalardaki ekonomik g��, siyasal etki ve siyasal �at��ma, dolay�s�yla kitle ileti�iminde pazar kurallar�n�n bi�imlenmesi ve de�i�mesinde egemenlik ve m�cadele ili�kileri �nem kazan�r.

1. Kitle ileti�iminin materyal ve d���nsel �retim i�i

Kitle ileti�imi �e�itlenen farkl� pazar ve pazarlama alan�n� i�erir. K�lt�rel ve ekonomik etkinlik yan�nda, kitle ileti�imi s�n�f farkl�l�klar�n� ve s�n�f ge�i�lerini de ideolojik bi�imlendirmelerle anlamland�r�r.

Kitle ileti�iminin birincil g�r�nen i�i medya �r�nlerini �retmektir. Bunun i�in �e�itli �retim t�r ve ili�kileri d�zenlenir. Bu d�zenlemeler medya i�i ve medyalar ve di�er �rg�tler aras� ili�kilerle y�r�t�len �e�itli program, film, m�zik, kaset, cd ve reklamlardan canl� spor yay�nlar�na kadar de�i�ir.

Kitle ileti�iminin ikinci i�i, birinci i�le birlikte gelen hem kendi �r�n�n� satmak hem de di�er �r�nlerin sat�� �abas�na do�rudan veya dolayl� reklamlar ve sponsorluk yoluyla yard�mc� olmakt�r.

Kitle ileti�im medyas�yla di�er end�striyel yap�lar aras�nda ba��ndan beri daima birbirini besleyen kar��l�kl� bir ili�ki olmu�tur.

Kar�n birden bire artt��� bir alana b�y�k sermayenin sarkmas� elbette beklenir. Bunun sonucu olarak firmalar�n kitle ileti�im firmalar�n� sat�n almalar�, ortakl�klar kurmalar� ola�and�r.

Kitle ileti�im medyas� e�lence end�strisinin karakterlerini payla��r; ana fonksiyonu ka���, de�arj, bo� vakit ge�irme, bilgi alma gibi nedenlerden ge�erek sa�lanan doyumla �bilin� y�netimine� �nemli katk�da bulunur. Kitle ileti�imi e�lence ve bilgilendirme ad� alt�nda paketlenmi� d�nya g�r��leri ve ya�am tarzlar� satar ve g�r�nd��� gibi masum de�ildir: �rne�in, programlar�yla, y�ld�z oyuncular�n zor �eyleri �ahane bir �ekilde yapt�klar� spor, film, macera sunumlar�yla g�steriyi e�siz yaparlar. Kitle ileti�iminin sundu�u haber ve e�lencede sunan g�ce ba�l�l�k (tekrar izleme) ve sadakat kurulmaya �al���l�r. Bu sadakatte s�reklilik elde edilmek istenir. T�rkiye�de ilgin� olan durum, ABD gibi �lkelerden �ok farkl� bir yans�mad�r. �zleyici/okuyucu ba��ml�l��� �nce bir ulusal olarak nitelenen �stanbul medyas�na (padi�ahlara) ve sonra, e�er tercih ederse, kendi kentinin medyas�na (derebeyine, a�aya, �eyhe). Bu sadakatte gerekti�inde �rk, s�n�f, din, yerel veya ulusal ��eler �n planla ��kart�l�r ve ay�r�mc� farkl�l�klar vurgulan�r. Bu ve di�er yollar kullan�larak, egemenle, g��l�yle ve g��le kendini �zde�tirme duygusu, k�lenin efendisiyle kendini �zde�tirerek egemen olana kat�lma yayg�nla�t�r�l�r. 36

.......................

36 �rne�in, modern �cretli serbest k�le, elinde Coca Colas�yla evrensel k�lt�rden bahsetmeye ba�lar.

.......................

 

2. Mal ve bilin� �retiminin �zelli�i

Mal �retilir. Malla birlikte mal�n ve malla ili�kili �retim bi�imi ve ili�kilerinin de bilinci �retilir. Bu ka��n�lmazd�r, aksi taktirde �retim yap�lamaz: �nsan yapt���n� adland�rmal� ve anlamland�rmal�d�r ki yapt���n� yapma ve gereksinimini a��klama ve kar��lama etkinli�i ve bu etkinli�in bilincine vars�n. �nsan�n ya�am�n� ger�ekle�tirebilmek i�in gerekli etkinlikleri ger�ekle�tirmesinde ka��n�lmaz olarak kendi-kendiyle ve d���yla ileti�imde bulunmas�na, dolay�s�yla karar vermelere, yapmalara ve anlamland�rmalara ek olarak, �zellikle kapitalist d�zende bilin� �retiminin de �retimi planl� ve �rg�tl� olarak yap�l�r. Kitle ileti�im end�strileri (buna halkla ili�kileri ve reklamc�l��� katmay� unutmayal�m) bilin� �reten end�strilerdir. Fakat bilin� �retimi sadece bu end�strilerle s�n�rl� de�ildir. Althusser�in devletin ideolojik ayg�tlar� olarak niteledi�i e�itim kurumlar�nda, bask� ayg�tlar� olarak niteledi�i yasal sistemde (�zellikle polis kurumlar�nda) ve ordu kas�tl� bilin� �retimi yap�lan �rg�tl� yerlerdir. Bilin� y�netiminin en planl� ve kas�tl� olan�, �niversitelerde, devlet i�inde ve d���nda �zel olarak kurulan, devletin ve �zel vak�flar�n fon deste�iyle ya�ayan, isimlerinin ba��nda, ortas�nda veya sonunda �zg�rl�k, insanl�k, hak, demokrasi gibi kavramlar olan ara�t�rma ve geli�tirme �rg�tleridir. Bunlar internette de benzer adlarla propaganda ve bilin� y�netimi i�ini g�r�rler.

Emtia ve bilin� �retimi sistemlerinin kurulu� ve �al��ma bi�imlerinin incelenmesi, �r�n bi�imlenmesi ve da��t�m�n�n �zelliklerinin ara�t�r�lmas� belli bir sistemin belli yer ve zamandaki (ve o zamana kadar getirdi�i ve geli�tirdi�i) bir �retim ve ili�kiler ger�e�inin do�as�n� anlamam�za yardim eder. Bu �r�n�n �ncelikle incelenmesi gereken as�l i�eri�i budur. ��nk� bu bilin� y�netimi ama�l� bir bilin� y�netimi �retim ve ili�ki yap�s�n�n insan ger�e�ini anlat�r. Bu insan ger�e�inin yarat�ld��� insanlar ve �retim ko�ullar� kadar, kendi ba�lam�nda ger�ek olan bir �ey yoktur. Fakat bunun �tesine gidip, bilin� y�netimi i�in yarat�lm��\bitmi� bir �r�n�n (�rne�in Fukoyama veya Huntington�un son kitaplar�n�n) sembollerle s�yledi�inin elbette incelenmesi gerekir. Fakat bu inceleme sadece sembollerle �retime, da��t�ma, de�i�ime, t�ketime ve �r�ne y�klenen y�k�n do�as�n� belli �er�eveler ideolojik i�inde anlat�r. �r�n�n ve sembolsel i�eri�inin i�inden ��kt��� �retim ger�e�iyle ili�kilendirilmesi gerekir. Elbette bir bilin� y�netimi �r�n�n�n i�eri�inin (egemen kodlaman�n) �nemsiz oldu�unu, �nemli olan�n insanlar�n bu i�eri�i al�mlamas�n�n do�as� oldu�unu �ne s�rmek olduk�a anlaml�d�r. Fakat ard�ndan al�mlama ��z�mlemesi yaparak t�ketim demokrasisinden veya �semiotik demokrasiden� bahsetmek, g�le yo�urt mayas� �alarak g�lde yo�urt yapma kadar (g�l�n� olabilir ama) ge�erli de�ildir.

Kitle ileti�imi, �r�n�, ayn� zamanda, ideolojik-k�lt�rel olan bir ekonomik �rg�tl� faaliyettir. �r�n olarak sundu�u �eyler (programlar, haber, e�lence vb) ve bu sunumuyla kendine �ekti�i izleyicilerin niceli�i ve niteli�i kitle ileti�imi �rg�t�n�n �emtias�� oldu�u i�in, ka��n�lmaz olarak, sadece bu emtian�n �retimindeki ve da��t�m�ndaki bi�im ve ili�kiler, kullan�m ve de�i�im de�erinin yarat�lmas� de�il, ayn� zamanda iki t�r bitmi� �r�n�n de incelenmesi gerekir: Birincisi, mesaj denilen sembollerle �ifrelenmi� bitmi�-�r�n�n ideolojik karakterinin incelenmesidir. �kincisi ise izleyici denilen �s�rekli bi�imlendirilme s�re�leri i�inde olan� ve bitmi�-�r�n� kullanan insan-��r�n�n bilin� y�netimi ve m�cadele ba�lam�nda incelenmesidir. Bu t�r incelemeler g�n�m�zde ele�tirel k�lt�rel incelemeler adi alt�nda yap�lmaktad�r. Fakat bunlar�n baz�lar�n�n ne denli ele�tirel oldu�u ve �zellikle hangi ideolojik yap�y� destekleyen bir ele�tirellik getirdi�ine �ok dikkat etmek gerekir. Ele�tirel olarak ileri s�r�len k�lt�rel incelemelerin �nemli bir b�l�m� (�rne�in post-yap�salc�lar) asl�nda Karl Marks�� ve Marksist siyasal ekonominin �l�m�n� ilan eden bir ele�tirel karaktere sahiptir. Dolay�s�yla, k�lt�rel incelemelerin �nemli bir k�sm�n�n ele�tirelli�i Marksizme kar�� y�neltilmi� bir ele�tirelliktir. B�ylece, bu t�r k�lt�rel incelemeler kendilerine egemen yap�lar i�inde kendileri ve sistem i�in tehlikesiz ve fonksiyonel yer kurmu�lard�r. Pop�ler olmalar�n�n nedeni tutarl�l��� red eden tutarl�l�klar�ndan veya tutars�zl�klar�ndan de�il, neyin kad�n�ms� ve neyin erke�imsi oldu�unu ay�rt edemeyen veya etmeyi seksist bulan, g�r�n�msel ve bili�sel belirginsizlikten, erkek ve kad�n� kesin �izgilerle ay�ran belirginli�e kadar her �eyi s�m�ren bir pazar ortam�nda, ruhani bir �ekilde anla��lmaz, bukalemun gibi renkli ve Mesih oldu�unu ilan eden milletvekili gibi delicesine ilgi �ekici g�r�n�mlerindendir. Asl�nda, siyasal ekonomiyle, insan�n kendini ve toplumunu �retmesi s�ras�nda bu �retmenin nas�l yap�ld���na (ve nas�l yap�lmad���na) ba�l� olarak �retilen bilin� ve kendini i�inde buldu�u ko�ullara reaksiyon g�steren insan�n iki ayr� �eyi ya�amad���n�n anla��lmas� gerekir: Kendini her g�n �rg�tl� yap�lardaki egemenlikleler ve m�cadeleler i�inde �reten ve her g�n �rg�tl� yap�lar i�indeki egemenlikler ve m�cadelelerle �retilen insan, fiziksel varl���n�n gereksinimi olan materyalli�i ve �rg�tsel yap�lar� �retirken, ayn� zamanda bu varl���n (kendinin) ve yap�n�n materyalli�ini anlatan d���nseli de �retir. Fiziksel kendini ve �rg�tsel sosyali �retirken, ayn� zamanda kendinin ve sosyalin neli�ini, nas�ll���n�, nedenli�ini, neredenli�ini, nereyeli�ini (pop�ler deyimle ge�mi�i, �imdisi ve gelece�iyle �kimli�ini� ve di�er kimlikleri) de �retir.37

Bu insan ger�e�i ba�lam�nda, k�lt�relci yakla��mlar kendilerini �ekonomizm� veya �ekonomik indirgemecilik� diye uydurduklar� ��c�den� azat etmi�ler, kendilerini insan�n materyal ger�e�inden ay�rarak metafizik ve micro-seviyedeki kendi yaratt�klar� anla��lmaz ��kmaza sokmu�lard�r.38 B�ylece, k�lt�relci indirgemecilik denebilecek bir tutars�zl�klar �oklu�una saplanm��lard�r: Hi� bir �eyi a��klayamayan bir kurams�z kuram veya yakla��m, bilimsellikten yoksundur. �nsan�n ayn� zamanda hem materyali hem de bu materyalin anlat�m�n� �retmesi ka��n�lmaz olarak incelemede ya ikisini birden alma veya ikisini inceleme amac�yla ay�rt ederek ele alma alternatiflerini ortaya ��karmaktad�r. Her ikisi ayr� ayr� ele al�n�p incelendi�inde, �zellikle k�lt�rel yakla��mlar�n siyasal ekonomiyle kendilerini tamamlay�c� bir k�pr� kurmas� gere�i �n plana ��kmaktad�r. Aksi taktirde, sorunlar�na ��z�m bulmak i�in, �sonsuz semiosis, intertextuality, decentered-self� vb yamalarla ��kmaza, ��z�m yerine daha �ok belirginsizli�e ve bilimsellikten uzak, belli ��karlar� ger�ekle�tiren fonksiyonel anlams�zl��a g�m�lme ortaya ��kar.

.........................

 37 Kimlik kavram� beni en �ok �rperten ve kan�m� beynime ��kartan bir s�z; ��nk� kapitalist bilin� y�netiminin en �nemli ba�ar�lar�ndan biri de �kimlik sorunu� konusunu i�lemesi ve ��z�m� de makro olarak �zelle�tirme, ve �zellikle globalle�mede yerelle�me vb ile �zde�tirmesi; mikro seviyede ise kimlik kazanmay� kaliteli t�ketim ile tan�mlamas�d�r. Elbette kendini sevmeyenler kimlik sorunuyla k�vranacakt�r ve en iyi kimlik de kendinden olmayan ve kendinden �st�n olarak sunulan�n�n t�ketimle ilgili �t�ketiyorum o halde var�m� kimli�idir; ��nk� kendinden olmayan �st�nler gibi ancak ve ancak onlar� maymun gibi taklit ederek, edebildi�i kadar ederek, elde etti�i kimliklerle kendini her g�n yeniden bulmak zorunda kalan insan bu. Bilmem, ama bana olduk�a ac�kl� bir durum gibi geliyor. Ba�kas�na motivasyonlu insan gibi gelebilir ama, motivasyon ile sermaye kar��la�t���nda, sermayesiz motivasyon sermayeli motivasyonun sermayesinin �retti�ini �perek ve yalayarak falan motivasyonunu giderir. O da tabi ancak �pme ve yalaman�n kar��l���n� emek veya ba�ka bir �ekilde �demek ko�uluyla�

38 Ayr�nt�l� ele�tiri i�in Benim di�er yaz�lar�ma, Garnham, Schiller, Smythe gibi isimlerin yazd�klar�na bknz.

.........................

 

3. Bilin� y�netimi: S�n�f yok, seks ve s�ylem var 39

Firmalar d�nyas�n�n ve sermayenin genel ��karlar�n�n bek�isi devlet kurumlar�ndaki d�nyan�n ve i�siz kitlelerin ya�ad��� d�nyan�n d���nda hangi d�nya var ki, i��i s�n�f� diye bir s�n�f�n olmad��� ve s�n�f analizinin ge�ersizli�i ilan ediliyor? Neo-marksist olarak nitelenen yakla��mlarda �ekonomizme� veya ekonomi indirgemecili�e� d��memek i�in s�n�f analizi ve s�n�fsal farkl�l�klar�n yerine, �rksal, cinssel, ya�sal ve sekste cinsel tercihleri gibi k�staslarla getirilen �l��lerle yap�lan ele�tirileri baz� liberal fonksiyonalistler zaten yap�yorlar. ���i s�n�f�n�n bireyleriyle de yap�lan al�mlama analizlerinin bulgular�na g�re izleyicilerde ��z�mleme farkl�l�klar�n�n olmas�, egemen kod ��z�mlemeleri yapmamalar�, egemen ideolojinin veya bilin�lili�in veya s�n�fsal karakterin olmad���n� m� g�sterir? Bulgulara g�re egemen ��z�mlemelerin her zaman olmamas� ve ideolojik egemenli�in ��z�mlemelerde tutarl� bir �ekilde bulunmamas� nedeniyle, art�k d�nyada bask� ve egemenlik, s�m�r� ve ekonomik s�k�nt�larla ilgili ara�t�rmaya gerek kalmad�, onun yerine herkes ma�a gidiyor veya ma� seyrediyor, Televoleyi izliyor, dolay�s�yla tekilci ekonomizme ve s�n�fsal analize elveda, �o�ulcu ve Post-Faucaultcu �post-queer�40  olana merhaba m� diyelim? Egemen ideolojinin ��eleri birbirini destekleyen sistemli bir tutarl�l��a sahip olsayd�, o zaman ideoloji olmaz nesnellik taslayan bilimsel kuram olurdu. Egemen ideolojinin t�m ��elerinin birbiriyle bire bir destekleyici uyum ve tutarl�l�k i�inde oldu�u varsay�m� olduk�a ge�ersizdir.

 

...............

39 Seks bol bol te�hir edilmekte ve bol bol var g�r�nmekte; fakat �ne yaz�k ki� seks bile b�y�k �l��de sadece s�ylemde kalmakta; dolay�s�yla dillerde ve Televolelerde kalmaktad�r. Bu elbette, seks emtia feti�le�mesiyle birle�tirildi�inde, mal t�ketiminden ge�erek seks (�rne�in sigara dahil i�me, yeme, giyme vb) olduk�a doyurucu olmaktad�r. Kimin i�in ve ne sonu�larla?

40 Queer homoseks�el demektir.

................

 

�zellikle g�n�m�zde ideolojinin i�sel tutarl�l���n�n o ideolojiyi olu�turan say�s�z ifadelerin birbiriyle �eli�kisiz ili�ki i�inde oldu�u iddias� hi� ge�erlili�e sahip de�ildir. �deolojik tutarl�l�k (�rne�in ayn� anda bir ideolojinin globalle�me ve yerelle�meden bahsetmesindeki tutars�z g�r�nen tutarl�l���) ancak bu ideolojik kavramlar�n ard�nda yatan ekonomik ili�kiler ve politikalar� bilenler kurabilir ve kuramsal olarak a��klayabilir. E�er bir s�ylem analizinde i��i s�n�f�n�n bireylerinde ideolojik tutars�zl�klar bulunduysa, �ncelikle bu normal olarak kar��lanmal�d�r ve sonra bu tutars�zl�k, s�n�f analizini red etmeyle de�il bu tutars�zl��� ve tutars�zl�kta varsa tutarl�l��� anlamland�rmay� gerektirir. Annemin bir taraftan kadercilik ve hurafeler d�nyas�nda ya�amas� ve �te yandan mahallede bo�alan her evi sat�n alsayd�k diye yanmas�yla gelen m�lkiyet sahipli�i a�k�, 77 y�ldan beri ya�ayan bir insanin bu y�llar i�inde ka�n� teknolojisi ve ili�kisinden g�n�m�zdeki Jumbo 747 u�akla seyahate, domatesi kendi yeti�tirip tarladan toplamadan s�per markette sat�n alamaya kadar de�i�en �retim ve ili�kiler i�inde kendini bulmas�ndand�r. Anneme siz hem muska hem de televizyon satabilirsiniz. Annem teolojik bak�mdan gerici, siyasal bak�mdan reformcu, ekonomik bak�mdan bir kapitalist gibi ��karc� ve pragmatik d���ncelere ve ��z�mleme becerilerine sahiptir. Annem erkek egemenli�inde ezilmi� ve ezildi�ini �ok iyi bilen, fakat boyun sundurucu mekanizmalar�n yo�un �al��mas� sonucu �erke�i idare edeceksin� diyerek k�leli�inde y�netici oldu�unu sanan, babam �ld�kten sonra ba��ms�zl���n� ilan eden ve okuma yazmay� bizden ��renen bir birey.41 Bu bireyin kendini ve d���n� metin olarak ��z�mlemelerinde tek bir egemenli�in belirtileri de�il, uzun bir tarihsel ge�mi�in egemenlik ve m�cadelelerinin yans�malar� ve kal�nt�lar�n� buluruz. Bu bulgu ve di�er bulgular �tercihli ��z�mlemelerin� yap�lmad���n�, ��z�mlemelerde tutars�zl�k oldu�unu, k�yl� oldu�u halde kapitalist egemen ideolojinin baz� kodlar�n� ta��rken, di�erlerini ta��mad���n�, m�cadeleci bilincinin k�sa d�nemli bireysel ��kara ve uzun d�nemli m�lk edinmeye g�re bi�imlendi�ini, kendi s�n�f� i�in bir bilin� ta��mad���n� g�stermektedir. B�t�n bunlar s�n�f analizinin ve siyasal ekonominin ge�ersizli�ini, egemen kodlamalar�n egemen olmad���n� ve anlams�zl���n�, tutarl�l�k ve d�zen yerine tutars�zl�k ve d�zensizli�in egemen oldu�unu mu anlat�r? Toplumun egemen �retim bi�imi ve ili�kileri annemin iradesi ve d���ncelerine g�re �ekillense bile anlatmaz. �rg�tl� i� ve i�sizli�in, i�yerinde ve d���nda bask� ve ter�r�n �retildi�i ve y�r�t�ld��� d�nyada egemen karakter m�lkiyet yap�lar� ve ili�kileriyle gelen s�n�fsal bir yap�y� de�il de, neyi yans�t�yor? Hayat� �rg�tleyen kad�n, az�nl�k, �ocuk, �rk, din ve seks�el tercih vb�ne dayanan d���nsel �retim mi, yoksa �retim bi�imi ve ili�kileri mi kad�n, az�nl�k, �ocuk, �rk, din ve seks�el tercihlerle ilgili ko�ullar� ve sorunlar� yaratmaktad�r? D���nsel ve davran��sal ve metinsel ��z�msel �o�ulculu�u, ki ger�ekte �o�ulcu ��z�mleme hakikaten �o�ulcuysa, uyku d��� g�n�m�z�n b�y�k k�sm�n� ge�irdi�imiz i� yerindeki �retim ili�kilerinde yap�yor veya yapabiliyor muyuz? Ya�am�n b�y�k k�sm� egemenlik alt�ndaki s�n�flar i�in �retimde, da��t�mda ve t�ketimde ��z�mlemeler yapt�r�larak ve bu yapt�r�lana baz�lar� taraf�ndan direni� aray��lar�nda bulunarak ge�er. Televizyonun �n�nde yap�lan ��z�mlemelerle patronunun (egemen bir g�c�n) �n�nde yap�lan ��z�mlemelerdeki demokratiklik ve �o�ulculuk aras�ndaki fark� ancak o ko�ulu ya�ayan ki�i derinden hissederek bilir. Bahamalar�da tatile giden bir orta-seviyedeki y�neticiye tatilinin son g�n� gelen ve ��imdiye kadar bize verdi�in hizmet i�in te�ekk�r ederiz. Sana �imdilik ihtiyac�m�z kalmad�. Tatilini uzatabilirsin. Ba�ar�lar dileriz� diyen telgraf�n s�ylem ��z�mlemesi, telgrafta denenin �ok �tesinde, en az�ndan bir end�strideki i� ili�kisinin do�as�n� ve bu do�an�n y�netme ve y�netilmedeki �retim tarz�n� anlamay� gerektirir. ��nk� insan �zg�r metin ��z�mlemeleriyle ya�am�yor. Metinlerin ve metin ��z�mlemelerinin yap�ld��� �rg�tl� yer ve zaman var ve bu yer ve zamandaki egemenlik ve m�cadele ili�kilerine ba�l� olarak, bu egemenlik ve m�cadelelerin y�r�t�lmesi i�in s�rekli ��z�mlemeler yap�l�yor. Egemenlikler ve boyun sunular ve ba�kald�r�lar, k�lt�rel ��z�mlemelerle de�il, ��z�mlemelerden de ge�erek, �rg�tl� yap�lardaki insan ili�kileriyle olur. Bo� vakit ve dinlenme zaman�nda Televizyonun �n�nde veya gazeteyi okurken yap�lan ��z�mlemeler egemenlik ve m�cadele bo� zaman� ne denli i�gal ediyorsa, kolonile�tiriyorsa, rahats�z ediyorsa, o denli �nemlidir. Dolay�s�yla, sadece bireysel ��z�mlemeler ve bu ��z�mlemelerin niceliksel toplam�na bak�larak var�lan yer pazar ara�t�rmas�yla var�lan yer ve ama� gibi fonksiyoneldir.

,...................

41 Dikkat edilirse birey ve bireycilik ancak insan�n toplu olarak ya�am�yla ba��nt�l� olarak gelen bir olu�umdur. �nsan toplumda ve toplumdan ge�erek birey ve bireycidir. Kendi ba��na ve kendi ba��nal�kta de�il.

.......................

 

4. Bilincin bilin�li �retimi

�nsan bilincinin g�nl�k �rg�tl� faaliyetleri i�inde materyalli�e ba�l� olarak �retilmesindeki do�al ve kendinden olu�um g�r�n�m�ne kanmamak gerekir. ��nk� insan �rg�tl� ya�am� ayn� zamanda materyal olmayan�n (hurafelerin, mitlerin, efsanelerin, ideolojinin, sahte bilincin) �rg�tl� etkinliklerle kullan�m ve de�i�im de�eri olan mal gibi �retildi�i ger�e�ini de ta��r. Bu �retim ge�mi�te �rg�tl� teolojik g�� merkezinden �retilerek yay�l�yordu. Bunu bug�n teolojik g�c�n yan�nda, belki de ondan �ok daha g��l� olarak bilin� end�strileri denen �rg�tl� yap�lar yapmaktad�rlar. Bu bilin� end�strileri yan�nda �think-tank� ad� verilen giri�imler, hala devam eden so�uk sava� propagandas� i�in yap�lanlar42, �zellikle Amerika�da federal devletin, baz� �niversitelerin ve vak�flar�n b�nyesinde toplanm�� bilin� y�netimi ama�l� �al��malar ideolojik egemenlik i�in bilin�leri �ekillendirmeyi ama�layan planl� giri�imlerin yayg�nl���n� anlat�r.43   Kitle ileti�imi de bu t�r �retimi yapan kapitalizmin g�zde kurumudur. Dolay�s�yla, k�lt�rel incelemelerin bitmi�-�r�n�n sembolsel yap�s� i�inde hapsedilmi�likten ��k�p, bu sembolselin sadece t�ketilen yan�ndaki bi�imlenmi� d���nsel ger�e�e de�il, ki bu ger�ek egemen yap�y� destekleyen ve/veya sonu� ��kar�lamayan t�ketim farkl�l�klar�na dayal� bir bi�imde kendini g�sterecektir, �retilen yan�ndaki �retim bi�imi ve ili�kilerindeki insan� ve �r�n�n� �ekillendirmeye bakmas� gerekmektedir. Nas�l ki kamu oyu ara�t�rmalar�n�n sonucundaki ger�ek insanlar�n �zg�r d���ncelerini yans�tan evrensel bir ger�ek de�il, fakat belli ko�ullarda �retilmi� ger�ekleri ortaya koyuyorsa, k�lt�rel incelemelerin metinlerinin �okuyucu� taraf�ndan al�mlanan ger�e�inin incelenmesiyle var�lan sonu�lar da benzer bi�imlenmi� �znelli�i ta��r. Bu nedenle, bu sonu�lar�n sa�l�kl� bir �ekilde anlamland�r�lmas� ancak �retim yap�s�n�n ger�ekleriyle ili�kilendirilerek olabilir. Ayr�ca, ideolojinin egemenli�ine �ncelik vermek, en az�ndan, insanlar�n laf �retimiyle de�il mal �retimiyle fiziksel varl�klar�n� s�rd�rebildikleri, dolay�s�yla asil egemenli�in materyalin �retiminin �rg�tlenmesinden ge�erek oldu�u ger�e�iyle birlikte ele al�narak de�erlendirilmelidir. Elbette bu de�erlendirme sonucunda, tarihin itici g�c�n�n d���nceler de�il, d���nceleri ta��yan insan�n �rg�tl� ya�amda g�nl�k hayat�n �rg�tl� gereklerini yerine getirmek i�in yapt��� etkinlikler oldu�u �n plana ��kar. O zaman metinden �nce, metin denen �r�n�n �retilmesinin bi�imi ve �retim ili�kilerinin incelenmesi gerekir ki ancak bu �ekilde �r�n�n al�mlamadaki i�eri�iyle ilgili sa�l�kl� anlamland�rmalar �retilebilsin.

......................

42 Ben so�uk sava�� Sovyetler ile Amerika aras�nda olan yar��la s�n�rlam�yorum. En hunhar ve en so�uk sava� sermayenin m�lkiyetindeki yerlerde olan ve �cretli\maa�l� k�lelik durumuna d���r�lm�� insanlar�n �zerinde uygulanand�r. Hi�bir so�uk sava�, ya�am ko�ullar� ellerinden al�nm�� insanlar �zerinde her g�n i� yerinde uygulanan �cret politikalar� kadar dondurucu, �rpertici, kabus verici, psikolojik olarak tahrip edici, yanl�� umutlara bel ba�lamay� ve bilin� y�netimini etkin k�l�c� olarak ortaya ��kamaz. En hunhar so�uk sava��n uyguland��� ve insanlar�n ekmek korkusuyla sindirildi�i yer kapitalistin firmas�n�n ve devletinin i� yeridir. 43 Esnek �retim ve t�ketim demokrasisi gibi pozitif y�kl� kavramlar�n yarat�lmas� ve �rne�in esnek �retimin en b�y�k s�m�r� bi�imlerinden biri oldu�unu saklamas� bilin� �retimine bir �rnektir. Pop�list (halk��) kavram�n� negatif y�kle su�lama, k�t�leme ve de�ersizle�tirme i�in i�inin yeniden doldurulmas� buna farkl� bir �rnektir. Halk�� ve pop�list olman�n k�t� oldu�unu ben bu �lkede duydum. Eminim bizim gibi �lkelerde de ayn� anlama d�n��t�r�lm��t�r. Elbette Sahtekar politikac�lar�n pop�list s�ylemiyle halk�n kendi i�in pop�list s�ylemi birbirine kar��t�r�l�p negatiflik y�klendi�inde, halk bile halk�� olmaktan utan� duyar ve pop�list bir laf etmekten ka��n�r. Dilde m�lkiyet ve egemenlik ili�kileri i�in benim web sayfamdaki birka� yaz�ma ve referanslar�ma bknz.  

..................

 

I. Ekonominin siyaseti, siyasetin ekonomisi

1. Devlet ve Serbest pazar

Devlet cemaatlerin kendi ortak ��karlar�n� g�vence alt�na almak ve d�� d��manlara kar�� korumak i�in vard�, sonra y�netici s�n�f�n y�netilen s�n�f �zerindeki varl���n� ve egemenli�ini muhafaza etme g�revini g�rmeye ba�lad�.

Toplumsal yap� ve devlet ger�ek insanlar�n ya�am s�re�lerinden ��karak geli�ir. Devlet topluma d��ar�dan zorla kabul ettirilmi� bir g�� de�ildir, aksine, geli�menin belli bir evresinde toplumun �r�n�d�r. Devletin varl���n�n nedeni, birbiriyle �at��an s�n�flar�n olmas�d�r. S�n�f d��manl���n� denetleyen devlet, normal olarak ekonomik bak�mdan egemen olan s�n�f�n devletidir. Egemen s�n�f devlete sahip olmakla, ezilen s�n�f�n s�m�r�s�nde ve a�a�� tutulmas�nda yeni ara�lara ve olanaklara sahip olur. Eski devlet, her �eyin �tesinde, k�leleri koyu vermemek i�in k�le sahiplerinin devletiydi. Feodal devlet k�yl� serfleri ve k�leleri tutmak i�in soylular�n bir organ�yd�. �a�da� temsili devlet, sermaye taraf�ndan �cretli i��iyi s�m�rmek i�in bir ara�t�r.44

..............

44 Bknz Marks, Engels ve benim �k�lenin zincirine vurulu�u� yap�t�m.

..............

 

Devlet, egemen s�n�f�n bireylerinin kendi ortak ��karlar�n� teyit etti�i ve bir d�nemdeki sivil toplumun t�m�n�n �zetlendi�i bir �ekildir. B�t�n toplumsal �rg�tlerin bi�imlenmesinde, devlet arabulucu olarak etkinlikte bulunur ve bu �rg�tler siyasal bir bi�im al�r. Dolay�s�yla, yasan�n �zg�r iste�e dayanmas� bir d��t�r. Hukukun din kadar az bir ba��ms�z tarihe sahip oldu�u unutulmamal�d�r. Sivil hukukta toplumdaki m�lkiyet ili�kileri genel iste�in sonucu olarak ilan edilir (Marks & Engels, 1846:13,60,61). Devlet kendini �nce insanlar �zerinde ideolojik bir g�� olarak sunar. �zellikle tarih�iler, siyaset�iler, hukuk�ular, yasa yap�c�lar� gibi profesyoneller devleti s�n�flar �st�, toplum �at��malar� �tesinde ba��ms�z bir varl�k olarak g�r�rler. Dolay�s�yla, ekonomik ili�kiler k�kenini silip ortadan kald�r�rlar. Sonu� olarak hukuksal bi�im, ekonomik i�erikten soyutlan�r ve kendine �zg� tarihsel geli�ime ve ba��ms�zl��a sahip oldu�u iddia edilir. Devletin ve hukukun ba��ms�zl��� iddialar� artt�k�a devletin ve hukukun belli bir s�n�f�n organ� olmas� da artar (Engels, 1888: 342).

Devlet ve toplumun yap�s�, siyasal bak�mdan, iki ayr� �ey de�ildir: Devlet toplumun yap�s�d�r, aktif, bilin�li ve resmi ifadesidir. Devlet genel ve �zel ya�am, genel ve �zel ��karlar aras�ndaki �eli�ki �zerine kurulmu�tur. Devletin varl��� ile herhangi bir t�r k�leli�in varl��� birbirinden ayr�lamaz (Marks,1844a: 216,217). �a�da� devlet taraf�ndan insan haklar�n�n tan�nmas�, antik �a�daki devletin k�leli�i tan�mas�yla ayn� anlama sahiptir. Eski devrin devletinin temeli k�lelikti. �a�da� devletin temeli, sivil toplum ve bu toplumun bireyi; yani �teki insanlarla tek ba�� �zel ��kar olan, �cretli i�in k�lesi olan, bencil gereksinimleri olan, ba��ms�z ki�idir. �a�da� devlet bu temeli tan�d�, fakat yaratmad�. �a�da� d�nyada herkes k�leli�e ve toplumsal ya�ama ayn� anda kat�l�r. Fakat sivil toplumun k�leli�i g�r�n��te en b�y�k �zg�rl�kt�r. ��nk�, "imtiyaz" (�rne�in m�lkiyet sahibi olma), yerini "hak" ile de�i�tirmi�tir, yani herhangi bir hakka sahip olmay�, bu hakk�n gerektirdi�i ya�am�n unsurlar�na sahip olmadan, �zg�rl�k kabul etmek. Bu ger�ek, ki�inin mutlak k�leli�inin ifadesinden ba�ka bir �ey de�ildir (Marks, Engels, 1845a:218,219).

Devlet egemen "irade" �zerinde durmaz, bunun yerine, ki�ilerin maddi ya�am bi�imlerinden ��kar ve egemen bir "irade� �ekline sahiptir. E�er bu "irade" egemenli�ini yitirirse, bu sadece "iradenin" de�i�ti�ini de�il, ayn� zamanda insanlar�n "iradelerine" kar��n ya�amlar� ve maddi varl�klar�n�n da de�i�ti�i anlam�na gelir (Marks, 1846a: 227).

Kapitalist sistemlerde ne ekonomik ne siyasal alan serbest bir pazar yap�s�na sahiptir. Serbest pazar, ekonomik, siyasal ve askeri g�� kullan�m�yla birlikte gelir ve ideolojik sat��tan �te bir ge�erlili�e sahip de�ildir. Serbest pazarda g�ce oranl� olarak serbestlik vard�r. G��s�z ise pazarda denetlenen ve serbest�e kullan�lan par�ad�r. �rg�tl� kitle ileti�imi kapitalist m�lkiyet yap�s�n�n bir par�as�d�r ve kitle ileti�iminde de serbest pazardan bahsetmek �zel bir anlama sahiptir: Pazar �rg�tl�l��� anlat�r ve �rg�tl�l�k de, m�lkiyet yap�s� ve ili�kileri ile g�� uygulamas� ve �ekillenmesidir. Her pazarda oldu�u gibi kitle ileti�im pazar� da di�er toplumsal �rg�tlenmelerin i�inde, onlarla birlikte ve i� i�edir; siyasal ve ekonomik kurumsal �evrenin d���nda �zerk bir karaktere sahip de�ildir.

�zellikle g�n�m�zde yayg�n olan �dereg�lasyon� ve �serbest piyasa ekonomisi� sav�yla gelen ve serbest pazar� ba�kalar� �zerine uygulayan ve kendileri �zerine uygulanmas� olas�l���n� ortadan kald�ran g��lerin ideolojik propagandas�na g�re, �devlet pazardan elini �ekmelidir.� Bunun kapitalist �retim bi�iminde ge�erlili�i tarihsel olarak yoktur, ��nk� pazarlar hem mikro hem de makro anlamda siyasaldan ayr� olarak var de�ildir ve olamazlar. M�lkiyet yap�s� ve ili�kilerinin d�zenlenmesi ka��n�lmazd�r ve bu da i�in ve ili�kinin tan�mlanmas�n�, dolay�s�yla egemen �retim bi�imini destekleyen politikalar�n saptanmas� ve y�r�t�lmesini gerektirir. �rg�t i�i mikro ve genel makro pazarlardaki tan�mlamalar (m�lkiyet haklar� ve d�zenlemeler) evrensel do�rulara ve nesnelliklere g�re de�il, m�lkiyetin ��kar gereksinimlerine g�re yap�l�r. Bu nedenle, kapitalist yap�larda tekniksel anlamda i�sel etkinlik yarat�lmaya �al���l�r ve �zellikle T�rkiye�deki gibi ekonomik ve siyasal bi�imlerde, toplumsal bak�mdan etkin olmayan ve gayri-me�ruluklar�n egemen oldu�u me�ruluk krizindeki yap�lar ortaya ��kar. Bu krizler, kitle ileti�iminde firman�n ekonomik performans�, �rg�t y�netiminde usuls�zl�kler, i�e alma ve ��karmada ve �cret politikalar�nda keyfilik, vergi ka�ak��l��� ve di�er yasal �i�nemeler ve yasal olmayan sat�n almalar, tekelle�me, yatay ve dikey birle�meler ve sat�n almalarla pazar kontrol� gibi sonu�lar� beraberinde getirir. Pazardaki ili�kilerde me�rula�t�r�lm�� tarzlar, �zerinde uzla�maya var�lm�� egemenli�in ifadeleridir. Gayri-me�ruluk ise, T�rkiye�de korsan televizyonlarla �zel yay�n�n ba�lat�lmas�nda, frekans tahsisi yap�lmadan kamu mal� olan frekanslar�n i�gal edilip bedavadan kullan�lmas�nda oldu�u gibi kamu ve emek �zerinde kurulan fiili bask�nl���n y�r�t�lmesidir. Bu egemenlik, kitle ileti�imi �rg�tlerinde �al��anlar�n halklar�n�n korunmas� �abas�n�, �arp�k da olsa belli ideolojik y�nde kamu kontrol�n� sa�lamaya �al��an RT�K gibi devlet kurumlar�n�n faaliyetlerini ve kaynaklar�n �ok dengesiz da��l�m�n�n de�i�tirilmesi i�in y�kselen sesleri, �serbest pazara� tehdit olarak niteler. Asl�nda, serbest pazar, serbest olarak insan ve do�al kaynaklar�n talan�, serbest olarak eme�in i�e al�nmas�, ��kar�lmas� ve s�m�r�s�, serbest olarak medyan�n t�r ve i�eri�inin belirlendi�i bir egemenli�i anlat�r.

Devlet ile serbest pazar� (ekonomiyi) sanki birbiriyle rekabette veya �eli�ki i�inde gibi sunmak olduk�a yanl�� y�nlendiricidir.

Siyasal ekonomik inceleme ba�lam�nda son y�llarda ileti�im alan�nda olan teknolojik, ekonomik ve yasal geli�meler asl�nda hem ekonomik hem siyasal hem de ideolojik kontrol (ve kar) anlam�nda teknolojiyi �reten ve da��tanlar, teknolojiyi ileti�im �retmek i�in kullananlar ve d�zenlemeler yapan devletin g�c�n�n yayg�nla�t���n� anlat�r. Devletin g�c� ileti�im ve ileti�imle ba��nt�l� end�strilerin ��karlar ili�kilerini bu end�strilerin geli�mesi y�n�nde d�zenledi�i i�in, �zelle�tirme ad� alt�nda olsa bile, art�k ileti�im politikalar� devlet taraf�ndan sponsorlu�u yap�lan bir end�striyel politikaya d�n��m��t�r.45 Bu makalenin yaz�ld��� �u s�ralarda IMF�in T�rkiye �zerinde telekom�nikasyonu �zelle�tirmede �abuk olmas� i�in yapt��� bask� bu end�striyel politikan�n emperyalist ��karlar i�in olduk�a i�levsel olan global bir politika oldu�una i�aret eder. Melody�nin belirtti�i gibi (Melody, 1994:27 in Comor 1994), milli devletler kendi uluslararas� firma g�c�n� promosyon etmeye kendilerini daha fazla soktuklar�nda, uluslararas� �irketlerin global politikalar�na ayk�r� i� ve d�� politikalar g�tmede kendi serbestlik derecesini azaltmaktad�rlar. Bu Amerika gibi �lkeler i�in bu t�r bir sorun olurken, T�rkiye gibi �lkelerin devletleri i�in uluslararas� sermayenin ve onlar�n i�teki ortaklar�n�n egemenli�indeki global d�nya diye anlat�lan yeni-s�m�rgecili�in devleti olmalar� anlam�nad�r.

...................

45 Bunun Kanada �rne�i i�in bknz Winsect (2001).

...............

 

2. M�lkiyet ve haklar

�rg�tl� ya�am, siyasal politikalar� belirliyor g�r�nen ve uygulayan siyasal g�� taraf�ndan kurallara ba�lan�r. Dolay�s�yla kitle ileti�im kurumlar� ekonomi, finans, sa�l�k ve kamu g�venli�i, toplum ahlak�, etik, �evre, i��i ili�kileri, mekan kullan�m� yasalar� ve d�zenlemelerini etkileyen kamu politikalar�n�n konusu olur.

Kitle ileti�iminin siyasal ekonomisinde, belli bir zaman i�inde veya tarihsel bir zaman kesitinde kaynaklar�n tahsisi ve kullan�m� (ekonomi) ve kaynak tahsis ve kullan�m�ndaki haklar�n ve de�erlerin belirlenmesi ve uygulanmas� (politikalar) �nde gelen temel sorunsald�r. Egemen yakla��mlarda, toplumlarda haklar temel olarak vazge�ilmez haklar ve m�lkiyet haklar� olarak belirlenir. Vazge�ilmez olarak nitelenen (�rne�in �zg�rl�k, ya�ama, temiz hava, e�itim g�rme vb.) haklar m�lkiyet yap�s� d���ndaym�� gibi g�sterilerek ideolojik evrensellik verilerek sunulur. M�lkiyet haklar�na yasal d�zenlemelerle y�r�t�len ve pazarda sahibinin iste�iyle el de�i�tiren bir karakter verilir. B�ylece televizyon �irketi kurma ve program sat�n alma gibi m�lk elde etme; program ve teknikle ilgili elemanlar� kendi belirledi�i ko�ullarda �al��t�rarak eme�i kiralay�p kullanma; m�lk�n� satarak ve �al��anlar� i�ten at�p yenilerini i�e alarak el de�i�tirme ili�kileri ola�anla�t�r�l�r. Ola�anla�t�r�lm�� m�lkiyet yap�s�nda, kural d��� ili�kiye girme cezai m�eyyidelerle engellenir. B�ylece kurallara kar�� ��kma, kar�� ��kanlar i�in risk do�urmaktad�r.46 M�lkiyet haklar�n� belirleyen fakt�r, formal siyasal g�� olarak g�r�n�r, fakat asl�nda bu siyasal g�� pazar yap�s�ndan ba��ms�z ve onun �zerinde nesnel bir �ekilde hareket eden ve �zel yerine genel ��karlar� ifade eden bir karaktere sahip de�ildir ve istese de b�y�k �o�unlukla sahip olamaz.

 

...................

46 Hollywood ve onun taklit�isi filmlerde daima m�lkiyet d�zenini ihlal ederek elde edilen haks�z kazan� �abas� (k�z� elde etme dahil) ve bu �abada ge�ici ba�ar� vard�r. Ba�ar� ge�icidir m�lkiyet haklar�n� ihlal eden k�t�ler cezalar�n� bularak, sonunda m�lkiyet d�zeni yeniden kurulur (k�z�n da kullan�m m�lkiyeti d�zeni yeniden kuran kahramana �d�l olarak sunulur).

..................

Bu ger�e�e ra�men, siyasal yap�, m�lkiyet haklar�n�n ve eme�in al�n�p sat�ld��� pazar mekanizmas�n�n ve ��karlar�n�n bi�imlendirmesinden ba��ms�z olarak sunulur. Asl�nda g�� ili�kilerinin �rg�tsel-yasal �ekli ba��ms�z bir yap�n�n de�il, pazar yap�s�na ba��ml� bir yap�n�n ifadesidir; m�lkiyet bi�iminin bir �r�n�d�r. Bu ba�lamda kitle ileti�im �rg�t� belli �retim ko�ullar�nda olu�mu� bir m�lkiyet bi�imini anlat�r. Kitle ileti�imiyle ili�kili yasal kurallar ve �al��ma ko�ullar�n�n belirlenmesinden ge�erek emek, mal ve �r�n �zerindeki m�lkiyet haklar� ve kullan�mlar d�zenlenir. Kitle ileti�imindeki �retim bi�imi (kapitalist m�lkiyet yap�s�) hem �rg�t i�i �retim ili�kilerinin ve sekt�r ve sekt�rler aras� pazar ili�kilerinin nas�l bi�imlendi�ini g�sterir, hem de yasal ve ili�kisel d�zenlemelerin �er�evesini �izer. Kitle ileti�iminde �retim, da��t�m ve t�ketimde pazar ili�kilerinin �ekillenmesi belli bir zaman ve yerde olu�mu� egemenlik ve m�cadelenin dinamik bir sonucudur. Bu sonu� ba��ms�z ve nesnel bir siyasal irade olarak g�r�nebilir, fakat de�ildir. Kitle ileti�iminde m�lkiyet �ncelikle, �rne�in televizyon firmas�n�n ta��nabilir ve ta��namaz b�t�n mal varl���yla kendisidir. Bu m�lk �e�itli �retim i�in kullan�m de�erine sahiptir ve ayn� zamanda ulusal ve uluslararas� pazarda sat�labilecek de�i�im de�erine sahip bir emtiad�r. Bu sat�labilen m�lk�n de�erini belirleyen en �nemli fakt�rlerden biri de�i�im de�erine d�n��t�r�len kullan�m de�erinin �zelli�idir: Gazete i�in bu okuyucu kitlesini g�steren tiraj ve bu tiraja da ba�l� olarak gelen reklam gelirleridir. Televizyon i�in ise, benzer �ekilde, �e�itli zaman dilimlerindeki �rating� seviyesi, yani izleyici oran� ve ona ba�l� olarak gelen reklam hacmidir. Elbette tiraj� ve rating�i belirleyen �zellikle profesyonel emektir. Kitle ileti�imi firmalar�nda profesyonel ve di�er eme�in �al��ma ko�ullar� (ka� sat �al��t�klar�, fazla mesai, izin, sa�l�k, �cret, i� g�vencesi, insan haklar�, profesyonel ba��ms�zl���, sendikala�mas� vb) ve �cret k�leli�i ko�ullar�n� iyile�tirme ve/veya de�i�tirme m�cadelesi tarihsel olarak incelenmesi gereken bir konudur. �retim bi�iminin �ekillenmesi ve bu �ekil i�inde eme�in de�eri do�al bir de�i�mezli�i ve d�zenlili�i anlatmaz. Egemenlik ve m�cadele ko�ullar� de�i�tik�e, yasal ve ili�kisel �zelikler de yeniden bi�imlenir.

3. Yasal d�zenlemeler: Pazarda oyunun kurallar�

Yasal d�zenlemeler ekonomik ve siyasal pazardaki oyunun kaidelerini belirlerler. Kurallar�n olu�turulmas�, ceza ve �d�llerin belirlenmesi, denetleme ve uygulama i�in formal �rg�tlenmeler geli�tirilir. Kapitalist m�lkiyet d�zeni ve ili�kileri ulusal ve uluslararas� egemenli�in karakterine ba�l� olarak yasal yap�lanmalar� olu�turur ve gerekti�inde de�i�tirir. Dolay�s�yla, yasalar� yapan g�� ilk bak��ta siyasal olarak bi�imlenmi� ba��ms�z bir organ olarak g�r�n�r. Asl�nda bu sadece bir g�r�n�md�r. Yasalar� yapan g�� pazar�n �st�nde, pazar�n d���nda, pazar�n ��karlar�na kar�� olan, pazarda hakkaniyet �l��lerine g�re ili�kileri d�zenlemeyi ama�layan ve d�zenleyen bir g�� de�ildir. Yasal g��ler kendilerini b�yle sunar ve sanabilirler, fakat �rg�tl� ya�am�n ger�e�inde, yasal d�zenlemeler g�� ili�kilerinin bir yans�mas� olarak y�kselir. Bu nedenle ki �al��ma hakk�, insanca ya�ama hakk�, bar�nak hakk�, yiyecek ve giyecekten yoksun olmama hakk�, end�strilerin talan etmedi�i ve kirletmedi�i temiz �evrede ya�am hakk�, do�ru bilgiye ve enformasyona ula�ma hakk�, okuma ve hakk�, insanca kendini geli�tirme hakk�, grev hakk�, g�steri ve y�r�y�� hakk� ya hi� d�zenlenmemi�tir ya da vermemek, engellemek ve insan haklar� ad� alt�nda insan haklar�n� �i�neyen egemenlikleri kontrol mekanizmalar�yla me�rula�t�rmak i�in d�zenlenmi�tir.

G�n�m�zde d�nyan�n hemen her �lkesinde, baz�s�nda �ok ve baz�lar�nda az, yasalar g��l�n�n �i�nemesi, alt�ndan, �st�nden ve etraf�ndan ge�mesi ve g��s�z�n �zerinde uygulanmas� i�in vard�r. Yasan�n neyi nas�l d�zenledi�i ile ilgili �s�ylem� elbette �nemlidir. Fakat bu s�ylemin analizi bizi ya�anan ger�e�e �ok az g�t�r�r. S�ylem analizi sonucu kad�n hakk�n�n oldu�u, grev hakk�n�n oldu�u, �evre koruma yasalar�n�n oldu�u, sigarayla insan sa�l���n� tehlikeye sokmama yasas�n�n varl���, herkesin okuma hakk�n�n oldu�u ortaya ��kabilir. Fakat �nemli olan bu haklar�n nerede nas�l kimler taraf�ndan ve ne i�in uyguland��� (e�er uygulan�yorsa), bu haklar� kullanabilme ko�ullar�n�n yarat�l�p yarat�lmad���d�r. Yasa devlet kurumu d���nda hi� kimse televizyon �irketi a�ma ve televizyon yay�n� yapma hakk�na sahip olmad���n� belirtebilir. B�y�k sermaye isteyen bir giri�ime yasa olsa da olmasa da zaten g��s�zle�tirilmi� kitleler giremezler. G��l�ler kendilerini yeterince g��l� ve bu i�te ��kar g�r�rlerse, bu yasa olsa da olmasa da i�e girerler. T�rkiye�de �zel televizyonlar�n kurulmas� ve geli�mesi, �zel kitle ileti�im firmalar�n�n kamu zenginliklerini kelepire veya bedavadan kullanarak, frekans tahsisinin ger�ekle�mesini engelleyerek yasa d��� bir �ekilde olmu�tur ve olmaktad�r.

Yasalar�n g��l�ler taraf�ndan �i�nenmek i�in olmas�n�n �nde gelen nedeni yasalar�n yeterince �rg�tl� soyguna ve bask�ya uyumlu olmamas�ndand�r; yerel ve uluslararas� pazarda g�� kompozisyonunu yans�tmamas�ndand�r. D�nk� g�� ve ��kar yap�s�n�n ��karlar�n�n ifadesi olan yasalar�n bug�nk� g��-��kar yap�s� ve ili�kilerine ayk�r� d��mesindendir. Pazardaki dengelerin h�zla de�i�mesinden de�il, pazardaki egemen g��lerin g��lerini tutmak ve yayg�nla�t�rmak ve de rekabeti ortadan kald�rmak veya rakip �zerinde egemenlik kurmak i�in yasalar yapt�r�l�r, �i�nenir ve deregulasyonla ortadan kald�r�l�r ve yeniden-d�zenlemelerle (re-regulation) uyumsalla�t�r�l�r.

Dikkat edilirse, yasal bi�imlenmelerin ge�erlili�i g�� kompozisyonuna g�re bi�imlenmektedir. Yasal d�zenlemeler hem ayn� s�n�f i�inde hem de s�n�flar aras�ndaki egemenliklerin ifadesidir. Dolay�s�yla ekonomik ve siyasal g�� kompozisyonunun de�i�mesiyle birlikte er ge� bu yasal d�zenlemeler de yeni g�� kompozisyonuna g�re de�i�tirilecektir.

Kapitalist pazar kurallar�n�n pazara b�rak�lmas� veya devlet taraf�ndan kontrol edilmesi tart��malar� ve kuramsal sunumlar� �zellikle birka� y�zy�ldan beri artan bir �ekilde en �ok tart���lan konulardan biri olmu�tur. Bu tart��malar yanl�� y�nlendirilmi� ve belli bilin� y�netiminin yap�ld��� tart��malard�r. Devlet pazar�n d���nda, pazardan ayr�, pazardan ba��ms�z bir karaktere sahip de�ildir. Devlet �retim tarz�n�n ve ili�kilerinin belirledi�i sosyal yap�n�n ifadelerinden biridir. Bu tarz kapitalist veya kapitalistimsi bir tarz ise, devlet kapitalist pazarda egemen g��lerin birbiriyle anla�mas�n�, anla�may� bozmas�n�, ve bozulan� yeniden d�zenlemesinde arabuluculuk (hakimlik, elbette �o�u kez tarafl� hakimlik) yapan, fakat bundan �ok daha �nemli olarak bir s�n�f tahakk�m�n� me�rula�t�r�lm�� bask� organlar�yla yerine getiren kurumlar a�� birle�imidir. Son y�llarda egemen olan pazar kural� Darwin� in Orman kural� ve Adam Smith�in �s�m�rebilen s�m�rs�n, s�m�r�len de s�m�r�ls�n� anlam�na gelen ve g��l�n�n serbest ve g��s�z�n s�m�r�len pazar oldu�u �serbest pazar� sisteminin sat���d�r. Bu asl�nda ormanda bile olmayan kurald�r. Ormanda hi�bir yarat�k kendi cinsindekileri a� ve yoksul b�rakmak i�in ya�am kaynaklar�n� yiyemeyece�inin, i�emeyece�inin, kullanamayaca��n�n akl�n almayaca�� kadar �tesinde toplay�p istif etmez. Ormanda hi�bir yarat�k trilyonlarca dolarl�k zenginli�i me�rula�t�r�lm�� gasp yoluyla elde edip milyonlarca yarat��� ya�am ko�ullar�ndan yoksun b�rakmaz. Ormanda hi�bir yarat�k bu t�r bir psikolojik hastal��a sahip de�ildir. Bunu ancak hasta ruhlu insan denen yarat�k yapar. Bu hasta ruhlu yarat�k orman ve hayvanlar �zerinde de s�m�r�s�n� ve katliam�n� uygularken, ikinci bir hunharl�kla orman� ve hayvanlar� a�a��lama yoluna gider (k�f�rlerde hayvan isimleri kullanma gibi). B�ylece a�a��lanm�� durumuna bir a�a��lanm��l�k �rne�i daha katar. Bu a�a��l�k yarat�k kendini ve ba�kalar�n� kand�rma ve yoksun b�rakma i�inde devleti ve yasalar� sanki sermayenin kar��s�nda, sermayeyi engelleyen bir yap� gibi g�sterir. E�er devlet ve yasalar belli grup sermayeyi engelliyorsa, bunun nedeni tarihsel geli�im ve bi�imleni� ve bu geli�im ve bi�imleni� s�recinde ve s�ras�nda ayn� s�n�f i�indeki g�c�n ve egemenliklerin de�i�ime u�ramas� veya bi�imlenmi�le yetinmeyip daha fazlas�n� elde etmek i�in b�y�mesi ve yayg�nla�mas�ndand�r.

Pazar kurallar�n�n pazarda olu�mas� g�r���n�n egemenin egemenli�ini me�rula�t�rma arac� olarak kullan�lmas� �tesinde incelenmesi gerekir. ��nk� bu g�r��te s�m�r�n�n ve egemenli�in do�all��� ve evrenselli�i yatar. Buna g�re pazardaki ili�ki ve ileti�imin karakteri nedeniyle kaideler do�al olarak kurulur: Kurallar pazar ili�kisi i�inden ��k�p y�kselir ve k�lt�rel olarak �ekillenir. Elbette pazar kurallar�n�n belirlenmesi ve bu kurallar�n pazar�n yap�s�na g�re d�zenlenmesi pazar�n �retim ve ili�ki tarz�ndan ��k�p geldi�i do�rudur. Fakat bunun s�m�r�y� me�rula�t�rma ve g��l�n�n g�c�n� hakl� ��kartma mekanizmas� olarak kullan�lmas� �rg�tl� insan ger�e�ine ayk�r�d�r: Olan� do�alla�t�rma ve evrenselle�tirme yerine beli ko�ullarda, belli yerler ve zamanlarda olu�mu� durum olarak de�erlendirmek gerekir. Bu t�r de�erlendirme de elbette tanr� yap�p satanlar kadar demokrasi, �zg�rl�k, e�itlik ve insanl�k yap�p satanlar i�in i�levsel de�ildir. Bu nedenle en i�levsel olan �zerklik, kamu ve �zel, kamusal alan, �zne ve �o�ulcu kimlikler, serbest pazar ve pazardaki geli�melere ayak uyduramayan yasalar gibi kavramlar etraf�nda tart��malar� d�nd�rmektir. Bu tart��malarda, �rne�in, son y�llarda pazarda kaidelerin olmas� i�in kamu yasas� veya �rg�tl� bir yap�n�n bunu d�zenlemesi gereksinimi pazar�n serbest�e ve gerekti�i gibi �al��mas�na (asl�nda s�m�r�ye) engel olarak nitelenir. Elbette ilk akla gelen soru kim, kimin i�in ve ne ama�la b�yle niteler sorusudur.

Yasal liberalle�tirme (deregulasyon) (�zelle�tirmeyle birlikte) �zellikle 1980�lerin ortalar�ndan sonra b�t�n d�nyaya h�zla yay�ld�. Neo-klasik ekonomistlerin kuramsal (ideolojik) gerek�eleriyle, kamu sahipli�inde alt yap�lar� tamamlanm�� ve kar durumuna gelmi� telekom�nikasyon sistemi �zelle�tirilmekte ve uluslararas� sermayeye a��lmaktad�r.47 Kamu sisteminin egemen oldu�u Avrupa ve T�rkiye gibi �lkelerde bir zamanlar kar�� gelinen bir y�netim tarz�n�n neden birden bire belli bir tarihsel safhaya gelindi�inde b�y�k bir �evkle tercih edilir oldu�unun, kamu politikalar�n�n a��k�a �zelin ��karlar�na g�re d�zenlenmeye ba�lamas�n�n incelenmesi ve a��klanmas� gerekir. Bunu incelerken uluslararas� ikili ve �oklu ticaret anla�malar�na ve bu anla�malar�n ileti�im, finans ve yat�r�m politikalar�n�n egemen uluslararas� �irket ��karlar�na uyumlu bir hale getirilmesi i�in uluslararas� enformasyon/bilgi/data ak���ndaki engelleri kald�rma, kamu sekt�r�n�n ileti�im alan�ndaki faaliyetlerini marjinale indirme, ileti�imde (�zellikle telekom�nikasyon alan�nda) kamusal kontrol� ortadan kald�rma ama�lar�na �zel ilgi g�sterilmelidir. T�rkiye �zerinde 2001 y�l�n�n ortalar�nda IMF�den ve i�teki ortaklar�ndan gelen telekom�nikasyon hizmetlerinin �zelle�tirilmesiyle ve yasal d�zenlemelerin ona g�re yap�lmas�yla ilgili bask�lar�n milli i� politikalar�n ve yasal d�zenlemelerin global kapitalist pazar sisteminin ��karlar�na uyumlula�t�r�lmas� ba�lam�nda incelenmesi gerekir.

Kitle ileti�iminde uluslararas� karakterin yayg�nla�mas�yla birlikte, kitle ileti�imi sermayesi de uluslars�la�maya ba�lad�. Bu sermayenin ak���n�n ve kullan�m�n�n kamu g�c�n taraf�ndan d�zenlenmesi m�lkiyet haklar�na kar��ma olarak nitelenebilir. Fakat m�lkiyetin toplumsal ekonomik-siyasal birimde mutlakl���n�n toplumsal zarara neden ko�uluyla s�n�rlanabilir olmas� me�rula�m��t�r ve gereklidir: Bir toplumun zenginliklerini kullanarak yarat�lan de�erin �rne�in �svi�re bankalar�nda ve d�� �lkelere aktar�lmas� kabul edilemeyece�i gibi; Kamu g�c� bunu da topluma yararl� bir bi�ime d�n��t�rme yolunda s�n�rlamal�d�r. 48

................

47 Neo-klasik gerek�enin ve bu t�r �zelle�tirmenin ele�tirisi i�in bknz: Comor, Mansell, Mattelart, Schiller, Winseck..

48  Normatiflikle (meli mal�larla) ger�ekler aras�ndaki ili�kiye dikkat etmek gerekir. Bu t�r normatif kurallar ve devlet olarak bi�imlenmi� ve kamu g�c� diye yanl�� anlamland�r�lm�� bir yap�dan bu t�r s�n�rlama getirece�ini beklemek yanl�� g�ndemlerle kendini ve de�erlerini kand�rmakt�r.

................

Uluslararas� alanda eme�in kiralanmas�/sat��� konusunda �lkeler aras� dola��m hakk�na sahip k�l�nmas� m�lkiyet, rekabet ve ulusal politikalar alan�ndaki tart��malar�n yo�unla�mas�na yol a�m��t�r.

Kitle ileti�iminde, tekelle�meyle veya oligopolist yap�yla toplumun genel sa�l�k ve ��kar�na zarar verecek bi�imde m�lkiyet bir kez �ekillenince, toplumun bu tekelle�meyi k�rmas� ve pazar� toplum ��kar�na g�re d�zenlemesi konusu da me�ru olarak ortaya ��kar. Bu d�zenleme kamu g�c�yle yap�l�yordu, fakat deregulasyon ve �zelle�tirme uygulama ve ideolojisiyle kamu �serbest pazara m�dahale� d���nda b�rak�lmaktad�r. Bu geli�menin do�as� da incelenmelidir. Ayr�ca �zel g�c�n tekelle�mi� ��kar�na kar�� toplumu koruman�n kamu g�c� denilen devlet kurumlar�n�n �tesindeki olas�l���, ancak Habermas ve benzerlerinin sundu�u kamusal alandaki 49  NGO tipi �rg�tlenmeler ve bask� gruplar�d�r ki, onlar�n kapitalist d�zen i�inde olduk�a abart�lan i�levleri dikkatle g�zden ge�irilmelidir. Elbette burada �ncelikle sorulmas� gereken bir soru, geleneksel �rg�tl� kamu g�c� (�rne�in devletin yasama ve y�r�tme organlar�) bir s�n�f�n kendi aras�ndaki ��kar yar���n�n regulasyonlar ve deregulasyonlarla d�zenlenmesinin ve di�er s�n�flar �zerindeki egemenli�inin s�rmesinin ve per�inlenmesinin bir arac�ysa, kamu g�c�n�n tekelle�mi� ��kara kar�� olmas� ancak ayn� s�n�f i�indeki ��kar rekabetinin d�zenlenmesi bi�iminde olabilir (�rne�in Amerikan anti-trust yasas�). Yani, �sosyal sorumluluk� gibi bilin� y�netimi ilkelerine g�re tekel veya oligopol yap�lanmalar�na kar�� gelinmez. B�yle bir iddia tekelci pazar�n halkla ili�kiler arac�l���yla imaj yaratma ve bilin� y�nlendirme faaliyetidir. ��kar/kar maksimizasyonu �zerine kurulmu� bir yap�n�n i�eri�inde sosyal sorumluluk ancak ��kar-kar hesab�na uygun oldu�unda var olabilir.

...................

49 Kamusal alan sanki kamuya ait alan gibi sunulmaktad�r ve bu olduk�a yanl�� y�nlendiricidir. Kamusal alanlar vard�r ve bu alanlar m�lkiyet d�zeni ve ili�kileri d���nda de�ildir. Kamusal alan ayni zamanda polis devletlerinin s�k� bir �ekilde kontrol etti�i ve ifade t�rlerini yok etti�i bir aland�r. Habermasc� uydurular�n �tesine ge�ip, kamusal alanlara �rg�tl� m�lkiyet yap�lar� ve devlet denen cinayet ve bask� �irketlerinin kontrol alan� olarak bakarsak, �ok daha do�ru sonu�lara var�r�z. Parklar�n ve sokaklar�n bile kontrol edilmedi�ini sananlar ciddi yan�lg� i�indeler. Siyasal, ve ekonomik alan halk�n kendini ifade etti�i kamusal alan de�ildir, egemen g��lerin at oynatt��� g�� uygulama alan�d�r. Daha k�t�s� Amerika gibi �lkelerde g��e ��kart�lan kamusal alanda kamusal �rg�tl�l�k efsaneleri demokrasi oyununda yarat�lm�� kontroll� alternatifleri ve bu alternatiflerden ge�erek elde edilen g�� ve ��karlar� ifade eder. Halk�n bu oyunda yeri kullan�lan siyasal, k�lt�rel ve ekonomik mal veya g�� dayana�� olmas�d�r.

...............

 

4. Uluslararas� ileti�imin political ekonomisi

Uluslararas� ili�kilerde �zellikle son 20 y�lda ileti�imin �nemi b�y�k �l��de artm��t�r. Bu ba�lamda 1970�lerden beri UNESCO gibi uluslararas� �rg�tlerde, toplant�larda, sempozyumlarda, akademi �al��malarda uluslararas� ileti�im yayg�n bir �ekilde ele al�nmaya ba�lanm��t�r. Siyasal ekonomi temelli incelemeler uluslar�n do�al, teknolojik ve �rg�tsel kaynaklar�yla olu�an materyal g��lerini, bunun �rg�tsel yap�s�n�, teknolojik �r�nler ve ara�lar�n �rettiklerinin da��t�m�, uluslararas� zenginliklerin b�l���m�, �retim, da��t�m ve b�l���mdeki tarihsel durumu, dengesizliklerin nedenlerini ve ortadan kald�r�lma olas�l�k ve ko�ullar�n� ele al�rlar. Comor�un (1994) belirtti�i gibi ileri end�striyel �lkelerin ve uluslararas� firmalar�n siyasal ekonomik faaliyetlerini merkezi dinamiklerden biri b�t�n insanlar�n teknolojik, siyasal, ekonomik ve k�lt�rel ya�amlar�n� kontrol etme kapasitesinin ��kmas�d�r. Marksist siyasal ekonomide bu durum, �rne�in medya veya ileti�im emperyalizmi olarak nitelenir. Bu ba�lamda yap�lan incelemeler �lkeler aras� data ve enformasyon ak�m�, kitle ileti�imini �retmek i�in gerekli teknolojik ara� ak���n�, medya �r�nlerinin ve haberin ak���n�, global enformasyon ve ileti�im d�zenini ele, siyasal ekonomik g�c�n ulus-devletten uluslararas� sermayeye kay�s�n� almaktad�rlar.50  �rne�in Michael Dawson and J. B. Foster (1998) �Virtual Capitalism� ba�l�kl� yaz�lar�nda, b�y�k firmalar�n yeni medyay� pazarlama i�in kullanarak ulusal zenginlikten �ok daha fazla pay ald�klar�n�, zenginle yoksul aras�ndaki u�urumun daha da artt���n�, d�nyadaki 300 b�y�k firman�n direk yabanc� yat�r�mlar�n % 70�ini yapt�klar�n� ve d�nyan�n sermaye varl���n�n % 25�ine sahip olduklar�n� belirtmi�tir. �zelle�tirme ve te�viklerle zenginlikler ve mal varl�klar� kamu sekt�r�nden �zel sekt�re aktar�lmakta ve b�ylece g�� dev firmalar�n� �zellikle Amerikan, Kuzey Avrupa ve Japon firmalar� ve onlar�n ortaklar�n�n elinde toplanmaktad�r. Uluslararas� organizasyonlarda Amerikan k�kenli uluslararas� sermaye ve firmalar�n �serbest ticaret� ve �serbest ak�m� gibi politikalar� egemen olmaktad�r.

...............

50 Bu ba�lamda benim yaz�lar�m, Mattelart, Schiller, Boyd-Barret, Garnham, Comor, Golding, Chomsky, 1970�ler ve 80�lerdeki UNESCO yay�nlar� ayr�nt�l� bilgi i�in bak�lmas� gereken ilk kaynaklard�r.

............

 

 

J. T�ketici olarak emek�iler

Eme�in t�keticili�i sadece bitmi� �r�n�n kullan�m�yla s�n�rl� de�ildir. T�keticilik eme�in �retim s�ras�nda kullan�m�nda, hem emek t�ketilirken, ayn� zamanda eme�in kullan�m�yla �r�n �retilirken yap�lan i�lerde �retim ara�lar� t�ketilir. �retim s�ras�nda baz�lar� t�m�yle t�ketilir, baz�lar� eskir, a��n�r, azal�r. Emek�ilerin kitle ileti�iminde bitmi� �r�n kullan�m�ndan ge�erek t�ketici olmas�, �rne�in gazete okuyucusu, sinema seyircisi, internet kullan�c�s�, televizyon izleyicisi, radyo dinleyicisi vb bi�iminde olur. Bu asl�nda kitle ileti�imi ba�lam�nda sadece ilk g�ze �arpand�r. Bunun yan�nda, daha evvelce de�inildi�i gibi, insanlar�n izlemeden ge�erek emtia olu�u, end�striyel yap�lar�n �r�nleri i�in potansiyel ve y�nlendirilmi� m��teri olu�lar� vard�r.

1. T�keten emek: izleyiciler ve �retimin �retimi

Kitle ileti�iminin �r�n �retiminden, da��t�m� ve t�ketimine kadar b�t�n a�amalar�nda farkl� t�ketimler vard�r. �retim s�ras�ndaki t�ketim �retim ara�lar�n�n ve eme�in kullan�m�yla olan t�ketimdir. Bu t�ketimle ileti�imin �r�n� �retilirken, bu �retimi �reten ara�lar�n, gere�lerin ve eme�in de t�ketimi, dolay�s�yla dinlenmesi, yenilenmesi veya zamanla t�m�yle de�i�mesi gerekir. Ayn� konu da��t�mda da ge�erlidir. Dikkatle d���n�l�rse �retim g��leri olduk�a dinamik bir yap�ya sahiptir ve bu yap�n�n ayr�nt�l� bir �ekilde incelenmesi gerekir. Kitle ileti�iminin �retti�i �r�n�n t�ketimi izleyiciler (dinleyici, okuyucu, seyirci, t�keticiler) taraf�nda yap�l�r. T�ketim kullan�mla ve bu kullan�ma atfedilen kullan�m de�eriyle birlikte olur. Bu kullan�m�n (t�ketimin) do�as�ndan ge�erek �retimin ko�ullar� yeniden-�retilir: Kullan�mla/t�ketimle �retimin tarz� belirlenmez.

Marks��n ek 1�de belirtti�i gibi �retim olmaks�z�n t�ketim olamaz, fakat t�ketim olmaks�z�n, faydas�z olaca�� i�in �retim olmaz. T�ketim �retimi iki �ekilde �retir: (a) Bir �r�n ancak t�ketimden ge�erek ger�ek �r�n olur. (b) T�ketim yeni �r�n i�in gereksinim, dolay�s�yla neden yarat�r. Gereksinim olmaks�z�n �retim yoktur; t�ketim gereksinimi yeniden yarat�r.

Kitle ileti�iminde t�ketici izleyiciler kitle ileti�im firmas�n�n varolu� ko�uludur. Onlar olmaks�z�n bir medya kurulu�unun uzun s�re dayanma olas�l��� �ok azd�r. �zleyiciler medya t�ketimlerinden ge�erek y�nlendirilen t�ketimleriyle ayn� zamanda kitle ileti�iminden ge�erek do�rudan veya dolayl� ��kar sa�layan b�t�n �rg�tl� yap�lar�n da kal�c�l���n�n nedenidir. Dolay�s�yla, kitle ileti�iminin izleyicileri �r�n t�ketimiyle hem medya firmalar�n�n ekonomik varl���n�n garantisi olurlar hem de bu firmalar�n ekonomik varl���n� sa�layan kamu ve �zel yap�lar�n ekonomik ve ekonomik olmayan ama�lar�n�n ger�ekle�mesi olas�l���n� art�r�rlar. B�ylece izleyici t�ketimle fiziksel ve psikolojik olarak kendini yenileme, rahatlama, dinlenme, e�lenme, doyum sa�lama i�ini yaparken, ayn� zamanda t�ketime kadar olan b�t�n a�amalardaki egemenlik ve m�cadele ko�ullar�n�n s�regelen ve t�ketimin do�as�yla yeniden olu�an do�as�n� �retir.

�zleyiciler medyan�n ve ilgili di�er �rg�tl� yap�lar�n var olu�unun zorunlu ko�ulu olmalar�na ra�men �rg�ts�z ve g��s�z olduklar� i�in, son �r�n�n kullan�m do�as�ndan gelen �retimin ko�ulunu yaratma �tesinde, �retimin ve da��t�m�n ekonomik ve siyasal d�zenlenmesi ve politikalar�nda kendi istemlerine ba�l� planl� bir etkiye sahip de�ildirler.

2. Kitle ileti�imi firmalar�, reklamc�lar ve reklam verenler i�in m��teri

Kitle ileti�imi �r�nlerinin kullan�c�lar� ilk bak��ta izleyici, okuyucu, seyirci, giri� paras�yla film s�resince koltuk kullan�m� ve seyir hakk�n� alan m��teri olarak g�r�n�r. Televizyon, radyo ve internet nedeniyle bir mal�n reklam�n�, tan�t�m�n� g�rmek i�in ev d���na ��kmaya gerek kalmam��t�r. Hatta internet yoluyla bir mal sat�n almak i�in d�kkan d�kkan dola�maya bile gerek kalmam��t�r. Evin rahat atmosferinde internette d�kkan d�kkan dola�arak kolayca al��veri� yap�labilir. Tan�t�m ve sat�� eve al�c�n�n aya��na ta��nmaktad�r. B�ylece sat��, reklam, tan�t�mda zaman ve yer s�n�rlamalar�na �nemli bir esneklik getirilmi�tir.

�r�n kullan�c�lar�n�n kitle ileti�iminde konumu bu basit g�r�n�m�n �ok �tesindedir.

Televizyon izleyicisi g�r�n��te bedavadan program seyretmekte, �ok ucuza gazete ve mecmua almakta, internete girmektedir. Televizyon �irketi yay�n s�resinde reklam zaman� i�in para almaktad�r. Televizyonun asl�nda reklamc�ya satt��� zaman�n de�eri �hesaplanm�� seyirci �oklu�una� (rating) g�re ayarlanmaktad�r. B�ylece televizyon �irketi seyircilerin dikkatini (yay�n zaman� s�resinde televizyon seyredenlerin nicel �oklu�unu, ya�, cinsiyet vb �zelliklerini kullanarak) reklamc�ya satmaktad�r. Televizyon �irketiyle reklam �irketi aras�nda el de�i�tiren de�er reklamc�n�n televizyoncuya verdi�i para ve televizyoncunun reklamc�ya sundu�u belli demografik �zelliklere sahip seyircidir.

3. Eme�in temsili

Eme�i temsil eden meslek kurulu�lar� ve sendikalar�n olu�umu �rg�tl� i� yap�lar�n�n yer ald��� k�lt�rel, siyasal ve ekonomik �evrenin �zelliklerine g�re de�i�ir. Temsil sorunu sermaye ile emek aras�ndaki g��/iktidar m�cadelesi ve dengesizli�iyle ilgilidir. Kapitalist s�n�f�n m�lkiyeti ve art�-de�eri gasp� kar��s�nda, emek �rg�tlenerek sosyal �retimde sermayeyle m�cadeleye girer. Burjuva demokrasilerinde yayg�n bir �ekilde oldu�u gibi, temsil edenler veya temsil ettiklerini s�yleyenler asl�nda temsil edilen s�n�ftan olmad��� veya temsil edenler kendi bireysel ��kar�n� temsil etmeye ba�lad��� andan itibaren temsil farkl� bir yap�ya d�n���r. �rne�in bu nedenle burjuva sendikac�l��� sendika baronlar�n�n ve mafyan�n egemenli�i alt�nda kapitalist s�n�fla birlikte i��i s�n�f�n� kontrol ve s�m�rmede yeni bir mekanizma olmaktad�r. Sendika y�neticilerinin eli hem i��ilerin cebinde hem de kapitalistlerin cebinde oldu�u i�in, kapitalist s�n�f kendisine olduk�a fonksiyonel olan bu t�r sendikala�may� da asla istemez. Bu nedenle, �rne�in, esnek �retim gibi politikalarla sendikan�n etkisinden kurtulmaya �al���r. Eme�in �rg�tl� m�cadelesindeki yap�lanmalar�n tarihsel ve durumunun incelenmesi gerekir. Bu inceleme ayni zamanda sadece akademik olarak kalmamal�, eme�in �rg�tlenme ve �rg�tl� m�cadelesini geli�tirmede yard�mc� olabilecek �ekilde tasarlanmal�d�r.

Firmalar�n �ok-merkezli (decentralized) �retim ve esnek y�netim gibi politikalar�yla, uyumsuz, direnen ve sendikal� i��ilerden kurtulmalar� gittik�e artmaktad�r. Y�netim ve �retim yerelle�ip, t�ketim ve s�m�r� globalle�irken, ekonomik g�� (b�l���m\da��t�m) daha da merkezile�mektedir. D�nyada sendikala�ma gittik�e gerilemekte ve sendikalardan ge�erek elde edilen direni�, sendikalar�n da kapitalist bir �rg�t olmalar� ve kendilerini s�rd�rmeleri �abas�n� art�rmalar�yla birlikte, gittik�e zay�flamaktad�r. Daha k�t�s� T�rkiye gibi �lkelerde �al��anlar�n iteklerini ve mutsuzluklar�n� ifade etmeleri i�in g�steri yapmalar� devletin polisi taraf�ndan engellenirken, ayn� ifade d��a kar�� �antaj �eklinde kullan�lmak istendi�inde, serbest b�rak�l�yor. �leti�im medyas�, di�er i�levleri yan�nda bu i�levi de yapmaktad�r.

SONU�

Siyasal ekonomi a��s�ndan yap�lan inceleme, kitle ileti�imi �rne�inde oldu�u gibi, hem incelenen konuda �retim bi�imi ve ili�kileriyle ilgili fakt�rleri ve fakt�rler aras�ndaki ba��, hem de incelenen konunun toplumda tarih i�inde de�i�en yerini ve g�revini anlamak i�in gereklidir. Siyasal ekonomi incelenmesinde �ncelikle incelenen konuyu tarihsel geli�mesiyle birlikte �rg�tl� zamanlar ve yerler ba�lam�nda ele almak gerekmektedir. Bunu yaparken temel ilgi �retim bi�imi ve ili�kileri �zerine kurulmal�d�r. Bu ba�lamda, �retimin yap�s� ve ili�kilerinin geli�imi ve durumu �ncelik kazanmaktad�r. Buna ba�l� olarak bu de�erlendirmede tart���lan ve a�a��da �zetlenen inceleme konular� ve sorular� �nem kazan�r:

Kitle ileti�im �rg�tlenmeleri sahiplik bi�iminden ba�layarak a�a�� do�ru inen geni� bir y�netim ve g�nl�k y�r�t�m kadrosuna sahiptir: Bu y�netim kadrosunu olu�turanlar kimler? �Medyada �n plana ��kan �r�n (�rne�in program) t�rleri hangileridir ve bunun nedeni ne? Bu t�rler ile siyasal, ekonomik ve ideolojik bilin� y�netimi aras�nda ne gibi ba�lar vard�r? Bu ba��n �zelli�i neye g�re de�i�mektedir?� Alternatif �r�nler var m�, varsa �zellikleri ve di�er �r�nler aras�nda kaplad��� yer nedir? Kontroll� alternatiflerin do�as� ve kontrol edilemeyen ve istenmeyen alternatiflerin kitle ileti�iminde g�r�n�m� ve yer almas� nas�l olmaktad�r, e�er yer al�yorsa? Yer verilmeyenler kendilerine ne t�r bir medya ve ��k�� noktas� bulmaktad�rlar? Egemen yap�lara ve kapitalist d�zen kar�� olan medyalar�n ya�am ko�ullar� ve olas�l�klar� nedir? Tarihsel olarak kar��t-medya nas�l geli�mi�, hangi ko�ullarda m�cadele vermi�tir. �zl�ce direni�in medyas�n�n tarihinin yaz�lmas� gerekir.

G�n�m�zde kitle ileti�im sermayesi ulus i�i ve uluslar aras�nda i� yapan b�y�k sermayedir ve bu sermayenin vatan�, sahiplerinin n�fus ka��d� �tesinde, ger�ekte yoktur. Bu nedenle, bu sermayenin k�s�tlanmas�, s�m�rd��� yerel ve ulusal yere kar�n�n bir k�sm�n� yat�rmas� i�in yasal m�eyyidelerin getirilmesi, �zelle�tirme, deregulasyon, yerelle�me, tekelle�me dahil, geli�imi ve �zelliklerinin incelenmesi gerekir.

Kitle ileti�imi end�strisinin �retimden t�ketime kadar olan safhalar�nda eme�in �rg�tl� yap�lar i�indeki karakterleri incelenmelidir. Yerel, ulusal ve uluslararas� eme�in kullan�m ko�ullar�n�n ara�t�r�lmas� gerekir. Eme�in t�rleri, beyin g��� ve mevsimlik ve g��ebe i��iler, �ocuk i��iler vb �zerinde durulmal�d�r.

Kitle ileti�im politikalar�n�n ciddi bir �ekilde incelenmesi gerekir. Kitle ileti�im firmalar�n�n ve kurumlar�n�n kendi �rg�t politikalar�, ulusal politikalar ve uluslararas� politikalar ve aralar�ndaki ba�lar incelenmelidir.

Seyirci bu ticarette hem m��teri hem de b�y�k para kazand�ran de�erli bir emtiad�r.

Kendi ya�am ko�ullar�n�n temel gereksinimlerini bile etkileme olas�l���ndan yoksun b�rak�lm�� ve �cretli\maa�l� k�le durumuna d���r�lm�� insanl���n insanl�k durumunun incelenmesi.

 

 

KAYNAKCA

 

Adorno, T., & Horkheimer, M. (1979). Dialectic of enlightenment. London: Verso.

Ang, I. (1996). Living room wars. Rethinking media audiences for a postmodern world. London: Routledge.

Appadurai, A., (1990) "Disjuncture and difference in the global cultural economy", Theory, culture and society, 7: 295-310

Beller, J. L. (1994) Cinema, capital of the twentieth century. Postmodern Culture, v.4 n.3.

Best, S. (1989) "The commodification of reality and the reality of commodifications." Current Perspectives in Social Theory, 9: 23-51.

Boyd-Barrett, O. (1995). The political economy approach. In O. Boyd-Barrett & C. Newbold (Eds.), Approaches to media. A reader (pp. 186-192). London: Arnold.

Clark, B. (1991). Political economy: A comparative approach. New York: Preager.

Clarke, A., & Clarke, J. (1982). "Highlights and action replays - ideology, sport and the media." Sport, culture & ideology. J. Hargreaves (der.) ��inde. London: Routledge & Kegan Paul. 62-87.

Comor, E. A. (1994) (ed.). The Global Political Economy of Communication. New York: St. Martin's Press.

Critcher, C. (1979). "Football Since the War." Working Class Culture: studies in history and theory. J. Clarke, C. Critcher & R. Johnson (der.).��inde. London: Hutchinson.

Dawson, M. & J. B. Foster (1998). Virtual Capitalism. In McChesney, R. W., E. M. Wood, J. B. Foster (1998 (eds). Capitalism and the Information Age: The Political Economy of the Global Communications Revolution.. New York: Monthly Review.

Erdogan, �. & K. Alemdar. (1994) Pop�ler K�lt�r. Ankara: �mit.

Erdo�an, �. (1997). �nsan�n Zincirine Vurulu�u. Ankara: Doruk.

Garnham, N. (1990). Capitalism and communication. Newbury Park, CA: Sage.

Garnham, N. (1995). Contribution to a political economy of mass communication. In O. Boyd-Barrett & C. Newbold (Eds.), Approaches to media. A reader (pp. 216-221). London: Arnold.

Garnham, N. (1995a). Political economy and cultural studies: Reconciliation or divorce? Critical Studies in Mass Communication, 12(62-71).

Goffman, E. (1963) Behavior in Public Places: notes on the social organization of gatherings. Glencoe: Free Press.

Golding, Peter and Graham Murdock (1991). 'Culture, Communications, and Political Economy' in Curran and Gurevitch (ed). Mass Media and Society. London: Edward Arnold. Pp. 15-32.

Grossberg, L. (1995). Cultural studies vs . political economy: Is anyone else bored with this debate? Critical Studies in Mass Communication, 12(72-81).

Hall, S. (1993). Encoding, decoding. In S. During (Ed.), The cultural studies reader (pp. 90-103). London: Routledge.

Hettne, Bjorn (ed) (1995). International Political Economy: Understanding Global Disorder. London: Zed Books.

Jhally, S.(1987). Codes of advertising: Fetishism and the political economy of meaning in the consumer society. New York: St. Martin's.

Kellner, D. (1989). Critical theory, Marxism and modernity.

Kellner, D. (1998). Communications vs. cultural studies: Overcoming the divide. World Wide Web.

Kuhn, T. (1970). The structure of scientific revolutions. Chicago: The University of Chicago Press.

LeBlanc, R. (1996). The political economy of the Pink Dollar in Sport & Leisure. University of Otago, New Zealand.

Lefebvre, H. (1991) The Production of Space, Oxford: Blackwell.

Masterman, M. (1970). The nature of a paradigm. In I. Lakatos & A. Musgrave (Eds.), Criticism and the growth of knowledge. Cambridge: Publisher unknown.

Mansell, R. (199?). The New Telecommunications.

Mattelart, A. (1994) Mapping World Communication: War, Progress, Culture. Minnesota: Univerasity of Minnesota Press.

McChesney, R. W,. E. M. Wood & J. B. Foster (1998) (eds.). Capitalism and the Information Age: The Political Economy of the Global Communications Revolution. New York: Monthly Review Press.

Melody, William H. Bul in Comor�s book.

Moores, S. (1993). Approaching Audiences In Interpreting audiences: The ethnography of media consumption (pp. 1-10). London: Sage.

Mosco, V. (1996). The political economy of communication. London: Sage.

Mosco, V., & Reddick, A. Political economy, communication, and policy. In M. Bailie & D. Winseck (Eds.), Democratizing communication? Comparative perspectives on information and power (pp. 11-32). Cresskill, NJ: Hampton Press Inc.

Mosco, V., & Wasko, J. (Eds.). (1988). The political economy of information. Madison: University of Wisconsin Press.

Mosco, Vincent. "Rethinking and Renewing the Political Economy fo Information". In, The Canadian Journal of Information and Library Science, 20: 10-29.

Mueller, M. (1995). Why communications policy is passing �mass communication� by: Political economy as the missing link. Critical Studies in Mass Communication, 12(457-472).

Murdock, G., & Golding, P. (1977). Capitalism, communication and class relations. In S. Cohen & J. Young (Eds.), The manufacture of news (pp. unknown). London: Constable.

Redhead, S. (ed.) The Fashion and the Passion, Aldershot: Avebury.

Schalit, J. (1994). Maximum False Consciousness: The Political Economy of American Punk. Bad Subjects, Issue # 14, May.

Schiller, H. (1986). Information and the crisis economy. New York: Oxford University Press.

Schiller, Dan. 1988. "How to Think About Information." In. The Political Economy of Information. Vincent Mosco and Janet Wasko eds. pp.27-43.

Schiller, D. (1995). Ambush on the i-way: information commoditization on the electronic frontier. Speech delivered at the BCLA Information Policy Conference Vancouver, 27-28 October 1995.

Schiller, Dan. March, 1994. "From Culture to Information and Back Again: Commoditization as a Route to Knowledge." Critical Studies in Mass Communication 11 (1).

Schiller, H. I. (1971) "Madison Avenue Imperialism" TRANS-ACTION, March-April issue.

Smythe, D. (1981). Dependency road. Norwood, NJ: Ablex.

Smythe, D. (1995). On the audience commodity and its work. In O. Boyd-Barrett & C. Newbold (Eds.), Approaches to media. A reader (pp. 222-228). London: Arnold.

Stubbs, Richard and Geoffrey Underhill (eds) (1994). Political Economy and the Changing Global Order. London: MacMillan.

Thomas, T. J. (1990). The political economy of information [Book review]. Canadian Journal of Communication. 15(3/4).

Winseck, D. (2001) Power Shift?: Towards a Political Economy of Canadian Telecommunications and Regulation. winseck@salamis.emu.edu.tr.