Kültürel İncelemeler |
İletişim ve medya analizi, dilsel yapıya dayanan ve söylemsel incelemeyle gelen dilin dışında gerçek olmadığı veya medya metinlerinin gerçeği ne ölçüde yansıttığı sorunu ötesinde çok daha önemli anlamlar taşır: Egemen ideoloji medya pratiklerinden geçerek kendini temel olarak iki biçimin karışımıyla sunarak meşrulaştırır (ve evrensel gerçek olarak niteler): (1) Egemen gerçekleri olduğu gibi yansıtarak (evrensel ile değer arasındaki uyuşmazlığı yok ederek) ve (2) olduğundan farklı olarak sunarak (örneğin abartarak, önemsizleştirerek, yok sayarak, çarpıtarak). Yaşanan "yaşamın gerçekleri" ne Tanrının ne "dünyanın" ne de "insanın" evrensel gerçekleridir: Yaşanan gerçekler zaman ve uzaya\yere bağımlı teknolojik yapıların (üretim biçimlerinin) öznel gerçekleridir. Bu öznel gerçekler içerik analizlerinde nesnelleştirilmiş öznellikle ve söylem analizlerinin önemli bir bölümünde nesnelliği reddeden bireyselleştirilmiş öznellikle (dolayısıyla serbest denen pazarın ideolojisi eleştirilirken) yüceltilir. Koca bir örgütlü üretim tarzı ve ilişkileri bir yana bırakılarak, bireysel alımlama ve anlamlandırma (çözümleme, yıkma ve yeniden inşa etme) yaşanan dünyayı kuran ve yürüten bir gerçekmiş gibi sunulur. Alımlamayla inşa edilen dünya çoğu kez egemenliğin yeniden üretimidir; kölenin, mülkiyet ilişkilerinden geçerek yerleştirildiği çıkmazda köleliğini meşrulaştırması asla yaşanan dünyanın gerçeğini anlatamaz. Saman yiyen ineğin küspe hayali özgürlüğü, olasılıkları ve çoğulculuğu anlatmaz: Saman ve küspeye (neyin nereden ne kadar üretileceğine, nasıl dağıtılacağına ve yaratılan zenginliklerin nasıl paylaşılacağına) karar veren güç aynı zamanda ineğin günlük yaşamını da düzenleyen güçtür. Sütü sağılan bir ineğin sevileri, duyguları, istekleri, kararları, tercihleri, alımlamaları ve anlamlandırmalarını doğru olarak anlamak ve yorumlamak mı istiyorsunuz? O zaman (a) ya ineğin kendi ve dünyası hakkında ne söylediğine ve ne düşündüğüne bakmayın, ne ve nasıl yaptığına, neden öyle yaptığına bakın, (b) ya da ne söylediği, ne düşündüğü, alımlamasını, çözümlemesini sanki insanın gerçeği gibi kabullenme ve sunma yerine, neden sorusuyla başlayarak söylemini ve söyleminden çıkanları yaşanan somut dünya ile ilişkilendirerek işe devam edin ve ardından da bu yaşanan somut dünyanın biçimlenişini soruşturun. Unutmayın: Dünyayı bu şekilde biçimlendiren düşünce değil, neyin nasıl yapıldığı ve yaptırıldığıdır: "Lafla peynir gemisi yürümez." Bunu diyen ya işsiz bırakıldığından peynir gemisinin yürütülmesine doğrudan katılamadığı ve dolayısıyla yoksun bırakıldığı için, ya da peynir gemisinin sahiplerinden biri olduğu ve yoksun bırakmayı meşrulaştırmak için söylemiştir. Ya da "gerçekleri değiştiremezsin, ama gerçekler hakkındaki imajları değiştirebilirsin" diyerek gemiyi ve peyniri "herkes için" diye yutturmaya çalışan halkla ilişkiler uzmanının (=işportacı çığırtkanın) hizmeti karşılığı aldığı parayı "bereket versin" diyerek cebine indirirken düşündüğüdür: Peynir gemisindeki ücretli ırgatlara sunulan teselli... Belki de, eski zamanlarda kahvehanelerde pişpirik oynarken ve tavla atarken ve şimdi de akademik dünyada aylığını ve özel şirketlerden "hizmet karşılığı avantasını" beklerken sıkılıp veya düzenin düzensizliğine bozulup kültürel inceleme yapan insanların dünyayı lafla yıkıp yeniden lafla inşa etmesinin, kendilerinin olmayan, kendilerinin sandıkları ve kendi köleliklerinin koşulunu her gün yeniden-üreten peynir gemisini yürütmesinin ne demek olduğunu anlatmak için Nasreddin Hoca yapmıştır.
Anlam üzerinde ideolojik mücadele
Aydının metafiziği ve tarihsel-materyalizmi (Aydının hem metafiziği hem de tarihsel-materyalizmi, aydının ekmeğinin yoğuruluşunda ekmeğini yoğuruşudur.)
Communications vs. Cultural Studies: Overcoming the Divide by Kellner
Cultural Appropriation and Subcultural Expression by Kleinhans
Theory of Virtual Class: Not a wired culture, but a culture that is wired shut by Kroker
Ideology, Discourse, and Cultural Studies: Contribution of Michel Pêcheux by Allan
Cultural Criticism and the Politics of Selling Out by Michael Brube
So-called cultural studies: dead ends and reinvented wheels by Morley
Cultural studies: a reluctant discipline by Bennet
Narratology: The Study of Story Structure.
Realism and the Contexts of Media
The Carnage of Identity: Cyborgs and Women in Science Fiction and Horror Film.
Comprehensive links for cultural studies: